6 Ekim 2024 Pazar

EGM'nin genelgesinin iptali için Danıştay'a dava

Ankara Barosu, EGM'nin polis şiddetini ve işkencesini kaydeden kişilerin engellenmesi ve haklarında adli işlem yapılması yönündeki genelgeye ilişkin Danıştay'a dava açtı. 

Ankara Barosu, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün (EGM) polislerin görüntülerini ya da seslerini kaydeden kişilerin engellenmesi ve haklarında adli işlem yapılması yönündeki genelgesine ilişkin Danıştay'a dava açtı. Baro, yürütmenin durdurulması ve iptali istemiyle açtığı davanın dilekçesinde, "Düzenleme ile hem temel insan hak ve özgürlükleri, hem ceza muhakemesi hukukunun yüzlerce yılda kazandığı hak arama ve delillendirme imkan ve usulleri, hem haberleşme hakkı, hem de savunma hakkı ihlal edilmektedir. Kolluk personeline, kişisel verileri ve özel hayatın gizliliğini ihlal edecek ses ve görüntü alınmasının engellenmesi talimatı verilmesi bir yetki aşımıdır" denildi.

'YURTTAŞ KENDİNE KARŞI İŞLENEN SUÇU DELİLLENDİREBİLİR'
Dava dilekçesinde söz konusu genelgenin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden hukuka aykırı olduğu belirtildi. Başvuruya ilişkin Ankara Barosu Toplumsal Davalar ve Hukuk Araştırmaları Merkezi Başkanı Doğan Erkan, Mezopotamya Ajansı'na (MA) konuştu. Genelgenin "Kişisel verileri ve özel hayatı korumak gerekçesine" dayanarak, yurttaşın, basının ve avukatın hem delil toplama hem de haber yapma yetkisini ortadan kaldırdığına dikkat çeken Erkan, "Ceza usul hukukunda öncelikle delil serbestisi var. Gerek yurttaş kendine karşı işlenen bir suçu delillendirmek için gerekse avukat delil toplamak için bu tür çekimleri, ses ve görüntü kayıtları yapabilir" dedi.

'GENELGE SUÇUN İSPATI'
Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararını hatırlatan Erkan, "Kararda açıkça diyor ki; 'kendine karşı işlenmiş bir suçu ispatlaması için kişinin aldığı ses ve görüntü kaydı, kişisel verinin ihlali veya özel hayatın gizliliğinin ihlali olmaz'. Yani 'hukuken korunacak daha üstün bir değer var' diyor. Bu da suçun ispatı. Birincisi bu sebeple biz iptalini istiyoruz. İkincisi avukatın delil toplama yetkisi var. Avukat kendine karşı değil, müvekkilleri ve baro görevi varsa, herhangi bir suçun ispati için de kayıt yapabilir. Tam da polisin toplumsal olaylarda suç işlediği birçok müdahale biçimleri, yargılandıkları birçok olay var. Polis değil, başkası da işleyebilir suçu. Bunları avukat delillendirebilir" diye belirtti.

'HUKUKİ BİR FORM VE DİLE DE SAHİP DEĞİL'
Genelgenin basın ve haberleşme özgürlüğünü ihlal ettiğini vurgulayan Erkan, "Kamuya açık bir alanda, toplumsal bir olayda kişisel veriden ağır basan bir olgu var. Kamuyu ilgilendirdiğini, haber niteliğinde olduğunu düşünen basın, özgürlüğü çerçevesinde bunu çekecek tabi ki. Genelgede böyle bir ayrım yok. Basın haber verme özgürlüğü kapsamındaki haller ve olaylar dışında diye bir ayrım yapmıyor genelge. Her kim çekim yaparsa müdahale et diyor, bir müdahaleye çağırıyor. Biçimi, tarifi, tanımları yok. Hangi durumu engeller, sınırı nedir, nasıl müdahale edecek bunlar belli değil. Hukuki bir form ve dile de sahip değil" ifadelerini kullandı.

Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) delilin hukuki olup olmadığını mahkemenin takdirine bıraktığını anımsatan Erkan, "Genelge daha baştan mahkemenin alanına girip, burada delil toplayamazsın diye müdahale de ediyor. Bu yetki gaspıdır" şeklinde konuştu.