'Gençlik olarak en ön saflarda mücadele edeceğiz'
İstanbul'da yapılan eylemde 1 Mayıs'ta Taksim iradesini savunan, tüm saldırılara rağmen İbrahim Kaypakkaya, Haki Karer ve Dörtleri anmaktan vazgeçmeyen devrimcilerin işkenceyle gözaltına alınıp tutsak edilmesi ve hapishanede maruz kaldığı saldırılar protesto edildi. Eylemde, onurlu eşit bir yaşam için gençlik olarak daima en ön saflarda mücadelenin süreceği vurgulandı.
DEM Parti İstanbul Gençlik Meclisi, HDK Gençlik Meclisi, YDG, Dev Güç, İstanbul Özgür Öğrenci Meclisi, Özgürlükçü Gençlik, YDG'li Kadınlar, Devrimci Parti, HDK, DEM Parti, DÖB, gençliğe yönelik son dönemde yaşanan tutuklamalara ilişkin DEM Parti Kadıköy İlçe binası önünde basın açıklaması yaptı.
"Baskılar ve işkenceler gençliği yıldıramaz. Siyasi tutsaklara özgürlük" pankartının açıldığı eyleme Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Milletvekili Burcugül Çubuk ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul üyeleri katıldı. Sık sık, "Bijî berxwedana ciwanan", "Yaşasın 1 Mayıs-Bijî 1 Gulan", "Devrim şehitleri ölümsüzdür", "Şehîd namirin", "Yaşasın devrimci dayanışma", "Gözaltılar, tutuklamalar, baskılar bizi yıldıramaz", "Siyasi tutsaklar onurumuzdur", "Zindanlar yıkılsın tutsaklara özgürlük", "Bijî berxwedana zindanan", "İnsanlık onurlu işkenceyi yenecek" sloganları atıldı.
ÇUBUK: YOLDAŞLARIMIZIN TUTUKLANMASI KORKUDANDIR
DEM Parti Milletvekili Burcugül Çubuk Kaypakkaya'nın Haki Karer'in Dörtlerin yoldaşı olmanın onur, onları anmanın ise meşru olduğunun altını çizdi. Çubuk, "Yoldaşlarımızın tutuklanması, aslında devrimci iradenin '71 kopuşunun kopuş ruhunun sokaklarda halen can bulmasına duyulan öfkedendir, korkudandır. Tıpkı 1 Mayıs'ta Taksim barikatlarını zorlayan işçilerin, gençlerin tutuklanması gibi. AKP faşizminin her gece kabusuna giren bir gerçeklik var. Türkiye'de ve Kürdistan'da devrimci irade, kopuş ruhu hala canlı, hala diri hala mücadele ediyor. Kenid sınırlarını kendisi çiziyor, meşrulukla yürüyor. Bu meşru çizgiyi tutsak ederek silikleştireceklerini düşünüyorlar. Ama hatırlasınlar; işkencelerde, dar ağaçlarında katledildik fakat tarihe bizler ölümsüz, katledenler suçlu olarak geçti. Halkların mücadele tarihinde, işçi sınıfının tarihinde, kadınların, lubunyaların, göçmenlerin tarihinde katledenler suçlu katledilenler ölümsüz olarak geçiyor" dedi.
ALPSOY: SİYASİ SAİKLERLE TUTUKLANDILAR
ÖHD İstanbul Şube Yöneticisi Şükrü Alpsoy, "Müvekkillerimiz tamamen siyasi saiklerle tutuluyor" dedi. Etraflarında konuşlanan ve kendilerin an be an kayda alan polisleri işaret eden Alpsoy, "Polis kameralarının kayıt altında olduğunu dosyaya sunmamıza rağmen müvekkillerimiz hala tutuklu. Polis müvekkillerimizi işkenceyle gözaltına aldı, bazı müvekkillerimize taciz suçunu işledi. Üstünü örtmek için resmi belgede sahtecilik suçunu işlediler. Bu hukuksuzluklarla mücadele konusunda sonuna kadar mücadele edeceğiz" dedi. Tutsak edilen devrimcilerin hapishanede işkenceye uğradığını, zorla adli tutuklularla tutulduklarının altını çizen Alpsoy, "1 Mayıs'ta Taksim'e çıkma, 18Mayıs'ta Kaypakkaya7yı anma iradesi gösteren devrimcileri, yurtseverleri, sosyalistleri susturmak amacıyla yapıyorlar" dedi. Alpsoy, işkenceye karşı mücadeleyi sürdürecekleri sözünü yineledi.
'ÖRGÜTLÜLÜĞÜMÜZÜ BÜYÜTECEĞİMİZİN SÖZÜNÜ VERİYORUZ'
Basın metnini okuyan Şifanur Çetin, geçen seneki 20 Temmuz anma çalışmasından bu yana gençlik örgütlerine yönelik gözaltı saldırılarında işkence gören, saatlerce ters kelepçeyle bekletilen devrimcilerin tutuklanma gerekçesi olarak "polise mukavemet" suçlaması gösterildiğini hatırlattı. Çetin, "Arkadaşlarımız bu sebeple zorla, sürüklenerek götürüldükleri adli koğuşlarda tutuluyor; kıyafetleri, kitapları, mektupları onlara ulaştırılmıyor. Diğer siyasi tutsaklarla bir araya gelindiğinde örgütlenecek devrimci dayanışmadan korkan iktidar, arkadaşlarımızı faşizmin zindanlarında dışarıdan ve birbirinden tecrit ederek yalnızlaştırmaya ve iradelerini teslim almaya çalışıyor. Yoldaşlarımızın adli koğuşları reddetmesini yeni bir mukavemet ve disiplin soruşturması konusu eden bu devlet, siyasi tutsakların can güvenliğinden sorumludur! Bizler, faşist rejimin işkenceci kolluk kuvvetlerini dokunulmaz kılmaya çalışan bu uygulamaya karşı Wan direnişi, 1 Mayıs, 18 Mayıs ruhuyla öz savunmamızı kuşanacağımızın ve örgütlülüğümüzü büyüteceğimizin sözünü veriyoruz" dedi.
'BASKILARINIZLA SİNMEDİK, SİNMEYECEĞİZ'
Tüm bu saldırılara ek olarak, hapishanelerde kadınlara defalarca çıplak arama işkencesi dayatıldığına dikkat çeken Çetin, şöyle devam etti: "Çıplak aramayı, 'detaylı arama' adı altında meşrulaştırmaya çalışan, ters kelepçe işkencesine hukuki zemin arayan iktidar, insanlık onuru mücadelemizin, örgütlü kadın dayanışmamızın altında kalacağını çok iyi bilmelidir. Bizler omuz omuza verdiğimiz onurlu mücadelemiz gerekçe gösterilerek tutsak edilen arkadaşlarımızın her birini elinizden tek tek alacağız. Tutuklayamayıp defalarca tehdit ettiğiniz, kaçırarak ajanlaştırmaya çalıştığınız her bir arkadaşımız bugün hala mücadele içerisinde yerini almaktadır. Ne gençlik ne kadınlar, tutuklamalarınıza ve işkencelerinize boyun eğmedi eğmeyecek. Siyasi tutsaklar onurumuzdur! Bizler, politik iradesine sahip çıkmak için mücadele eden Wan halkıyla omuz omuza alanlardayız. 1 Mayıs'ta gençliğin ve işçi sınıfının mücadelesi ortaktır diyerek sesini yükselttiğimiz emekçilerin ta kendisiyiz. 18 Mayıs'ta gençlik önderleri İbrahim Kaypakkaya'yı, Haki Karer'i ve Dörtleri, onlara verdiğimiz devrimci sözle andık, yine anacağız! Devrimci gençlik faaliyetleri sebebiyle tutuklanan, işkence gören, çıplak aramaya maruz bırakılan, cezaevlerinde tecrit edilen her bir arkadaşımızı elinizden alacak; çıktıklarında hep birlikte mücadelemize kaldığımız yerden devam edeceğiz. Onurlu, eşit bir yaşam için gençlik olarak daima en ön saflarda mücadele edeceğiz; baskılarınızla sinmedik, sinmeyeceğiz."