ESP: Gezi umuttur, umut dimdik ayakta
Gezi'nin örgütlü ve birlikte mücadele olduğunun altını çizen ESP MYK, Gezi direnişinin "çok naif, barışçıl bir anayasal süreçti" sözleriyle içinin boşaltılmak istendiğine dikkat çekti. Faşist saldırılara karşı direnişin ve isyanın meşru bir hak olduğuna vurgu yapan ESP MYK, Gezi direnişinin çağrısı örgütlü ve birleşik mücadele olduğunu kaydetti. ESP MYK, " İşçi sınıfı ve ezilen halklarımızın söz, eylem ve örgütlenme haklarının şiddetle gasp edildiği koşullarda isyan meşrudur. Meşru olmayan halka saldırıdır. Yaptık yine yapabiliriz. Birleştik yine birleşebiliriz. Kendi örgütlü gücümüze güvenerek kazanabiliriz" dedi.
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Merkez Yürütme Kurulu, Gezi direnişinin 11. yılında yaptığı açıklamada "Umut dimdik ayakta" dedi. 11 yıl önce "onur ve özgürlük" diyerek faşizme karşı sokakları özgürleştiren emekçi halkları selamlayan; Gezi direnişinde katledilen ve ölümsüzlüğe uğurlanan Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük, Ali İsmail Korkmaz, Ahmet Atakan, Berkin Elvan, Medeni Yıldırım, Mehmet İstif ve Hasan Ferit Gedik'i anan ESP MYK, "Gezi dün değil, bugün ve geleceğimizdir" vurgusu yaptı.
'YÜZÜMÜZÜ GELECEĞE DÖNÜYORUZ'
ESP MYK, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Gezi, içi boşaltılıp şenlik haline getirilecek bir gösteri değil, sınıflar mücadelesi yasalarının işlediği bir halk isyanıdır. Gezi, 'bu halk ayaklanmaz' karamsarlığının yırtılıp çöpe atılmasıdır. Gezi'ye özellikle bugünlerde 'çok naif, barışçıl bir anayasal süreçti' diyerek sahip çıkanların farkında olarak ya da olmayarak yaptıkları en büyük hata, Gezi'yi düzen yasaları içine sokmaya çalışmalarıdır. Oysa Gezi ne yasalara ne de dar politik çıkarlara hapsedilebilir. Şimdi Gezi'yi daha güçlü anlama zamanı. Ağır saldırılar altında büyük bedeller ödeyerek, emek ve cesaretle yürüyoruz. Açlığa, yoksunluğa, ölüme mahkum edilen halkımızla birlikte özgür geleceği kurmak için örgütlü mücadelede ısrar ediyoruz. Mücadele tarihimizden ve deneyimlerimizden aldığımız güçle yüzümüzü geleceğe dönüyoruz.
'ÇÖZÜM DİYE SUNACAKLARI SAVAŞ VE FAŞİST TERÖRDÜR'
"Sorunun kaynakları çözüm olamazlar. Kapitalist emperyalizm sorunun kaynağıdır. İliklerine kadar çürüyen sistem çözümü geliştiremez. Çözüm diye sunacakları daha fazla sömürü, hak gasbı, kemer sıkma, güvencesiz çalışma, hukuksuzluk, doğa talanı, işgal, savaş ve faşist terördür. AKP-MHP politik İslamcı suç şebekesi uluslararası sermayenin ortağı ve ileri karakoludur. Alameti farikası, dışarıda tam teslimiyet, içeride ise halka karşı sistematik baskıdır. Egemenler cephesindeki yumuşama tartışmaları ezilenlere kurulmuş tehlikeli bir tuzaktır. 'Aynı gemideyiz' yalanının devamı niteliğindedir. Bugün faşist şeflik rejiminin tek korkusu ezilenlerin pozisyon kazanmasıdır. Egemen devlet anlayışı; ne olursa olsun, ne tür yönetsel krizler yaşanırsa yaşansın, ezilen halkların ve işçi sınıfının inisiyatif kazanmaması üzerine kuruludur. Faşizm koşullarında burjuva, düzen içi anlamda esnemeler bile ancak emek ve demokrasi mücadelesinin basıncı ve zorlaması ile mümkün olabilir. Tıpkı 2024 seçimleri sonrası kayyum planlarının ilk aşamada Van direnişiyle püskürtülmesinde olduğu gibi.
'GEZİ'NİN ÇAĞRISI ÖRGÜTLÜ VE BİRLEŞİK MÜCADELEDİR'
"Gezi'nin çağrısı örgütlü mücadeledir. İsyandan egemenlerin çıkarttığı sonuç; devleti en ücra köşeye kadar, daha güçlü, yasal yasa dışı şekilde örgütlemek, ezilenleri ise mutlak şekilde örgütsüzleştirmektir. Başaramadılar! Sermaye için dikensiz gül bahçesi yaratma planları her defasında karşısında direnişi buldu. Devrimci örgütlenme ve direniş geleneği ise karanlığın en koyu olduğu anda ilk gün ışığı gibi parıldamaya devam ediyor. Gezi birleşik mücadeledir. Kürde savaş, Alevi'ye inkar, işçiye açlık, kadına ölüm, doğaya talan... Gezi, herkesin kendi isyanını kuşanıp bayraklaştırdığı birleşik bir direniştir. Onur ve özgürlük ortak paydasında bir araya gelen milyonlar, eylemin içerisinde 'kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz' diyerek omuz omuza ortak hedefe yürüdüler.
'İSYAN MEŞRUDUR'
"Gezi tutsakları onurumuzdur. Savaş suçluları, işçi katilleri, kadın düşmanları, doğa talancıları, çeteler serbest dolaşırken Gezi isyanını bir onur nişanı gibi taşıyan arkadaşlarımız onlarca yıl cezayla tutsak edildiler. Tutsak edilmeye çalışılan esasen halk olmuştur. Şimdi de Kobanê kumpas davasında verilen yüzlerce yıl ceza ile Kürt halkı ve Rojava devrimi ile birleşik mücadele cezalandırılmaya çalışılıyor. Gezi için, Suruç için, Soma için, Roboskî için, 5 Haziran Amed-10 Ekim Ankara Gar için, Şenyaşar ailesi için, Çorlu için, İliç için, katledilen kadınlar için, Taksim, 1 Mayıs tutsakları ve Kobanê tutsakları için birleşik adalet mücadelesi bugün acil görevlerimizdendir. Devrimci sosyalistler olarak Gezi'yi anarken yeni Gezi'ler yaratmak için daha çok çalışma ve örgütlü mücadeleyi yükseltme sözümüzü yineliyoruz. İşçi sınıfı ve ezilen halklarımızın söz, eylem ve örgütlenme haklarının şiddetle gasp edildiği koşullarda isyan meşrudur. Meşru olmayan halka saldırıdır. Yaptık yine yapabiliriz. Birleştik yine birleşebiliriz. Kendi örgütlü gücümüze güvenerek kazanabiliriz. Yaşasın Gezi isyanımız! Gezi tutsakları onurumuzdur! Gezi umuttur, umut dimdik ayakta!"