24 Kasım 2024 Pazar

'Grevi selamlamak emeğimizin sömürüsüne bir uyarı olacak'

8 Mart yaklaşırken İzmirli kadınlar dünyadaki 8 Mart'ı ve kadın grevini ETHA'ya değerlendirdi, "Kadın grevi emeğimizin sömürüsüne bir uyarıdır. Kadınlar olarak yan yana gelip bu dalgayı omuzlayabilecek bir atmosfer yaratabiliriz" dedi.
8 Mart, coğrafyamızda ve dünyada kadın özgürlük mücadelesinin takvimsel günlerinden biri. Yükselen kadın hareketi, erkek egemenliğinin çürümüşlüğünü dünyanın her yanında yıkmak yerine kadın özgürlükçü bir sistem kurmak istiyor. İspanya'da başlayan "kadın grevi" dünyanın birçok yerinde ve coğrafyamızda tartışılıyor.
 
İzmir Kadınlar Birlkte Güçlü oluşumu 8 Mart’ta kadın grevi örgütleme kararı aldı. SKM, İzmir Kadın Dayanışma Evi Mor Dayanışma, 8 Mart'ı ve kadın grevini ETHA'ya değerlendirdi.
 
MUTFAKTA YANGIN VAR
 
Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) MYK Üyesi Satiye Ok, bu yıl 8 Mart'a şiddet sarmalının ve ekonomik krizin etkilerinin daha fazla hissedilen bir dönemde girildiğini kaydetti, yoksuluğun giderek derinleştiğine vurgu yaptı. Krizin ve yoksulluğun kadınları daha çok etkilediğini belirten Ok, "Mutfaklarda adeta yangın var. Alım gücü giderek azalıyor. Daha şimdiden emekçiler bir çok şeyden feragat ediyor. Bu feragat etmenin başında da kadınlar geliyor. Kadınlar, sosyal-kültürel alanında böylelikle tamamen dışına itilmeye çalışılıyor. Aynı zamanda kadın özgürlük mücadelesiyle kazandığımız hakları da bir bir yok etmekte siyasi iktidar, istismar yasası bunun en yakın örneği. Bu yasa tasarısıyla taciz ve tecavüz meşrulaştırılmakta. 2018 yılından bugüne dünyada ve Türkiye'de erkek -devlet şiddeti kadına yönelik daha fazla tırmanmış durumda. Dahası  devlet ideolojik politik olarak kadınları tahaküm altına alma ve makbul kadını dayatğı bir yıldı aynı zamanda. Bütün bu saldırı konseptine rağmen kadın hareketini sokakta çekemediği bir yıl oldu. İrili ufaklı kadın eylemleri kadın hareketinin yan yana gelişinin güçlü ögelerinide içinde barındırdı. Kadınlar Birlikta Güçlü (KBG) bunun en somutu. Aynı zamanda kadın grevinin örgütlenmesi etkin bir eylem biçimi olarak kadın hareketinin önünde koymuş da oluyor" dedi.
 
KADIN GREVİNİN NESNEL KOŞULLARI VAR
 
Dünyada kadın grevlerinin yoğunlukla tartışılmaya başlandığını söyleyen Ok, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ülkemizde de ilk defa bu düzeyde kadın grevi gündemi ile ilgili olarak belli düzeylerde tartışmalar yürütüldü. Grevin kapsama alanları üzerinde tartışma derinleştirildi  ve kadın kitleleri arasında nasıl gündemleştirebileceği üzerine de yogunlaşmalar oldu.  Dünyanın pek çok yerinden kadın grevleri etkili sonuçlarda açığa çıkardı. Bizim ülkemizde grevin nesnel koşulları oldukça uygun fakat; bunu örgütleyecek bir kadın hareketi iradesi daha bu düzeyde oluşmaması temel sıkıntı. Bu yıl sembolik de olsa grev kadın hareketinin gündeminde, bu zemine yaslanarak kadın hareketi 2020 yılını güçlü etkili ve sarsıcı bir grev örgütlenmenin koşulları açığa yan yana gelip bu dalgayı omuzlayabilecek bir atmosfer yaratabilirizçıkmaktadır."
 
DAHA ÇOŞKULU ÇIKACAĞIZ ALANLARA
 
İzmir Kadın Dayanışma Evi gönüllüsü Reyhan Kaplan, kadına yönelik ayrımcılığın, şiddetin artarak devam ettiğine dikkat çekti. Bu yıl yapılacak olan 8 Mart'ı diğerlerinden ayıran durumları şu biçimde aktardı: "Son dönemde, yıllardır mücadele ederek kazandığımız haklarımıza saldırı yapılıyor, kazanımlarımız elimizden alınmak isteniyor, yasalar değiştirilmeye işlevsizleştirilmeye çalışılıyor. Mesela, 6284 sayılı şiddet yasası dediğimiz yasa koruma tedbirlerinden biri olan uzaklaştırma bir aya bile düşürülebiliyor. Nafaka hakkına yönelik saldırıda da 'süresiz nafaka ödeniyor, kadın evinde oturuyor, eski eşinden para alıyor.' denilerek hem ev içi emeği değersizleştiriliyor hem de çocuk bakımını anne üzerine bırakılarak babanın sorumluluk almaması için uğraşıyor siyasi iktidar. Bunlar haklara saldırı ve kadın hareketini geriye götürecek ciddi söylemler. Bu duruma karşı bu yıl her zamankinden daha büyük bir çoşku ile alanlarda olacağız."
 
'EMEĞİMİZİN SÖMÜRÜSÜNE KARŞI BİR UYARI'
 
8 Mart kadın grevini önemsediklerine vurgu yapan Kaplan, "Kadınların ev içi emeği,iş gücü piyasasındaki emeği hepsi için üretimi durdurma kadınların ekonomik hak ihlallerine uğratılmaması, emeğinin sömürülmemesi anlamında uyarı oluşturacaktır. İş durdurma kadınları ortaklaştıracak ve güçlendirecek değersiz görülen ev içi emeği de yüceltecektir. İzmir'de ortak bir saatte sembolik te olsa iş bırakma hayata geçirilecek" diye konuştu.
 
Mor Dayanışma Üyesi Deniz Uslu, 8 Mart Türkiye ve Dünya kadın hareketi için tarihsel, takvimsel ve politik bir önem taşıdığına vurgu yaptı. 8 Mart'ın coğrafyalarda erkek egemenliğinin zulmüne uğramış kadınların isyanını kapsadığını dile getiren Uslu, "Hem genel hem güncel öneme sahip olmasıyla birlikte bu yıl 8 Mart'a; katledilen kadınların yarım kalmış hikayelerini, kadına ve çocuğa yönelik istismara karşı attığımız çığlıkları, milyonlarca kadınların ortak öfkesini birlikte güçlü olarak örgütleme iddiasını taşıdığımız iradeyi arkamıza alarak gidiyoruz. Son yıllarda kadınların öfkesinin ve isyanının OHAL koşullarında dahi sokağa taştığını görmüştük. Bu yıl da kadınların ekonomik, politik, toplumsal olarak sorunlarının bitmediği aksine ekonomik krizle birlikte derinleştiği, patriyarkal kapitalizmin kadınları hapsettiği duvarının giderek daralmaya eğilim gösterdiği bir yıl oldu. Tam da bu süreçte 8 Mart tüm kadınlar açısından önem taşımaktadır" şeklinde belirtti.
 
İZMİRLİ KADINLAR GREVİ SELAMLAYACAK
 
Artan kadın öfkesi ve hareketliliğinin yalnızca bu topraklar ile sınırlı olmadığına işaret eden Uslu, sözlerini şu biçimde sonlandırdı: "Ortadoğu'da baskılara direnen kadınları; Avrupa'da, Amerika'da eşit işe eşit ücret için direnen daha özgür bir hayat için mücadele eden, ülkesinin siyasi iktidarına yönelik tepkisini ortaya koyan kadınları gördük. Kadınların yaşadıkları sorunların evrensel bir boyutta olduğunu da gözler önüne seriyor bu durum. Aynı zamanda enternasyonal kadın mücadelesinin de pratik ayakları durumuna geliyor. Önceki yıllarda çeşitli ülkelerde ulusal ve uluslararası kadın grevleri gerçekleşti. Bu yıl da geçen yıldan çalışması başlayan bu 8 Mart'ta grevi daha fazla örgütleyecek ülkeler biliyoruz. Kadın mücadelesi dinamizmini daha örgütlü bir hale getirmeye uğraşıyor. Öncelikle bu uğraşı ve grev kararlarını selamlamak gerek. Türkiye'de de enternasyonal kadın grevine ses verecek etkinliklerin, eylemlerin gerçekleşecek olması bu dalganın içerisine girmek açısından oldukça önemlidir. Bizler de bulunduğumuz mahallelerden, iş yerlerinden, sokaklardan greve ses vereceğiz. Ülkede daha aktif ve etkili bir grev için de önümüzdeki 8 Mart'ı hedefleyebilecek, Türkiye kadın hareketi ile yan yana gelip bu dalgayı omuzlayabilecek bir atmosfer yaratabiliriz."