ESP: 9. Yargı Paketi saldırısına geçit vermeyelim
9. Yargı Paketine ilişkin açıklama yapan ESP "Faşist şefin en son savaş ve seferberlik yetkileriyle donatılmasıyla beraber, bu düzenlemeler de gösteriyor ki faşist şeflik rejiminin ajandası 'yumuşama' vb burjuva yanılsamalar değil, savaşa hazırlıktır; topluma, halklarımıza karşı savaş" ifadelerini kullandı.
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Genel Merkezi, 9. Yargı Paketine ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Faşist şeflik rejimi burjuva siyasette sözde yumuşamadan dem vururken, 9. Yargı Paketi olarak yapılması planlanan faşist düzenlemelerle toplumla topyekun mücadele yasa tasarılarından birini daha hayata geçirme hazırlığında.
'KADIN KAZANIMLARI GASP EDİLMEK İSTENİYOR'
Pakette yer alan 'Kadının soyadı' düzenlemesi değişikliğiyle kadın kazanımlarından biri daha gasp edilmek isteniyor. Kadınların mücadelesi sonucu Anayasa Mahkemesinin kadının kendi soyadını tek başına kullanması yönünde aldığı karara karşın kadınların evlendikten sonra bekarlık soyadlarını tek başına kullanması yine engellenmiş olacak. Gerekçesi ise şef tipi aile vurgusunun kadın düşmanı yüzünün bir ifadesi: 'Ailenin önemi değerlendirildiğinde, anne ve babanın ayrı ayrı soyadı kullanmaları, çocuk üzerinde olumsuz etkiler doğurabilecek, çocuğun hangi soyadını kullanacağı ayrı bir tartışma konusu haline gelecektir.' Kadını kimliksizleştirme, onu evlendiği erkekle tanımlamanın ilanıdır bu karar.
Paketin kadın kazanımlarına saldırı niteliğindeki düzenlemelerinden biri de erkeğe 'zorlama hapis' uygulamasına itiraz hakkı tanınması. Böylece kadına şiddet uyguladığı için alınan tedbir kararlarına uymayan erkeklere dair mahkemelerin tedbir amaçlı 'zorlama hapis' uygulamalarına itiraz yolu açılıyor, kadınları erkek şiddetinden, katledilmekten koruma amaçlı tedbirlerinden biri berhava ediliyor. 'Zorlama hapis' için itiraz demek, bu arada kadının katledilmesine tedbir almamak, böylece erkek-devlet cinayetine kapı açmak demektir.
'YARGI ELİYLE SALDIRILAR GENİŞLETİLECEK'
Yargı Paketi, faşist şeflik rejiminin son yıllarda yargı eliyle gerçekleştirdiği saldırıları genişleten ve pekiştiren nitelikte. Tutsaklara para göndermeyi 'teröre finansman' olarak kriminalize eden faşist iktidar; şimdi de sözde kara para aklamayı, terörün finansmanını önlemek söylemiyle TMSF'nin kayyum olarak şirketlere atanmasını gündeme getiriyor. Böylece faşist iktidar, tıpkı Osman Kavala'yı 'ayaklanmayı finanse etmekle' suçlayarak yaptığı gibi, keyfi gerekçeler öne sürerek istediği şirketlere TMSF'yi kayyum olarak atayabilecek. Keza AKP-MHP faşist bloğunun uyuşturucu ticareti, çete, mafya ilişkilerini yeniden düzenlerken suç ekonomisini de kendi elinde toplayacağı, aklayacağı bir düzenleme bu.
'EN ÖNEMLİ SALDIRI ETKİ AJANLIĞI DÜZENLEMESİ'
Bu halk düşmanı paketin toplumu ve toplumsal mücadeleyi hedef alan en önemli saldırısı ise 'etki ajanlığı' düzenlemesidir. TCK'da 'devlet güvenliği ile ilgili belgeleri elinde bulundurma suçu'nu düzenleyen 339. maddeye 'diğer faaliyetler' başlığı ile eklenen taslağı iktidar partisi 'yeni tip ajanlık faaliyetiyle mücadele' ile gerekçelendiriyor. Buna göre, 'Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda Türk vatandaşları veya kurum ve kuruluşları ya da Türkiye'de bulunan yabancılar hakkında araştırma yapan veya yaptıranlar hapis cezası ile cezalandırılacak.'
Etki ajanlığı düzenlemesi daha çok düşünce açıklama, araştırma yapma ve yayınlama özgürlüğü çerçevesinde tartışılsa da, faşist şeflik rejiminin hazırlığı çok daha kapsamlı. Bilim, kültür, sanat, siyaset, ekonomi, sağlık her alanda kendi sesinden ve sözünden başka ses ve söz duyulmasın istiyor. İçeride ve dışarıda yolsuzlukları, kirli ilişkileri, suç ağları, halklara düşmanlık siyasetleri ortaya serilmesin, teşhir edilmesin diye tüm topluma suskunluğu dayatıyor. Keza bugün elinde bulundurduğu ekonomik, siyasi, teknolojik, kültürel vd. bir çok stratejik alanda (başta 'savunma sanayi') kendisine içeriden veya dışarıdan rakip olabilecek mevcut veya potansiyel güçlere karşı da kullanacağı bir araç yaratıyor.
Faşist şefin en son savaş ve seferberlik yetkileriyle donatılmasıyla beraber, bu düzenlemeler de gösteriyor ki faşist şeflik rejiminin ajandası 'yumuşama' vb burjuva yanılsamalar değil, savaşa hazırlıktır; topluma, halklarımıza karşı savaş!
9. Yargı Paketi bir saldırı paketidir. Toplumsal mücadeleyi yargı eliyle ezme hamlesinin bir ayağıdır. Bu tasarıya geçit vermeyelim! Faşizme karşı topyekun direnişi örelim, büyütelim!"