3 Ekim 2024 Perşembe

Erdoğan'a yanıt: Arkadaşlarımızın özgürleşmesini, toplumun sizden kurtulmasını biz sağlayacağız

HDP Sözcüsü Ebru Günay, Erdoğan'ın bir kez daha yargıya Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş'ın da aralarında olduğu siyasetçilerin bırakılmaması için yargıya talimat verdiğini belirterek, "Arkadaşlarımızın özgürleşmesini toplumun sizden kurtulmasını biz sağlayacağız" dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, partisinin Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirme yaptı.

10 Aralık'ın Dünya İnsan Hakları Günü olduğunu hatırlatan Günay, iktidarın topluma karşı karşı sistematik hale getirdiği saldırı ve ağır insan hakları ihlaliyle, günün karşılandığını söyledi. Günay, "AKP-MHP bloğu insan haklarını katlederek insanlığa, demokrasiye, özgürlük değerlerine meydan okuyor. OHAL ve KHK rejimi ile, cezasızlık dosyaları, işkence, infaz, kayyumlarla insanlığa meydan okuyor. Tutuklamalar, ihraç ve hasta tutsakları kaderine terk ederek insanlığa meydan okuyor. Eşit, özgür ve kardeşçe bir yaşamın temeli insan haklarıdır. İktidar bu temel hakkı ayaklar altına almıştır. Evrensel insan haklarının yok sayıldığı, ihlal edildiği, insanların helikopterlerden atıldığı, siyasetçilerin, gazetecilerin, aydınların tutuklandığı, mezarlıkların tahrip edildiği, annelere çocuklarının cenazelerinin kargo yoluyla gönderildiği bir dönemden geçiyoruz" dedi.

16 BİN 490 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI, 3 BİN 695 KİŞİ TUTUKLANDI
Günay, ellerindeki verilere göre 24 Haziran 2015'ten beri sadece partilerine karşı yürütülen siyasi soykırım operasyonlarında eş genel başkanlar, milletvekilleri, il-ilçe eş başkanları, üye ve yöneticilerin de aralarında olduğu 16 bin 490 kişi gözaltına alındığını, 3 bin 695 kişinin ise tutuklandığını söyledi. Günay, şu bilgileri paylaştı: "Tutuklananlar arasında 93 il eş başkanımız, 194 HDP ilçe eş başkanımız, 18 milletvekilimiz, 23 MYK, 21 PM üyemiz, 800'ü aşkın il ve ilçe yöneticimiz bulunuyor. Halen 7 milletvekilimiz ve 15 MYK üyemiz rehindir. 13 milletvekilimizin bu zaman zarfında milletvekilliği düşürülmüştür. Sadece 19 Ağustos 2019'dan bu yana, 3'ü büyükşehir, 5'i il, 33'ü ilçe, 7'si belde belediyesi olmak üzere toplam 48 belediyemiz kayyım darbesiyle gasp edildi. 37 belediye eşbaşkanımız hukuksuz bir şekilde tutuklandı. Halen 18 Belediye eşbaşkanımız rehin tutulurken, 7 belediye eşbaşkanımıza ev hapsi verildi. 82 belediye meclis üyemiz görevden uzaklaştırıldı, 119 belediye meclis üyemiz gözaltına alındı, 2'si tutuklandı."

YARGI YIKIM VE VAHŞETİN ÜZERİNİ ÖRTMEYE ÇALIŞIYOR'
En büyük hak ihlallerinin sokağa çıkmağı yasakları döneminde yaşandığını vurgulayan Günay, Şırnak, Cizre, Silopi, Sur, Nusaybin, Yüksekova, Silvan, İdil ve Dargeçit ilçelerinde aylarca süren ablukaların üzerinden beş yıl geçmesine rağmen işlenen ağır suçlarla ilgili açılan davlarda hiçbir ilerleme olmadığını kaydetti. Günay, "Yargı, yaşanan yıkım ve vahşetin üzerini örtmeye çalışıyor her zamanki gibi" dedi. 

ERDOĞAN BİR KEZ DAHA YARGIYA TALİMAT VERDİ
AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçtiğimiz günlerde bir kez daha Demirtaş'ı hedef alarak, yargıya Demirtaş, Yüksekdağ ve tüm siyasilerin serbest bırakılmaması için talimat verdiğini söyleyen Günay, "'Demirtaş'ın hakkını koruyacak değiliz, yargımız Demirtaş'a böyle bir imkân tanımaz. Tahliyesinin asla önünün açılmasına yol vermeyiz" diyerek Demirtaş'ı ve binlerce HDP'linin bizzat kendisinin talimatıyla içeride tutulduğunu bir kez daha itiraf etti.

Biz de tam olarak bunu söylüyoruz, arkadaşlarımız, partililerimiz yargı kararlarıyla değil, Erdoğan'ın, Saray'ın siyasi kararlarıyla içeride rehin tutuluyor diyoruz. Erdoğan işte bu gerçeği itiraf ediyor. Zaten hiç gizlemedi bunu, daha dün AİHM kararı sonrası "Karşı hamlemizi yapar işi bitiririz" dediğinde yargıya talimat veriyordu bugün de yargıya talimat veriyor. Biz de diyoruz ki, arkadaşlarımızın özgürleşmesinin de toplumun sizden kurtulmasının yolunu da size rağmen mücadelemizle biz açacağız. Size rağmen bu ülkeyi bizler özgürleştireceğiz. Sizlere rağmen bu ülkeye barış ve demokrasi getireceğiz."

'TECRİDE SON VERİN'
PKK Lideri Öcalan'ın 22 yıldır ağır bir tecrit altında tutulduğunu kaydeden Günay, hapishanelerde yapılan açlık grevlerini hatırlattı. Günay, "Buradan çıkış yolu Sayın Öcalan üzerindeki tecridin son bulmasıdır, sorunları diyalog ve müzakere yoluyla çözmektir. Bu karanlık tabloya son vermenin yolu, baskı ve saldırı kime karşı gelişirse gelişsin karşı çıkmaktır. İşte bu çözüm için cezaevleri, başta tecridin sona ermesi için yeniden açlık grevine başladılar. Şunu açıkça ifade ediyoruz, açlık grevine giren tutsakların çözüm talebi talebimizdir, bu talepler karşılanıncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz. Türkiye'nin bu talepleri karşılamaktan başka şansı yok, başka yolu yok" şeklinde konuştu.

İç ve dış politikaya ilişkin başlıklarda da değerlendirme yapan HDP Sözcüsü Günay, iktidarın her alanda sıkıştığını söyledi. 

'ÖLÜMLERDEN SORUMLUSUNUZ'
Korona salgınına ilişkin kısıtlamaları hatırlatan Günay,  şunları söyledi: "Pandemi sürecini başından bu yana yönetemeyen AKP-MHP iktidarı, sağlık sisteminin çökme noktasına gelmesinden sorumludur. Yoğun bakımlarda yer olmadığı için yaşamını yitiren insanlarımızın ölümünden sorumludur. İnsanlar, birçok meselede olduğu gibi pandemi konusunda da iktidarın kendilerine yalan söylediğini biliyorlar. İşte bunun için aşı açıklamalarına da ölüm rakamlarına da inanmıyorlar.

AKP-MHP iktidarını, bu iktidarın Sağlık Bakanı'nı bir kez daha uyarıyoruz. Patronlar ve sizin çıkarlarınız insan sağlığının önünde değildir. Bir an önce sağlık meslek örgütlerinin, bizlerin uyarılarını dikkate alın. Bunu yapmadığınız sürece alınmayan önlemlerden dolayı yaşanan her ölümün sorumlusu sizlersiniz. Binlerce işçinin bir arada çalıştığı fabrikalar kapatılmadıkça, milyonlar her gün toplu taşıma araçlarında duraklarda işe gitmek zorunda kaldıkça bu sorunu çözemezsiniz. Pandemi nedeniyle işsiz bıraktığınız milyonlarca hizmet sektörü çalışanı, yüzbinlerce küçük esnaf için gerekli bütçeyi ayırmak zorundasınız. Kendi yandaşlarınıza çifter, üçer, dörder maaşlarla, bir grup yandaşınıza akıttığınız paralarla huzur, zevk ve sefa içerisinde yaşıyorsunuz. Milyonlarca insanı ise pandemi koşullarında açlığa ve sefalete mahkum ettiniz. İnsanlar açlıktan mı pandemiden mi ölelim ikilemi ile karşı karşıya bıraktınız. Bundan utanın."

'ÜRETEN BİZİZ YÖNETEN DE BİZ OLACAĞIZ'
HDP olarak asgari ücretin 4000 TL olması gerektiği konusunda açıklama yaptıklarını da anımsatan Günay, "Enflasyon, döviz kurundaki artışlar, TL'nin yüksek değer kaybı, elektrik, doğalgaz ve temel gıda kalemlerine gelen yüzde 30'un üzerindeki zamlar zaten zorunlu bir şekilde asgari ücretin en az 4000 bin TL olmasını gerektirmektedir. Bizler uygulanacak zammın AKP iktidarının başarısız ve aciz ekonomi yönetimi karşısında tekrar erimemesi için teklifimizi yineliyoruz. Saraya, israfa, lükse, patronlara değil alın terinin sahibi emekçilere kaynak ayrılmasını istiyoruz. Biz sermayeye karşı emeği, eşitsizliğe karşı adaleti, yalana ve sömürüye karşı hakkı ve hukuku savunacağız. Üreten biziz, yöneten de biz ezilenler ve emekçiler olacağız" şeklinde konuştu.