3 Ekim 2024 Perşembe

Gözaltında kaybedilen Ali Tekdağ'ın akıbeti soruldu

Kayıp yakınları ve İHD Diyarbakır Şubesi, 1994'te Diyarbakır'da kaçırılarak gözaltında kaybedilen Ali Tekdağ'ın akıbetini sordu, sorumluların yargılanmasını istedi.

Kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, eylemlerinin 614.haftasında 13 Kasım 1994'te Diyarbakır Sur'da kaçırılarak kaybedilen Ali Tektağ'ın akıbetini sordu.

Pandemi nedeniyle sosyal medya üzerinden yapılan açıklamada konuşan İHD Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Yalçın, Ali Tekdağ'ın kaybedilmesine ilişkin eşi Hatice Tekdağ'ın anlatımlarını aktardı: "13 Kasım 1994 günü evden beraber çıktık ve Dağkapı Şekerbank'a kadar dolmuşla gittik. Sonra Ali, '5 dakikalık bir işim var, döneceğim sen bekle' dedi. Yaklaşık 15 dakika sonra geldi. Fakat yanımda durmayarak geçti. 'Ali' diye seslendim. Bana eliyle 'git' diye işaret etti. Sivil silahlı 3-4 kişi arkasından gidiyordu. Eşim bir köşeyi dönmek üzereyken koşmaya başladı. Arkasından silahlı kişiler ateş etmeye başladı. Eşim kendisini yere attı. Aynı kişiler eşimin ceketini çıkarıp kafasına sardılar. Orada bulunan bir binanın içine soktular. 10 dakika sonra beyaz bir minibüs geldi. Minibüse bindirip, çevik kuvvet yönünde hareket ettiler.

Bu olaylar olurken, bankanın önünde askerler ve bir trafik polisi vardı. Ateş edilmesine karşın bu şahıslar hiç karışmadı. Ertesi gün DGM savcılığına dilekçe ile başvurdum, 'bu olay yenidir, sonra gel' dediler. Ben bir hafta beklemeden, 3 gün sonra tekrar gittim. Ondan sonra her gün gittim.

'ŞAHİT BENİM'
Yaklaşık 2 ay sonra, kapıdaki polis her gün gelmeme kızarak, bir gün beni savcılığa çıkardı. Savcı 'bana şahit göster' dedi. Ben de 'şahit benim' dedim. Kızımı ve beni, odadan dışarı çıkardı. Bir yere telefon etti ve tekrar bizi odaya çağırdı. 'Telefon ettim bizde değilmiş' dedi.

DEMİR: TEKDAĞ'I GÖZALTINDA GÖRDÜM
Aynı sıralarda Diyarbakır Cezaevinde tutuklu bulunan Seyfettin Demir, Özgür Gündem gazetesine 'Ben Ali Tekdağ ile birlikte gözaltındaydım. Ali 'beni öldürecekler, aileme söyleyin, diye bağırıyordu' şeklinde bir açıklama yapmış. Bunun üzerine tekrar savcıya gittik. Savcı 'burada Seyfettin Demir'in dosyası var, ama Ali Tekdağ diye birine ait dosya yok' dedi. Bu girişimden sonra ev adresimi aldılar ve 'bir daha buraya gelme' dediler. O zamandan bu yana hiç bilgi alamadım."

Ali Tekdağ'dan o tarihten sonra haber alınamadığını ifade eden Yalçın, ailesinin yaptığı tüm başvuruların sonuçsuz kaldığını söyledi.

İç hukuk yolları tükendiği için davanın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşındığını hatırlatan Yalçın, AİHM'in, Türkiye'yi mahkum ettiğini belirtti.