4 Ekim 2024 Cuma

HBDH YK: Maraş ve  Roboskî katliamlarının hesabını mutlaka soracağız

Maraş ve  Roboskî katliamlarının yıl dönümüne ilişkin açıklama yapan HBDH YK, katliamların hesabını mutlaka soracağını vurguladı. 

Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH) Yönetim Kurulu, Maraş ve Roboskî katliamlarının yıldönümüne ilişkin açıklama yaptı. Tarihi katliamlarla dolu olan faşist devletin,  yükselen halk hareketlerini bastırmak için her dönem katliamlara ve soykırımlara başvurduğu belirtilen açıklamada, TC devletinin yükselen direnişlere karşı işlediği suçların en bariz örnekleri olduğu belirtildi. 

Kendisine tehdit olarak gördüğü Kürt ve Alevi halklarının katliama maruz kalmasının, TC'nin tarihten devraldığı ve bugünlere kadar taşıdığı soykırımcı politikanın bir ürünü olduğu belirtilen HBDH YK'nın açıklamasında şu ifadeler yer aldı: "Maraş'ta 43 yıl önce halk içindeki ulusal ve mezhepsel çelişkileri derinleştirerek, örgütlediği faşist çeteleri ile Alevi ve Kürt halkını çoluk çocuk ayırmadan katletmiştir. Bu katliamda, TC devletinin kuruluş dinamiklerine Osmanlıdan devrolunan 'itaat ettir, olmadığında yok et!' politikasının bir sonucu olarak 120 insan katledilmiş yüzlercesi yaralanmıştır.

Meselenin özü Sünni-Alevi ya da Kürt-Türk çatışması değildir. Meselenin özünde TC devletinin kışkırtmaları sonucunda Kürt ve Alevi halkımızın üzerine faşist güruhların örgütlenip saldırtılması ve halkımızın bir kesiminin bu saldırılara alet edilmesi meselesi vardır. Tam da bu sebepten dolayıdır ki, halkın gerçek düşmanı olan TC devleti kendisini 'kurtarıcı' lanse edebilmiştir. Oysa halkımız gerçeğin farkındadır ve Maraş Katliamının bizzat devlet tarafından örgütlendiğini bilince çıkarmıştır. Bu katliam halkımızın belleğinde derin bir yara bırakmıştır.

Yükselen halk hareketleri karşısında, TC devleti esasta bir acizlik içindedir. Ulusal kimliği ve kültürü inkar edilen, baskı ve imhalara maruz kalan Kürt ulusuna yönelik her dönem yaşatılan katliamların birisi Roboskî'de yaşanmış, 34 Kürt hava bombardımanı ile katledilmiştir. Bu saldırı emri bizzat R.T. Erdoğan tarafından verilmiştir.

100 yıldan fazla bir süredir 4 parçaya bölünmüş Kürdistan gerçekliği içinde Kürt halkı, salt geçimini sağlayabilmek için 'sınır ötesi' geçişler yapmakta ve devlet bu 'izinsiz' geçişlerden rüşvetini almaktaydı. Ancak dönemin politikası 'yok et!' düsturu ile şekillenmiş, Erdoğan bizzat bu katliamın emrini vermiştir. Yine tarih değişmiş ancak faşist TC devletinin Osmanlıdan devralınan ruhu değişmemiştir.

Bugün süreç dönemsel soykırımlardan günübirlik imha politikalarına doğru evrilmektedir. İtaat ettirme, baskılama ve imha politikası bugün dağlarda, sokaklarda, hapishanelerde, üretim alanlarında; kısacası devrim nabzının attığı her alanda can almaya devam ediyor. Dün olduğu gibi bugün de Kürt ve Alevi halkımız zoraki asimilasyon, baskı ve katliam tehditleri ile yüz yüzedir. Ancak bugün dünden daha fazla mücadele sebeplerimiz vardır. Sömürülen, kimliği, dili-kültürü ve inancı inkar edilen halkımızın, sömürülen işçilerin ve kırıma uğrayan kadınların isyan zemini gittikçe güçlenmektedir. TC devleti ve güdümündeki çeteleri bu isyanı durduramayacaklardır.

Gittikçe daha büyük itirazlara ve karşı koyuşlara doğru evrilen süreç, TC devletinin elbet sonunu hazırlayacaktır. Bu anlamı ile Maraş ve Roboskî katliamlarına benzer katliamlar ne ilk ne de son olmuştur. Faşist TC devleti, direnişler ve uyanışlar gerçekleştikçe yeni katliamlara baş vurmaktan geri kalmamış/kalmayacaktır da.

HBDH olarak Maraş'ta ve Roboskî'de katliama maruz kalan halkımızın acılarını derinden paylaşıyoruz. HBDH, halkın büyüyen isyanına öncülük edecek faşizme son verecektir. Bu zemin gittikçe güçlenmektedir. Buna inanın, çünkü TC aşamadığı ve aşamayacağı derin ekonomik krizlerle sarsılmaya devam etmektedir. Buna inanın, çünkü halkımızın isyan geleneği buna muktedir, pratiğimiz ise buna şahittir. Buna inanın çünkü ne Alevi halkımız inancından ne de Kürt halkımız ulusal kimliğinden vazgeçmemiş aksine direnmeye ve mücadeleye devam etmektedir. Buna inanın, çünkü birleşik mücadelemizi geliştirerek ilerliyor, umudumuza umut  katıyoruz. Buna inanın, çünkü yaşam alanlarımız eylem alanlarına çoktan çevrildi bile. Yaşamın her alanında mayalanan direnişler ve gelişen isyanlar, birleşik mücadele şiarımıza doğru akmaya devam etmektedir.

Halkımızın yaraları devrimci hamlelerimizle daha fazla sarılacaktır. Bir an bile geriye düşmeden 'İleri, daha fazla ileri!' hamlemizle faşizmin kalelerini sarsmaya devam ediyoruz."