20 Eylül 2024 Cuma

HDK Kadın Konferansı yerel kadın meclisleri kurma kararı aldı

HDK 9. Genel Kadın Konferansı Sonuç Bildirgesi'nde yerel kadın meclislerini örgütleme ve genç kadın mücadelesi ile güçlü ilişkilenme kararı çıktı.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Kadın Meclisleri, 12 Ocak tarihinde Ankara'da yapılan 9. Genel Kadın Konferansı Sonuç Bildirgesi'ni açıkladı.
 
HDK 9. Genel Kadın Konferansı'nın, 15 ilden 150'yi aşkın kadının katılımı ve coşkusuyla gerçekleştirildiğinin belirtildiği sonuç bildirgesinde, DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkari milletvekili Leyla Güven'in tecride karşı başlattığı ve çok sayıda tutsağın sürdürdüğü açlık grevleri selamlandı.
 
Tecridin özel savaş politikası olarak devam ettirildiğinin vurgulandığı bildirgede, "Konferansımız tecrit uygulamasının cezaevleri ile sınırlı olmadığını tüm toplumu hedef aldığını tespit etmiştir.Tecrit, bireyi, iktidarın saldırılarına karşı korumasız bırakarak toplumsallığından koparmakta, yalnızlaştırmaktadır. Toplumsallığı parçalamanın ön koşulu olarak da kadın hedef alınmaktadır" denildi.
 
Tecride karşı direnişlerin güçlendirilmesi, dayanışmanın büyütülmesi ve kadın örgütlenmesinin yükseltilmesi ile cevap verileceğinin aktarıldığı bildirgede, kapitalizmin tüm dünyada erkek egemen iktidarlar aracılığıyla kadınların yüzyılları aşan eşitlik ve özgürlük mücadelesi sonucu elde ettiği kazanımlara saldırdığı kaydedildi.
 
KADIN DÜŞMANLIĞINA KARŞI ÖZSAVUNMA
 
"Türkiye'de de AKP-MHP İktidar bloğu kadına yönelik baskı,şiddet, sömürü biçiminde hayata geçirdiği politika ve uygulamalarla kendi faşist kurumsallaşmasını adım adım örmektedir. Tarih boyunca kadın kırımı, erkek egemen iktidarların varlık ön koşulu olmuştur" denilen bildirgede, Ceren Damar ve Hande Şeker'in katledilmesinin AKP'nin kadın düşmanı politikalarının sonucu olduğu ifade edildi.
 
"İktidar; eğitim, diyanet vb tüm kurumları aracılığı ile kadına yönelik şiddeti derinleştirmekte, cinsiyetçi rolleri yeniden üretmekte, erkek yargı ve kolluk güçleri eliyle adaleti sağlamak bir yana tacizci ve tecavüzcüleri kadın katillerini aklamaktadır. Bununla birlikte şiddete karşı özsavunmasını geliştiren kadınlar ağır yaptırımlarla karşı karşıya bırakılmaktadır" denilerek tüm nefret suçlarına, kadın ve LGBTİ+ katliamlarına, şiddete karşı dayanışmanın güçlendirilmesi ve özsavunma için mücadele araçlarının yaratılması gerekliliğini açığa çıkardıkalrını belirtildi.
 
IRKÇILIK VE MÜLTECİLİK KADINA ŞİDDET OLARAK YANSIYOR
 
Cumartesi Annelerinden, barış annelerine, işi ekmeği için direnen kadınlardan barış isteyen akademisyen kadınlara, ekolojik yıkıma karşı mücadele eden kadınlardan siyasal  mücadele yürüten kadınlara kadar binlercesinin sokağa çıkmasının engellendiğinin vurgulandığı açıklamada, HDK Kadın Meclisleri olarak kadın dayanışmasını ve mücadelesini büyüten perspektifle birleşik kadın ücadelesinin örgütlenmesinde sorumluluk olacakları kaydedildi.
 
"Savaş politikalarının bir sonucu olarak yaşanan zorunlu göç ve mültecilik, kadınları toplumsal bağlarından, dilinden, kültüründen, üretim alanlarından koparmakta, gitmek zorunda kaldıkları coğrafyalarda kadınlar daha da yoksullaşmakta, şiddetin her türüne, ırkçı saldırılara maruz kalmaktadırlar" denilerek kapitalizmin yapısal krizini aşmak üzere savaş politikalarını devreye koyduğu ifade edildi.
 
FLORMAR DİRENİŞİ SELAMLANDI
 
Krizin kadın emeği/bedeni üzerindeki tahakküm ve sömürü politikalarını artırarak aşılmaya çalışıldığının vurgulandığı bildirge, "Konferansımız, emeğimiz ve bedenimiz üzerindeki sömürüye karşı kadınların verdiği parça parça filizlenen tüm mücadeleleri Flormar Direnişi nezdinde sahiplenmeyi, güçlendirmeyi ve dayanışmayı esas alır" diye belirtildi.
 
Önümüzdeki döneme dair kadın meclislerini oluşturma ve var olan yerlerde de daha da güçlendirme kararı alan kongre "Genç kadınların örgütlü dinamizminin önemini bilerek, genç kadınların örgütlenmesi için çalışmalar yapılacaktır" diye kaydedildi.
 
YEREL DEMOKRASİ VAZGEÇİLMEZİMİZDİR
 
"Örgütlenme çalışmaları kapsamında saptadığımız pilot alanlardan başlamak üzere yaşamın içinden, mahallelerden kadınların birbirlerini güçlendirebilecekleri alanlar yaratarak en geniş kadın kesimleri ile buluşmayı kararlaştırmıştır" denen bildirgenin devamında şu ifadelere yer verildi:
"Demokrasinin inşasında en temel başlık olan yerel demokrasi kadın mücadelesinden bağımsız ele alınmaz. Esas aldığımız meclis tarzı örgütlenme yerel demokrasiyi göstermektedir. Kadınların siyasal toplumsal görünürlükleri, söz, düşünce ve eylemleri yerel demokrasi inşasında ve demokratik siyasette kaçınılmaz unsurlardır. Bu kapsamda yaklaşan yerel seçimler, kadın mücadelesinin kazanımlarını esas alır ve kadınları görünür kılmalıdır.
 
"Kadın ve doğa aynı iktidar tahakkümüne çeşitli yöntemler ile maruz kalır. Yerel ekonomilere, doğaya ve kadın bedenine hükmetmek ataerkil kapitalist düzenin yaydığı kültürdür. Dünyanın neresine gidersek gidelim bir ekolojik kıyımı yaşandığında kadınlar direnişi büyütmektedir. Ekoloji ve kadın, ataerkil kapitalizm ve onun tahakkümü karşısında kader birliği içindedir. Bu sebeple kadının ekoloji için direnişi güçlü, örgütlü ve sürekli olmalıdır."