3 Ekim 2024 Perşembe

HDP Milletvekili Çepni: Çevre Ajansı paralel bir bakanlık olarak kuruluyor

HDP Milletvekili ve Çevre Komisyonu Üyesi Murat Murat Çepni, Meclis Genel Kurulu'nda görüşmeleri süren teklife ilişkin yaptığı konuşmada, "Çevre Ajansı paralel bir bakanlık olarak kuruluyor. Yine devrede her şeyi kendine bağlayan Erdoğan var" dedi.

TBMM Genel Kurulu'nda Türkiye Çevre Ajansının Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmeleri sürüyor. Görüşmeler sırasında konuşma yapan HDP İzmir Milletvekili ve Çevre Komisyonu Üyesi Murat Çepni, "Çevre Ajansı paralel bir bakanlık olarak kuruluyor. Yine devrede her şeyi kendine bağlayan Erdoğan var" dedi.

Çevre ajansının çok süslü laflarla bezenip, çok parlak projelerle doldurulmuş bir şirket projesi olduğunu vurgulayan Çepni, "Çünkü proje; içeriği, dili, üslubu, araçları, amaçları, karı merkezine koymuş bir şirket için düzenlenmiş. Düzenlemeye itiraz ederken soruyoruz: İhtiyacımız bu mudur? Biz öncelikle bu soruya yanıt verebilmek için içinde bulunduğumuz duruma bir ayna tutmak istiyoruz. Gerçekte durum nedir, ne yapılmak isteniyor? Krize giren sermaye gözünü emekçilere ve doğaya dikmiş durumda. İktidar krizi atlatmak için emekçilerin sosyal ve ekonomik haklarını yıkıma uğratırken aynı zamanda sadece bir ham madde olarak gördüğü doğayı da yıkıma uğratmak için her türlü yasal düzenlemeyi yapıyor" dedi.

'İNSAN VE DOĞANIN SÖMÜRÜSÜ, TALANI ÜZERİNE KURULU BİR EKONOMİK BİRİKİM MODELİ'
Şirketlere "Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler" diyen iktidarın emekçiye gelince "Yürütmem" dediğini vurgulayan Çepni, şunları söyledi: "Bir taraftan savaş, güvenlikçi politikalar bir taraftan da daha çok talan ve sömürü. Tüm dünyada kapitalizmin krizi yaşanırken sermaye çıkış için savaştan, emeğin ve doğanın vahşice sömürüsünden başka bir yol bulamıyor. İşçi sınıfının örgütsüzleştirilmesi, güvencesizleştirilmesi, kölece esnek çalıştırılması, fabrikaların birer toplama kampı düzenine sokulması, kazanılmış hakların tırpanlanması; doğanın ise vadedilmiş armağan olarak, kaynak olarak görülmesiyle acımasızca talan edilmesi...İnsan ve doğanın kâr uğruna sömürüsü ve talanı üzerine kurulu bir ekonomik birikim modeli."

'BU MODEL PANDEMİDE ÇÖKTÜ'
Bu modelin çöküşünün pandemi sürecinde net olarak görüldüğünün altını çizen Çepni, "Covid-19 şirketlerin ve onların hükümetlerinin doğaya açtığı savaşın sonucunda ortaya çıktı. Daha çok kâr için doğaya saldırı milyonlarca, milyarlarca yılda oluşmuş ekosistemlerin parçalanmasına neden olmuş, doğal yaşam dengesi bozulmuş, virüsler yer değiştirmiştir. Virüsü yerinden eden sermayenin bu kâr hırsıdır. Dolayısıyla çare de nerede kaybedildiyse orada aranmalıdır; nedenlerle değil, sonuçlarla uğraşmak kapitalizmin yöntemi. Bizler, tam da bu süreçte, doğaya karşı geliştirilen bu yıkım politikasına karşı çıkmanın tüm gezegenin geleceğine sahip çıkmak anlamına geldiğini söylüyoruz. Kapitalizm kâr uğruna insanı ve doğayı yok ediyor. Aç kalan, yoksullar; pandemide ölenler, yoksullar; yersiz yurtsuz kalanlar, yoksullar; savaşlarda ölenler, yoksullar. Sermaye bir avuç kâr için her şeyi yakabilir, yok edebilir" dedi.

'ÇARKLAR DÖNSÜN DİYE MİLYONLARCA İŞÇİ EMEKÇİ ÖLÜMCÜL KOŞULLARDA ÇALIŞTIRILIYOR'
Pandemiye karşı mücadelenin onu yaratan kapitalist sisteme karşı mücadelenin doğrudan bir konusu olmak zorunda olduğuna işaret eden Çepni şunları söyledi: "Küreselleşme adı altında emperyalist iş bölümü, sağlığın özelleştirilmesi, tarımın şirketleştirilmesi, en temel toplumsal hizmetlerin özelleştirilmesi ve insanların müşteri haline getirilmesi, hastanelerin sektör haline getirilmesi; işte, bugün, kitlesel ölümlerin sebebi tam olarak budur. Çarklar dönsün, şirketler zarar etmesin diye milyonlarca işçi, emekçi ölümcül koşullarda çalışmaya mecbur bırakılıyor. Öte yandan da göstermelik önlemlerle sözüm ona pandemiye karşı mücadele programları açıklanıyor.

Sonuç olarak düzenleme, görüldüğü üzere küresel iklim krizi, ekolojik yıkım sorunlarına herhangi bir çare üretme derdinde değildir. Yasa yapım süreci halktan kaçırılmıştır. Tümüyle şirket mantığıyla inşa edilmiştir, tümüyle yeni rant alanları inşa etme amacındadır. Maden yasası gibi düzenlemelerle bağlantılı, birbirini tamamlayan, tümüyle halk ve doğa düşmanı politikaların yeni bir örneğidir."

Halkların Demokratik Partisi olarak, düzenlemeye "Hayır" oyu vereceklerini açıklayan Çepni, "tüm halkımıza buradan bu halk ve doğa düşmanı yasa tekliflerine karşı mücadeleyi her yol ve biçimde yükseltmeleri" çağrısı yaptı.