3 Ekim 2024 Perşembe

HDK Eş Sözcüsü Şenoğlu'nun iddianamesi kabul edildi: Açlık grevi ve susma hakkı 'suç'

ESP'ye yönelik operasyon kapsamında gözaltına alınan HDK Eş Sözcüsü Sedat Şenoğlu hakkında hazırlanan iddianame kabul edildi. İddiaların tamamı, Şenoğlu'nun daha önce açılan ve tutuksuz olarak yargılandığı dosyanın içeriği ile aynı. İddianamede Şenoğlu'nun, emniyette açlık grevi yapması ve susma hakkını kullanmasının "örgütsel tavır" olduğu savunularak, "suç" sayılıyor. İlk duruşma 26 Ocak'ta İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek.

Ezilenlerin Sosyalist Partisi'ne (ESP) yönelik 8 Eylül'de birçok kentte yapılan operasyonlar kapsamında tutuklanan aralarında ESP MYK üyesi Çiçek Otlu ile Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Sedat Şenoğlu'nun da olduğu 17 sosyalist tutuklandı. 11 Eylül'de tutuklanan sosyalistler, Silivri Kapalı Kampüs Hapishanesi'ne götürüldü. İleri ki tarihlerde 3 sosyalistin daha tutuklanması ile birlikte tutuklananların sayısı 20’ye yükseldi.

3 aydır tutuklu olan Şenoğlu hakkında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame İstanbul 36. İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Şenoğlu'nun duruşması 26 Ocak 2021 tarihinde görülecek.

Şenoğlu dışında, tutuklu olan sosyalistlerin dosyası, haklarında daha önce aynı iddialarla açılan ve tutuksuz olarak yargılandıkları dosyalarla birleştirildi. Birleştirme kararı sırasında yapılan ara duruşmada Ozan Özgenler serbest bırakıldı. ESP PM üyesi Mustafa Naci Toper ise, birleştirilen dosyanın 10 Aralık'ta görülen duruşmasında tahliye edildi. Şu an bu dosya kapsamında 18 sosyalist tutuklu bulunuyor.

İTİRAFÇI: KİMLİĞİNİ EMNİYETTE ÖĞRENDİM
İtirafçı Ender Yalçın'ın ifadelerine dayandırılan operasyon kapsamında tutuklanan sosyalistlerden HDK Eş Sözcüsü Şenoğlu hakkında hazırlanan iddianamede, 2015 ve 2018 yılları arasından yaşamını yitiren devrimcilerin cenaze törenlerine katılması "suç" olarak gösteriliyor. 

Asıl tutuklama gerekçesi itirafçı Ender Yalçın'ın ifadeleri. Ancak, Yalçın'ın aslında Sedat Şenoğlu'nu tanımadığı iddianamede yer verilen ifadelerinden net olarak anlaşılıyor. Yalçın, ifadesinin bir yerinde Şenoğlu'nu tanıdığını söylüyor, ancak devamında, "Sedat Şenoğlu'nun açık kimliğini emniyette öğrendim" diyerek tanımadığını itiraf ediyor. Polisin Yalçın'ı yönlendirdiği açıkça görülen ifadede, itirafçı Yalçın’ın Sedat Şenoğlu ile ilgili söylediği tek şey ise ESP yöneticisi olduğu. İtirafçı, polisin yönlendirmesi ile ESP’yi kriminalize etmeye ve MLKP ile ilişkilendirmeye çalışarak, Şenoğlu ile ilgili hiçbir somut veriye dayanmadan sadece yorum yaparak suçlamada bulunuyor.

CENAZE TÖRENLERİNE KATILMASI 'SUÇ'
Şenoğlu'nun tutuklanmasına gerekçe yapılan diğer iddialar ise, 2015 yılında polisle yaşanan çatışmada yaşamlarını yitiren Şirin Öter ve Yeliz Erbay'ın cenaze törenlerine katılmak, 5 Ekim 2015'te Kobanê'de IŞİD çetelerine karşı savaşırken yaşamını yitiren Suphi Nejat Ağırnaslı'nın birinci yıldönümü dolayısıyla Boğaziçi Üniversitesi kampüsünde yapılan anmaya katılmak, yine Dersim'de yaşanan çatışmada yaşamını yitiren İrfan Gerçek'in 5 Eylül 2018 yılında yapılan cenaze törenine katılması "suç" olarak gösteriliyor.

İddianamede yer alan "deliller" ise, basında çıkan haber ve fotoğraflar.

AÇLIK GREVİ VE SUSMA HAKKI ‘ÖRGÜTSEL TAVIR'
İddianamede Şenoğlu'nun gözaltına alınmasından itibaren açlık grevine girmesi, verilen yemekleri yememesi "örgütsel tavır" olduğu savunularak "suç" sayılıyor. Şenoğlu'nun dosyasında gizlilik kararı varken, neden gözaltına alındığına dair bilgi verilmemişken susma hakkını kullanarak ifade vermemesi de "örgütsel tavır" olarak "suç" kapsamında saylıyor.

AVUKAT TUNCER: İKİ GÜN ARAYLA İKİ İDDİANAME HAZIRLANMIŞ
ETHA'ya konuşan Şenoğlu'nun avukatı Gülizar Tuncer, her şeyden önce iddianamenin içinin boş olduğunu belirtti.

Şenoğlu hakkında, İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde aynı iddialardan tutuksuz olarak yargılandığı bir dosyanın olduğunu söyleyen Tuncer, ikinci bir dosyanın açılmasının usule aykırı olduğunu kaydetti. Soruşturma savcısının bu nedenle dosyanın birleştirilmesini istediğini belirten Tuncer, ancak iddianameyi hazırlayan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu’nun bu talebi reddederek, ayrı bir dosya açtığını dile getirdi.

Şenoğlu hakkında iki gün araya ile iki ayrı iddianame hazırlandığını söyleyen Tuncer, "18 Kasım'da 3 sayfalık bir iddianame hazırlanmış. Burada sadece katıldığı cenaze törenlerine yer verilmiş. Diğer iddianame ise iki gün sonra 20 Kasım'da hazırlanıyor. Bu iddianamenin sonuna not düşülmüş; aynı isnatla 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bulunan dosya ile birleştirilmesi ancak belirtilen mahkemenin bu tür dosyalara bakmadığı gerekçesiyle UYAP'ın sistemsel hata verdiği gerekçesiyle birleştirilmediği yazılmış. Böyle komik bir gerekçe ile 36. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeni bir dava açmış oldular. Bunu yaparken iddianamenin kapsamı da genişletiliyor, çünkü aynı iddialar zaten var. Bu tam bir komedi. Hukuki açıdan değerlendirilmesi dahi güç.

'TANIK' İFADESİ USULE AYKIRI VE BİR ŞEY İFADE ETMİYOR'
Dosyada 'tanık' sıfatıyla yer alan itirafçı Ender Yalçın'ın ifadelerinde de bir şey olmadığına dikkat çeken Avukat Tuncer, "Bu kişi ağır müebbet hapisle yargılanıyor. Kendini kurtarmak için her şeyi yapabilir, yaptırılabilir. Dosyada yargılanan kişiler bakımından yaptığı teşhisler de gerçek anlamda bir suçlama söz konusu değil. Müvekkilim Sedat Şenoğlu bakımından da durum aynı. 'Gösterdiğiniz fotoğraftan tanıyorum' diyor bir de 'örgüt içerisinde faaliyet yürütüyor olabileceğini düşünüyorum' diyor. Usule aykırı alınmış olması ayrı, ama bu ifadenin kendisi de zaten bir anlam ifade etmiyor. Sedat, yıllardır HDK Eş Sözcülüğü yapıyor. İnternetten aradığınızda birçok siyasetçinin fotoğrafını da bilgilerini de görebilirsiniz. Fotoğraf üzerinden 'tanıyorum' demesi bir şey ifade etmez" dedi.

Siyasi partilerin yıllardır, illegal örgütlerle ilişkili gösterilmeye çalışılarak illegalize edilmeye çalışıldığını söyleyen Tuncer, iddianamenin ilk 8 sayfasının da bu amaçla hazırlandığını kaydetti.

'AÇLIK GREVİ VE SUSMA HAKKI ANAYASAL HAK, SUÇ DEĞİL'
Tuncer, Şenoğlu'nun açlık grevi yapmasına ilişkin savcının, "gözaltında ikram edilen yiyecekleri almayarak açlık grevi yaparak, MLKP ile tekil ve eylem birliği içerisinde olduğu" yönündeki iddiasına ilişkin ise şunları söyledi: "Yıllardır söylüyoruz. Hakimlerin ve savcıların önlerindeki yasal mevzuatta da var, susma hakkı yasal bir haktır. Böyle bir hakkın sorgulanması ve örgütsel bir tavır olarak değerlendirilmesi hukuksal değildir. İnsanların yaşadıkları hukuksuzluklara açlık grevi ya da başka eylemsel tavırlarla karşı koyması suç değildir. O insanlar orada misafir değil. İşkence görüyorlar. Yemek verilmesi de bu yöntemlerden biri..."

Avukat Tuncer, dosyanın birleştirilmesi talebiyle önümüzdeki hafta başvuru yapacaklarını söyledi.