3 Ekim 2024 Perşembe

Eğitim-Sen: Rekabet değil dayanışma

Eğitim-sen İstanbul Şubeleri, Öğretmenlik Meslek Kanunu Tasarısı'na karşı İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde eylem yaptı. Eylemde, kanun tasarısında yer alan maddelerin, eğitim alanında rekabetçi ve piyasacı bir anlayışı pekiştireceği vurgulandı.

Eğitim-sen İstanbul Şubeleri, Öğretmenlik Meslek Kanunu Tasarısı'na itiraz etmek için İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde eylem yaptı. Eğitim-sen İstanbul Şubeleri adına basın açıklamasını, 1 No'lu şube başkanı Mesut Mike okudu. Mike, sözlerine Milli Eğitim Bakanlığı'nın bugüne kadar eğitim sisteminde yaşanan her sorunda olduğu gibi, piyasacı ve rekabetçi bir anlayışla hareket ettiğini ifade ederek başladı. Bu anlayışın son örneğinin Öğretmenlik Meslek Kanunu Tasarısı olduğunu söyleyen Mike, hem hazırlanış biçimi, hem de sınırlı içeriği açısından hazırlanan tasarının bir meslek kanunu olmaktan çok uzak olduğunu belirtti.

Mike, tasarıda, sadece birinci derecede öğretmenlere verilecek olan 3600 ek gösterge başta olmak üzere ekonomik düzenlemelerle ilgili bütün maddelerin 15 0cak 2023 tarihinden sonra yürürlüğe girecek olmasının; tasarının bir seçim çalışması olduğunu açıkça gösterdiğini dile getirdi.

Adaylık sınavının kaldırılırken, sınav yerine bir değerlendirme komisyonu getirilmesinin son dönemde yoğun olarak gündeme gelen mülakat-torpil uygulamalarını arttırabileceğine dikkat çeken Mike, ayrıca tasarıda özel okul ve kurslarda çalışan öğretmenlerin ne ekonomik ve sosyal hakları, ne de ücret ve çalışma koşullarına dair hiçbir düzenlemenin olmamasını önemli bir eksiklik olarak niteledi.

Siyasi iktidarın öğretmenler arasında halen var olan sözleşmeli, kadrolu, ücretli öğretmen ayrımlarına yenilerini eklemekle kalmadığını, üstüne eğitim sisteminin rekabetçi ve eleyici yapısını daha da pekiştirdiğini vurgulayan Mesut Mike, öğretmenleri farklı ücret politikaları üzerinden ayrıştırmanın mesleki dayanışmayı zedeleyeceğini kaydetti. 

Mike, sözlerine şu şekilde devam etti: "Aynı işi yapan, sınıfında, branşında aynı eğitim içeriğini anlatan, benzer öğretim yöntem ve tekniklerini uygulayan ve öğrencileri benzer süreçlerle değerlendiren öğretmenleri farklı statü ve maaş uygulaması üzerinden bölmeye ve ayrıştırmaya yol açacak böylesi bir düzenlemeyi kabul etmemiz mümkün değildir. Ayrıca kariyer basamaklarını ‘kademe ilerleme cezası almamış olmaya' bağlamak, eğitim emekçilerini sendikal örgütlenmeden uzak tutmaya, yanlış uygulama ve tutumlara itiraz etmemeye yönelik tehlikeli bir adımdır."

İktidarın eğitim emekçilerini gözeten bir meslek kanunu yapabilmek için ILO ve UNESCO ortak belgesi olan "Öğretmenlerin Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararı"nı baz alması gerektiğini ifade eden Mike, bu belgenin kapsamı ve içeriğine dair çeşitli bilgilendirmelerde bulundu. Eğitim-sen olarak yıllardır sadece öğretmenlerin değil bütün eğitim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesini savunduklarını söyleyen Mike, nitelikli eğitim için sadece öğretmenlerin değil eğitim ve bilim alanında yer alan bütün emekçilerin haklarının gözetilmesinin önemine dikkat çekti. Mike sözlerini eğitim alanında örgütlü bütün sendikaları birlikte mücadele etmeye çağırarak bitirdi.

Eylem, "Haklarımızı ve taleplerimizi içermeyen öğretmenlik meslek kanunu tasarısı geri çekilsin" pankartının taşındığı eylemde, "Rekabet değil dayanışma", "Torpil değil liyakat", "Meslek kanunu geri çekilsin", "Eşit işe eşit ücret" sloganlarıyla sona erdi.