3 Ekim 2024 Perşembe

'Eksik, yanlış, tutarsız uygulamalara son verin'

İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, iktidara, bugüne kadar izlediği yanlış, eksik ve tutarsız politikalara son vermeye çağırdı ve ekledi: "Ölümleri durdurmak için tam kapanma, tam ücret, sosyal bütçe, sosyal devlet." 

İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, Kadıköy İskele Meydanı'nda basın açıklaması yaptı. 

"Ölümleri durdurmak için tam kapanma, tam ücret, sosyal bütçe, sosyal devlet" yazılı pankartın açıldığı eyleme, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü İdil Uğurlu ve Limter-İş Sendikası Genel Başkanı Kanber Saygılı da katıldı. İstanbul Emek, Barış, Demokrasi Güçleri temsilcileri yaptıkları konuşmalarda iktidara seslenerek, bilgilerin şeffaflıkla paylaşılmasını ve Türk Tabipler Birliği'nin sözlerine kulak verilmesini istedi.

Basın metnini okuyan İstanbul Tabip Odası Yöneticisi Osman Öztürk, Türkiye'de Covid-19 salgının bütün şiddetiyle devam ettiğini söyledi. Sağlık Bakanlığı'nın açıklamalarının yalan olduğunun altını çizen Öztürk, hayatını kaybedenlerin sayısının 40 bine yaklaştığına dikkat çekti. 

Dokuz aydır sadece sağlıklarını değil, işlerini de kaybettiklerini dile getiren Öztürk, sermayenin çıkarlarının halk sağlığının önüne geçtiğini kaydetti. İktidarın sorumluluğu halka yıktığını belirten Öztürk, bugüne kadar izlenen eksik, yanlış, tutarsız uygulamaların derhal sona ermesi gerektiğini ifade etti. 

Öztük, İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri adına ölümleri durdurmak ve salgını kontrol altına almak için acilen uygulanması gereken önlemleri şöyle sıraladı:

"Toplumsal hareketliliğin azaltılması için Türkiye'nin en az iki, tercihen dört hafta boyunca temel/zorunlu/acil mal ve hizmet üretenler dışındaki bütün işlerde çalışmanın durdurulmasıyla 'tam kapanma'sı şarttır.
Bu süre zarfında halkın ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik ekonomik ve sosyal tedbirler alınmalı ve çalışanlar tam ücretli izinli sayılmalıdır. Kapanma süresinde işçi, işsiz, küçük esnaf, emekli yurttaşlar ve kadınlar devlet tarafından desteklenmelidir.
Kapanma sürecinin devamında, salgın devam ettiği sürece çalışma saatleri kısaltılmalı, mümkün olan işlerde kurallara uyularak evden çalışma sağlanmalı, kamuda ve özel sektörde dönüşümlü-kademeli mesai uygulamasına geçilmelidir.
Salgın süresince işten çıkarma yasağı bütün istisnaları kaldırılarak devam etmeli, ancak ücretsiz izin uygulamasına derhal son verilmeli, kısa çalışma ödeneğinden faydalanma koşulları kolaylaştırılmalı ve bu ödenek en az asgari ücret düzeyine çekilmeli, asgari ücret insanca yaşanacak bir düzeye çıkarılmalı ve vergi dışı bırakılmalıdır.
Salgın boyunca asgari kullanım bedelinde elektrik, su, doğalgaz, iletişim gibi temel hizmetler parasız olmalı, tüm yurttaşların kredi kartı borçlarıyla küçük esnafın kira ve kredi borçları ertelenmelidir.
Eğitimin yüz yüze yapılmasının uygun koşulları oluşturulana kadar, öğrencilerin gereksinimi olan uzaktan eğitime erişim cihazları ve internet bağlantısı ücretsiz olarak sağlanmalıdır.
Salgın hızla devam ederken bütçe kaynakları, "mega projeler" adı verilen Kanal İstanbul gibi gereksiz kamu yatırımları için değil halkın sağlığı ve geçimi için kullanılmalı; sosyal devlet uygulamaları için şirketler ve büyük servetler vergilendirilmeli, dolaylı vergilerin vergi gelirleri içindeki payı azaltılmalıdır.
Sağlık Bakanı salgınla ilgili bilgileri gizleme, karartma tutumundan vazgeçmeli; gerçek tablo bütün açıklığıyla toplumla paylaşılmalı; test sayısı arttırılmalı, evde izolasyon koşulları uygun olmayan hastalar için barınma olanakları sağlamaktır.
Salgınla mücadelenin hastanelerde değil, sahada kazanılacağı gerçeğiyle filyasyon ekiplerinin sayısı hızla arttırılmalı, aile hekimliği sistemi salgınla mücadeleye uygun hale dönüştürülmelidir.
Salgını fırsata çevirmeye çalışan özel hastanelerin vatandaşlardan her ne ad altında olursa olsun ücret alması engellenmeli; kamu hastanelerinin ihtiyaca cevap veremediği durumlarda özel hastaneler Sağlık Bakanlığı'na devredilmelidir."