2 Ekim 2024 Çarşamba

Halkların İklim Konferansı 3-5 Haziran tarihlerinde İstanbul'da düzenleniyor

HDK Ekoloji Meclisi, iklim krizinin asıl sebebinin kapitalist sermaye sistemi olduğunun altını çizdi. Halktan ve doğadan yana bir iklim politikası üretmek için 3-5 Haziran tarihlerinde İstanbul'da düzenlenecek Halkların İklim Konferansı'na çağırdı. 

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Ekoloji Meclisi, Beyoğlu'ndaki HDK Genel Merkezi'nde 3-5 Haziran 2022 tarihlerinde İstanbul'da düzenlenecek Halkların İklim Konferansı'na ilişkin açıklama yaptı. Basın toplantısına, HDK Eş Sözcüleri Esengül Demir ve Cengiz Çiçek, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ekoloji Komisyonundan Sorumlu MYK üyesi Nuri Sönmez ve Polen Ekoloji Kolektifi Sözcüsü Yurdanur Çelik katıldı.

Basın metnini okuyan Cemil Aksu, küresel iklim değişikliğiyle yaşanan yıkımın geri dönüşü olmayan bir düzeye ilerlediğine işaret etti. Tüketim odaklı kapitalist sistemin sadece zenginlerin çıkarına yaradığını belirten Aksu, kapitalizmin geriye kalan tüm canlı türlerine cehennemi yaşattığını söyledi. Sadece 2020 yılında iklim felaketleri sebebiyle 350 bin kişinin hayatını kaybettiğini, en az 17 milyon kişinin ise göç ettiğini kaydeden Aksu, sadece 21. yüzyıl içerisinde 50'den fazla canlı türünün ise yok olduğunu aktardı.

'İKLİM KRİZİ MÜCADELESİ SERMAYEDARLARIN ÇIKARLARINI BAZ ALMAMALI'
Dünyada iklim krizine karşı mücadelenin de büyük oranda sermayedarların çıkarlarına göre şekillendiğini vurgulayan Aksu, Birleşmiş Milletler'de düzenlenen iklim zirveleri ve anlaşmaların hiçbir çözüm üretmediğine işaret etti. "Emperyalist merkezlerde 'yeşil yeni düzen' adı altına gündeme getirilen programlar, krizle mücadeleyi sermayenin çıkarları çerçevesinde tutmaya ve emperyalist dünya sistemini yeni bir sömürgecilik biçiminde reorganize etmeye yönelik bir program niteliği taşımaktadır. Genel olarak da iklim politikası konusunda şirketlerin ve onların sivil toplum örgütlerinin söylem ve politikaları etkili olmaktadır" diyen Aksu, mevcut toplumsal ve ekonomik krizin sorumlularının halklar ve doğa yararına çözümler geliştiremeyeceğini kaydetti.

'3-4-5 HAZİRAN'DA İSTANBUL'DA'
HDK olarak halklar ve doğadan yana iklim politikalarının geliştirilmesini sağlamak için Halkların İklim Konferansı'nda bir araya geleceklerini belirten Aksu, konferansın 2010 yılında Eva Morales liderliğinde Bolivya'da gerçekleştirilen İklim Değişikliği ve Toprak Ana'nın Hakları Dünya Halk Konferansı'ndan feyzaldığını ifade etti. Aksu, konferansa katılma çağrısı yaptı.

'İKLİM KRİZİNDEN ÇIKIŞ YOLU HALKLARIN YÜRÜTECEĞİ MÜCADELEDEDİR'
HDK Eş Sözcüsü Esengül Demir de konferansın yaşanan iklim krizinden esas etkilenen halkın kendini sözünü kurması için bir fırsat olduğunu belirtti. Ayrıca bu konferansta HDK olarak iklim krizi konusundaki tavırlarını net bir şekilde ortaya koyacaklarını dile getiren Demir, iklim krizi nedeniyle şiddetlenen doğal afetlere ve göçlere vurgu yaparak, küresel ısınma konusunda hızlı ve somut adımlar atılmadığı takdirde daha fazla felaketle karşı karşıya olunduğunu belirtti.

İklim krizinin ana nedeninin kapitalist sermaye sistemi olduğunu ifade eden Demir, krizi yaratan sistemin buradan bir çıkış yolu bulamayacağına dikkat çekerek, "Bu krizden çıkış yolu halkların yürüteceği mücadeleyle açılacaktır" dedi.

'BU KRİZİ YARATANLAR BU KRİZİ ÇÖZEMEYECEK OLANLARDIR'
HDP MYK üyesi Nuri Sönmez, "Esas olarak bu krizi yaratanlar, bu krizi çözemeyecek olanlardır" diyerek, kapitalist düzenin özellikle son 50 yılda insan emeği sömürüsünün yanı sıra doğa sömürüsünü de arttırdığını söyledi. Sönmez, kapitalist ve emperyalist aktörlerin ortaya koyacağı çözümlerin kendi yararlarına olacağını ve ekoloji alanında artan direnişleri pasifize etmeyi hedefleyeceğini dile getirdi. Kanal İstanbul davasının siyasi iktidarın yargıyı manipüle etmesine bir örnek olduğunu söyleyen Sönmez, ekoloji mücadelesinin siyasal ve toplumsal ayaklarıyla ele alınması gerektiğini ifade etti. Sönmez, ekoloji mücadelesinin antikapitalist mücadelenin önemli bir dinamiği haline gelebileceğine işaret ederek, bu mücadeleyi başta sokakta olmak üzere yaşamın her alanında sürdüreceklerini kaydetti.