25 Kasım 2024 Pazartesi

Gümüştaş: Gezi, Kobanê, 1 Mayıs tutsakları için birleşik adalet mücadelesi yürütmeliyiz

ESP Eş Genel Başkanı Gümüştaş, Kobanê davasının Türkiye Kürdistan halklarının haksız, soykırımcı savaşa karşı birleşik mücadelesini tasfiye davası olduğuna dikkat çekti. Kararın, özgürlük ve eşitlik mücadelesi yürüten toplumsal muhalefet güçleri bakımından taşıdığı risklere işaret eden Gümüştaş, emekçi sol hareketin karar duruşmasında gösterdiği birleşik duruşu devam ettirmesi gerektiğini söyledi. Gümüştaş, "Birleşik duruş Taksim Dayanışması tutsaklarımız, seçilmiş vekilimiz Can Atalay, Kobanê tutsaklarımız, 1 Mayıs'ta Taksim'e yürüme iradesi gösterdikleri için tutuklanan insanlarımız gibi zindanlardaki pek çok insanımız için çok önemli" dedi.

Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş, dün akşam katıldığı Özgür TV haber yayınında, Kobanê davasında çok ağır cezai yaptırımlar uygulandığını, 400 yıla varan cezalar verildiğini hatırlattı.

Kararı, 5 milyon seçmenin oyuyla Meclis'e seçilmiş, Türkiye ve Kürdistan halklarının eşitlik, adalet, özgürlük talebi ve özleminin temel bir partisi haline gelmiş bir partiye, o partinin seçilmiş siyasetçilerine ve yöneticilerine verilen cezalar olarak ele almak gerektiğini vurgulayan Gümüştaş, cezaların gazetelere verdikleri demeçler, toplumsal pek çok konuda söyledikleri sözler, yaptıkları konuşmalardan verildiğine işaret etti.

'KARAR EŞİTLİK, ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ VERENLER İÇİN RİSK OLARAK GÖRÜLMELİ'
"Bu tabii ki Türk adalet sistemi bakımından ciddi bir hak ihlali, ağır bir siyasi ve hukuki kırımdır" değerlendirmesinde bulunan ESP Eş Genel Başkanı Gümüştaş, bu cezaların Türkiye'de özgürlük ve eşitlik mücadelesi veren, anayasal haklar çerçevesinde temel hakların mücadelesini veren bütün toplumsal muhalefet güçleri bakımından risk olarak görülmesi gerektiğini vurguladı. Gümüştaş, bu güçlerin uyarılması ve harekete geçmesi gereken bir karar olduğuna dikkat çekti.

'SOYKIRIMCI SAVAŞA KARŞI BİRLEŞİK MÜCADELEYİ TASFİYE DAVASI'
Kobanê davasının Türkiye Kürdistan halklarının yanı başında yaşanan haksız ve soykırımcı savaşa karşı gösterdiği dayanışmayı, birleşik mücadeleyi kırmanın, tasfiye etme davası olduğunu vurgulayan Gümüştaş, "Onun seçilmiş birleşik iradesini yok etmenin davasıydı. Karar da bütün bu güce, birikime dönük intikam kararı oldu" diye ekledi.

'KARARIN HER CÜMLESİ SARAYDA YAZILDI'
Kararın her cümlesinin sarayda yazıldığını, Erdoğan tarafından teker teker tasarlandığını hatırlatan Gümüştaş, "Her cümlesine karşı yıllardır direnegeldiğimiz bu kararı, bu saldırının, yasaklamaların meşruluk zemini olarak koyup, bunun karşısında yükselecek adalet ve özgürlük mücadelesinin önüne geçmeye çalışacaklar" sözleriyle dava öncesi ve sonrasında yaşanan yasaklara işaret etti.

'YÜKSELECEK ÖFKEYİ, İSYANI YASAKLARLA DURDURMAYA ÇALIŞIYORLAR'
Kobanê davasının ardından çoğunluğu Kürdistan kentleri olmak üzere 20 kentte uygulanan eylem yasaklarını değerlendiren Gümüştaş, şöyle konuştu: "Bu karara karşı vicdanıyla, ahlaki ve politik duruşuyla harekete geçmek isteyen halklarımız, partililerimiz, mücadele dostlarımız yine çok benzer siyasi zorla karşı karşıyalar. İktidar yine aynı yoldan ilerliyor. Bir kararla bütün bir mücadele birikimimizi, Gezi'den Kobanê'ye uzanan direnişimizi kırmaya çalıştığı gibi bunun karşısında yükselecek, öfkeyle, isyanla büyüyebilecek bir hareketi aynı kararla, aynı faşist baskı ve yasaklarla durdurmaya çalışıyor. Kararın çıktığı saatlerde Amed'e giriş yasağa konuldu, kentlerde eylem yasakları konuldu. Mahkeme salonu ve o gün bir dizi parti binalarımız kuşatılmıştı zaten. Yasaklarla yapılacak eylemlerin önü alınmaya çalışıldı. Devam edecek kuşkusuz."

'MÜCADELEDE YENİ BİR ETAPTAYIZ'
Dava süresince faşist baskı, yasak, zora karşı direndiklerini, adalet mücadelesini, aynı biçimde aynı direnişle, baskı ve yasaklara karşı gelerek sürdürdüklerini vurgulayan Gümüştaş, kararı mücadelenin yeni bir etabı olarak okuduklarına işaret etti.

'YENİ GEZİ VE KOBANÊ İSYANLARINDAN KORKUYORLAR'
İktidarın beka sorununu bu tür siyasi eşikleri baskılamakta gördüğünü, faşist baskı, yasakları kullanarak bu tür dönemleri yönetmeye çalıştığını söyleyen Gümüştaş, "Bu aslında her zorun Türkiye Kürdistan coğrafyasında yeni Geziler, yeni Kobanêler, yeni isyanlar, yeni direnişler yaratacağı bilinci ve korkusundan ileri geliyor. Her zor başka zoru koşullayarak devam ediyor. Mecbur kaldığı, zorlandığı, buna itildiği bir yönetme biçimidir. Bu da esasen bizim haklılığımızdan, bu kararların halklarımızın nezdinde hiçbir meşruluğu olmadığından ileri geliyor. Biz buna yaslanarak hem karara karşı adalet, özgürlük mücadelemizi sürdüreceğiz hem de bu mücadelemize konan yasakları da fiili biçimde aşmaya devam edeceğiz" diye konuştu.

Bugün İstanbul, Adana ve Diyarbakır'da yapılacak halk buluşmalarını hatırlatan Gümüştaş, halk buluşmalarına katılım çağrısında bulundu.

AVRUPA'DAKİ GÜÇLERE SES YÜKSELTME ÇAĞRISI
Avrupa'daki devrimcilere, sosyalist-sol güçlere de çağrıda bulunan Gümüştaş, "Bu dava kapsamında eşitlik, özgürlük, adalet mücadelesine destek vermeye çağırıyoruz. Dayanışma ağları geliştirilmeli ve çok geniş cepheden buna karşı ses yükseltmeliyiz" dedi.

'EMEKÇİ GÜÇLER SİNCAN ADLİYESİNDE BİRLEŞİK DURUŞ SERGİLEDİ'
Kobanê davası süresince emekçi sol-sosyalist hareketin birleşik bir duruş sergileyemediği eleştirisinde bulunan Gümüştaş, davanın karara bağlanacağı gün Sincan Adliyesi önünde bu birleşik duruşun sergilenmesinin önemli olduğuna vurgu yaptı.

'TAKSİM DAYANIŞMASI, CAN ATALAY, KOBANÊ VE 1 MAYIS TUTSAKLARI İÇİN BİRLEŞİK ADALET MÜCADELESİ'
Bu birleşik duruşun adalet mücadelesi sürecinde devam ettirilmesinin önemine vurgu yapan Gümüştaş, "Birleşik duruş Taksim Dayanışması tutsaklarımız, seçilmiş vekilimiz Can Atalay, Kobanê tutsaklarımız, 1 Mayıs'ta Taksim'e yürüme iradesi gösterdikleri için tutuklanan insanlarımız gibi zindanlardaki pek çok insanımız ve yeni anayasa tartışmaları sosu içerisinde yürüyen haklar, adalet mücadelesi için çok önemli. Birleşik bir adalet, özgürlük mücadelesinin eşiği, etabı olarak görülmelidir. Ortak hareket mutlaka buralarda başarılmalıdır. Türkiye'nin siyasi iklimini değiştirmek bakımından 'yumuşama', 'normalleşme' gibi her türlü denklem tartışmasına halkımızın eşitlik, adalet, özgürlük mücadelesi bakımından güçlüce yerleşmek ve bağımsız siyasi hattını ve kazanımını örgütlemek açısından çok temeldir. Birleşik adalet mücadelesi çağrısı yapmak isterim" dedi.