2 Ekim 2024 Çarşamba

HDP heyeti Van'da: İşkence emrini kim verdi? 

HDP heyeti, iki kişinin işkence edildikten sonra helikopterden atıldığı Van'da. Başhekim ve ailelerle görüşen heyetin, hastane önündeki açıklaması engellenmek istendi. Açıklama yapan Oluç, işkencenin gizlenmeye çalışıldığına dikkat çekti, Akar ve Soylu'ya sordu: "İşkence emrini kim verdi, kim uyguladı, kim örtbas ediyor?" 

Halkların Demokratik Paritis (HDP) Van'da gözaltında işkence gören ve helikopterden atılan Osman Şiban ve Servet Turgut'un durumuna ilişkin bilgi almak ve yetkililerle görüşmek için Van'da.

HDP Gurup Başkanvekili Saruhan Oluç, Van Milletvekilleri Muazzez Orhan, Murat Sarısaç, Mersin Milletvekili Rıdvan Turan, PM üyeleri, MYK üyelerinden oluşan heyete, DBP, İnsan ve Özgürlükler Partisi il yöneticileri de katıldı. 

HDP heyetinin kente gelişi öncesi gerginlik başladı. Heyeti karşılamaya gitmek isteyen il yöneticileri, valiliğin yasak kararı gerekçe gösterilerek engellendi. Görüşmelerin ardından, Ferit Melen Havalimanı'nda gelen heyeti karşılandı.

POLİS HEYETİ ABLUKAYA ALDI
Heyet geldikten sonra da polis, ziyareti engellemeye çalıştı. HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç ile polis arasında yapılan görüşmenin ardından kaldırıldı. Heyet, Şiban ve Turan aileleri ile Van Bölge Araştırma Hastanesi başhekimiyle görüştü, ardından hasta girişinde açıklama yapmak istedi. Alanı kapatan polisler, heyetin açıklamasına izin vermeyeceklerini söyledi. Bunun üzerine yeniden tartışma yaşandı. Partilileri gözaltına almak isteyen polis ile milletvekilleri arasında kısa süreli arbede yaşandı.

Heyet, gazetecilerin alınmadığı alanda, polis ablukası altında açıklama yapmak zorunda kaldı. Açıklama yapan HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, işkence iddialarını araştırmak için kente geldiklerini söyledi.

Başhekimle görüşme yaptıklarını kaydeden Oluç, şunları aktardı: "Başhekim, hazırlanmış olan raporlar ve şu anda yoğun bakımda yatmakta olan yurttaşımızın sağlık durumuyla ilgili bize bilgi verdi. Maalesef bilgiler son derece olumsuz. Tabii ki Allah'tan umut kesilmez ama tıbbi açıdan durumunun çok olumsuz olduğunu söylediler. Aileye de gereken bilgiler verilmiş. Bu yurttaşımızda hem vücut hem kafa travması var. Çok sayıda kırığı var. Dediğim gibi durum tıbbi açıdan son derece olumsuz."

Şiban'ın bu hastaneden çıkarıldığını ve askeri hastaneye kaldırıldığını hatırlatan Oluç, "Fakat yeni aldığımız bilgiye göre diğer hastanede bir tür gözetim altında. İfadesinin alınıp alınamayacağı kontrol ediliyor. Onda da travma olduğu bilgisini aldık. Ailesiyle görüştük. Üzüntülerimizi, bir an önce şifa bulması için dileklerimizi ilettik" dedi.

VALİNİN GÖREVİ İŞKENCEYİ GİZLEMEK DEĞİL AÇIĞA ÇIKARMAKTIR'
Yaşananların son derece acı olduğunu ve olayın peşini bırakmayacaklarını vurgulayan Oluç, şöyle devam etti: "Bu olaya baktığımız zaman Van Valisi, aynı zamanda atanmış kayyım olan Vali, yaptığı yazılı açıklamada şu anda yoğun bakımda bulunan yurttaşımız da dahil iki yurttaşımızın usule uygun şekilde alındığını söylüyor. Yani vücut travması, çok sayıda kırık, iç kanama, beyin kanaması, kafa travması bir diğerinde hafıza kaybı bütün bunlar usule uygun şekilde gözaltına alındığı şeklinde laflarla gizlenmeye çalışılıyor.

"Usule uygun alınmamışlar, çok açık. İşkence yapılmış ve Van Valisi'nin görevi yapılmış olan işkenceyi gizlemek değildir. Van Vali'sinin görevi yapılmış olan işkenceyi, bu insanlık suçunu açığa çıkarmak, bunu yapmış olanların bunun emrini vermiş olanların hukuken soruşturmaya uğramalarını sağlamaktır. Ama Van Valisi ne yapıyor, olayı örtmeye çalışıyor."

AKAR VE SOYLU'YA SORUYUYORUZ: İŞKENCE EMRİNİ KİM VERDİ, KİM ÖRTBAS EDİYOR?
Oluç, İçişleri Bakanı Soylu ile Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'a ise şu soruları yöneltti: "Bu işkence emrini kim verdi? Bu işkence emrini kim uyguladı? Bu işkence emrini kimler örtbas etmeye çalışıyor? Kimler yaptı? İçişleri Bakanlığı mı sorumludur? Süleyman Soylu'ya soruyoruz. Milli Savunma Bakanlığı mı sorumludur? Hulusi Akar'a soruyoruz. Emri kim verdi? Özel Harekat mı yaptı bu işkenceyi? Emniyet mi yaptı? Kolluk mu yaptı? Sizin yeni JİTEM'iniz mi yaptı? Kim yaptı bu işkenceyi? Yurttaşlarımıza bu davranışı kim yaptı bunu öğrenmek istiyoruz?"

'KÜRTLERE ZULMEDENLER ÖDÜLLENDİRİLİYOR'
Kürtlere zulmedenlerin adeta ödüllendirildiğini söyleyen Oluç, "Cezasızlık uygulanarak Kürt'e zulmeden ister kolluk gücü olsun, ister özel odaklar olsun, onlar ödüllendiriliyor. Yani bu ülkede Kürtler hakka, hukuka sahip değilmiş gibi davranılıyor. Kürtler bu ülkenin insanı, yurttaşı değilmiş gibi davranılıyor" şeklinde konuştu. 

'NE KÜRT HALKI NE TÜRKİYE DEMOKRASİ GÜÇLERİ ZULÜM KARŞISINDA BOYUN EĞMEYECEK'
Oluç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu iktidar zulümle, istibdatla ayakta duruyor. Ve bu zulmün karşısında herkesin diz çökmesini istiyor. Hayır, biz buna asla boyun eğmeyeceğiz ve asla bu zulmün karşısında diz çökmeyeceğiz. Ne Kürt halkı ne Türkiye demokrasi güçleri ne HDP ne siyasal ve toplumsal muhalefet bu iktidarın hukuksuzlukları, adaletsizlikleri ve zulmü karşısında boyun eğecek."

İktidarın işkenciyi alışkanlık haline getirdiğini ifade eden Oluç, AYM ve AİHM'de işkence başvurularının yığıldığını belirterek, "Yani siz zannediyorsunuz ki bu engellemelere, işkenceleri yaparsanız ama hukukta hesabı sorulmaz. Öyle değil!" dedi.

İktidardan merhamet ve anlayış dilemediklerini vurgulayan Oluç, "Bu iktidarın baskıları, zulmü, istibdadı karşısında demokratik direnişimizi sürdürüyoruz. Politik mücadelemizi sürdürüyoruz. Toplumsal barış, adalet ve demokrasi mücadelemizi sürdürüyoruz. Bir tek yurttaşımızın dahi burnunun kanamayacağı günlere ulaşmak için toplumsal ve siyasal muhalefetin hep birlikte Türk halkıyla, Kürt halkıyla bu ülkede yaşayan herkesin, bütün toplumun dimdik ayakta duracağını ve bunun hesabının sorulacağını biliyoruz. Biz bu işkenceleri 12 Eylül, 12 Mart döneminde gördük. 28 Şubat'taki kötü muameleleri gördük, hiçbirine boyun eğmedik. Bundan sonra da boyun eğmeyeceğiz. Bir kez daha buradan iktidara sesleniyoruz. İşkence yaptırmaktan vazgeçin, kötü muameleden vazgeçin. Yurttaşların eğer bir suçları varsa hukuk alanında adımlar atın, kötü muamele ve işkenceyle değil" diye belirtti.

Oluç, işkence gören Şiban ve Turan ile ailelerine geçmiş olsun dileklerini iletti.