20 Eylül 2024 Cuma

Gazeteci Serdar Karakoç'un duruşması görüldü

Almanya'nın talebiyle, 129b maddesi gerekçe gösterilerek Hollanda'da gözaltına alınıp 1 ay tutsak edilen gazeteci Serdar Karakoç'un Almanya'ya iade edilip edilmeyeceğine dair karar duruşması Amsterdam Adliyesi'nde görüldü. Mahkeme heyeti, nihai kararını 7 Ağustos günü vereceğini açıkladı.

Özgür basın geleneğinde uzun yıllardır emek veren gazeteci Serdar Karakoç, Almanya'nın talebi üzerine 129b maddesi gerekçe gösterilerek Hollanda'daki evinde 23 Mayıs günü gözaltına alınıp tutuklanmıştı. Karakoç, 14 Haziran günü 5 bin euro kefaletle şartlı tahliye edilmişti. Haftada bir gün imza veren Karakoç'un ayrıca pasaportuna da el konulmuştu.

Hollanda yargısı Serdar Karakoç'un Almanya'ya teslim edilip edilmeyeceğine dair karar duruşmasını Amsterdam Adliyesi'nde gördü. Duruşma öncesi, Serdar Karakoç'a Özgürlük İnisiyatifi'nin çağrısıyla Avrupa'nın farklı ülkelerinden gelen onlarca gazeteci, yazar ve siyasetçi adliye binası önünde toplandı. Mahkeme heyeti, salonda yer olmadığı gerekçesiyle sınırlı sayıda katılımcıya izin verdi. Davayı, bir grup gazeteci ve siyasetçi izledi. Karakoç'un avukatları da salonda hazır bulundu.

Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada daha sonra savunmaya geçildi. Mahkeme heyeti, davaya konu aktivitelerin Almanya'da gerçekleştiğini hatırlatarak, içeriğini Hollanda yargısıyla ele almanın mümkün olmadığını hatırlattı. Almanya yargısının dosyada yer alan iddiaları "Terör örgütü" faaliyeti olarak ele aldığını belirtti. Ancak heyet, bu iddiaların Hollanda yargısının iddiası olmadığını, bu yüzden dosya içeriğine girmeyeceklerini, sadece Almanya'nın iade talebini ele alacaklarını ifade etti.

'KÜRT TOPLUMUNUN FAALİYETLERİ KRİMİNALİZE EDİLİYOR'
Ardından Karakoç'un avukatlarının savunmasına geçildi. Avukatlar, Almanya devletinin Kürt toplumunun her faaliyetini kriminalize ettiğine dikkat çekti. Serdar Karakoç'un davaya konu edilen Almanya'daki faaliyetlerinin basın ve siyasi faaliyetlerin dışına çıkmadığını belirten avukatlar, bunların terörizmle bağdaştırılmasına tepki gösterdi. Kürt halkının statü mücadelesi verdiğine işaret eden avukatlar, Türk devletinin her türlü meşru, yasal faaliyetleri bile terörizmle suçladığını hatırlattı.

'TÜRK DEVLETİ POLİTİK MÜCADELE YÜRÜTEN HERKESE TERÖRİST DİYOR'
Avukatlar, politik mücadele yürüten, gazetecilik yapan herkesin Türk devleti tarafından terörist olmakla suçlandığına dikkat çekti. Bu uygulamanın Türk devletinin baskısıyla Avrupa devletlerinde de hayata geçirilmek istendiğine işaret eden avukatlar, gazeteci Serdar Karakoç hakkında Almanya'da açılan davanın bunun son örneklerinden olduğunu söyledi.

Türk devleti ve Almanya devleti arasındaki ilişkilere de dikkat çeken avukatlar, Serdar Karakoç hakkında açılan dava dosyasının da Türk devleti istemiyle açıldığına inandıklarını söyledi. Avukatlar, PKK'nin yasaklı bir örgüt olmadığına dair Brüksel ve Lüksemburg mahkemelerinin verdiği kararları da hatırlattı ve Almanya'nın Serdar Karakoç'un teslim edilmesine dair talebinin reddedilmesini talep etti.

Ardından savcılık söz alarak, Serdar Karakoç'un yargılandığı dosyada suçlu olup olmadığı yönünde bir değerlendirmeye giremeyeceklerini ancak Serdar Karakoç'a Hollanda devleti tarafından daha önce oturma izni verildiğini hatırlattı. Almanya'nın Serdar Karakoç'u suçlu bulup ceza vermesi halinde bile Hollanda'da tutuklu kalması gerektiğini belirtti.

'BASIN FAALİYETLERİ 129B YASASI KAPSAMINA ALINAMAZ'
Serdar Karakoç'a son sözleri soruldu. Türkiye'de yıllarca gazetecilik yaptığını anlatan Serdar Karakoç, gelmek zorunda kaldığı Avrupa'da da gazetecilik yaptığını belirtti. Almanya'nın kendisini 2017 ile 2018 arasındaki çalışmalarını bahane ederek istediğini söyleyen Karakoç, "Ben 20 yılı aşkın süredir Hollanda'da yaşıyorum. Bu süreçte Almanya, Fransa ve Avrupa'nın diğer ülkelerine sık sık gidip geldim. Almanya'nın beni suçladığı 2017 ve 2018 yıllarında ve sonrasında da sık sık gidip geldim. Bu gezilerimin temel sebebi gazetecilik çalışmalarımdır. Yine aile bireylerimin bir kısmı Almanya'da yaşamaktadır. Yaptığım çalışmalar kamuoyuna açık olmasına rağmen Almanya devleti beni 129b yasasından yani terör örgütü üyeliğinden yargılamaktadır" dedi.

Terör kavramının iyi açıklanması gerektiğini belirten gazeteci Karakoç, Türkiye'nin bile terör kavramını şiddetle bağdaştırdığını söyledi. Kendisinin Almanya'da yargılandığı davada hiçbir şiddet olayı olmadığını vurgulayan Karakoç, Almanya yasalarına göre de; 129b yasasından yargılanmaması gerektiğini ifade etti. Kürt özgürlük hareketine dair 2014 ve 2018 yıllarında farklı Avrupa mahkemelerince "PKK'nin bir terör örgütü olmadığı" yönünde kararlar alındığını hatırlatan Karakoç, PKK'nin bir yasaklı örgüt olmadığının altını çizdi.

'DAVADA TÜRK DEVLETİNİN PARMAĞI VAR'
Almanya'da uygulanan ve Kürt toplumunun demokratik çalışmalarını kriminalize eden 129b yasasının içeriğine de atıflarda bulunan Serdar Karakoç, Almanya'nın tüm Kürt halkını demokratik, yasal faaliyetlerini bahane ederek terörist olarak lanse etmeye çalıştığını belirtti.

MİT'in Avrupa'daki örgütlenmesine işaret eden Karakoç, Paris'te gerçekleştirilen iki katliamı ve Brüksel'de Kürt siyasetçilere dönük suikast girişimlerini hatırlattı. MİT'in Almanya'daki faaliyetlerine işaret eden Karakoç, "Almanya'nın daha önceki resmi raporlarında 6 bin aktif MİT üyesinin Almanya'da faaliyet yürüttüğü açıklanmıştı. Bu kişiler, defalarca Kürt, muhalif kişileri, siyasetçileri, gazetecileri tehdit etti. Ben de bu durumu araştırmak, tehdit edilen kişilerle röportajlar yapmak üzere defalarca Almanya'da bulundum. Tehdit edilen Alman milletvekilleri de vardı, onlarla da röportaj yaptım. Bu yüzden de hakkımda açılan davada Türk devleti parmağının olduğu kesindir" ifadelerini kullandı.

Serdar Karakoç'un savunması ardından mahkeme heyeti, adli kontrol şartlarının devamına karar verdi. Almanya'ya iade edilip edilmeyeceğine dair nihai kararını ise 7 Ağustos 12:15'te vereceğini duyurdu.