3 Ekim 2024 Perşembe

Eğitim Sen: Haklarımızı içermeyen bir meslek kanunu istemiyoruz

Eğitim Sen ve Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, Öğretmenlik Meslek Kanunu teklifinin geri çekilmesi için bir basın toplantısı düzenledi. Yapılan açıklamada, kanun tasarısının eğitimdeki piyasacı ve rekabetçi anlayışa hizmet ettiği vurgulandı.

Eğitim Sen ve Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, Öğretmenlik Meslek Kanunu teklifinin geri çekilmesi talebiyle Eğitim Sen Genel Merkezi'nde ortak bir basın toplantısı düzenledi. Basın açıklamasını Prof. Dr. Nejla Kurul okudu. Kurul, Milli Eğitim Bakanlığı'nın eğitim sisteminde yaşanan her soruna piyasacı ve rekabetçi bir anlayışla yaklaştığını söyleyerek, bu anlayışın son örneğinin Öğretmenlik Meslek Kanunu Tasarısı olduğunu belirtti.

Kurul, tasarının kapalı kapılar ardında ve eğitim emekçilerinden hiçbir görüş alınmaksızın hazırlandığına dikkat çekerek, kanun tasarısının pek çok açıdan yetersiz olduğunu aktardı. Meslek kanununda kamu-özel ayrımı yapılmaması gerekirken tasarının özel sektörde çalışan öğretmenlere ilişkin hiçbir düzenlemeye yer vermediğini ifade eden Kurul, özel sektörde çalışan eğitim emekçilerinin her türlü sömürüye açık çalışma koşullarıyla yüz yüze olduğuna dikkat çekti.

Kurul, tasarının herhangi bir meslek kanunu niteliği taşımadığını ifade ederek, tasarıda yer alan ekonomik düzenlemelerin 15 Ocak 2023 tarihinden sonra yürürlüğe girecek olmasının bu çalışmanın seçime yönelik olduğunu açıkça gösterdiğini söyledi.

Tasarıda adaylık sınavının kaldırılarak yerine bir değerlendirme komisyonu getirilmesinin son dönemde yaygın bir biçimde açığa çıkan torpil ve mülakat uygulamalarını perçinleyeceği belirtilen açıklamada, kariyer basamakları üzerinden "nitelikli/niteliksiz öğretmen" ayrımı yapılmasının haksız rekabete yol açacağı belirtildi.

"İktidar, eğitim sistemini ve öğrencileri mecbur bıraktığı sınav merkezli eğitim uygulamasına öğretmenleri de katmak istemektedir. Aynı işi yapan, sınıfında, branşında aynı eğitim içeriğini anlatan, benzer öğretim yöntem ve tekniklerini uygulayan ve öğrencileri benzer süreçlerle değerlendiren öğretmenleri farklı statü ve maaş uygulaması üzerinden bölmeye ve ayrıştırmaya yol açacak böylesi bir düzenlemeyi kabul etmemiz mümkün değildir. Ayrıca kariyer basamaklarını ‘kademe ilerleme cezası almamış olmaya' bağlamak, eğitim emekçilerinin sendikal örgütlenmeden uzak tutulmasına, yanlış uygulama ve tutumlara itiraz etmemelerine yönelik tehlikeli bir adımdır" diyen Nejla Kurul, siyasi iktidarın öğretmenlik mesleği açısından uluslararası düzeyde kabul gören en önemli belge olan "Öğretmenlerin Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararı"na uygun bir düzenleme yapması gerektiğini dile getirdi. Tavsiye kararının öğretmenlerin toplumsal statüsüne yönelik olarak bugüne kadar atılmış en önemli ve kapsamlı adım olduğunu kaydeden Kurul, bu metin dikkate alınmadan hazırlanan bir meslek kanunu kabul etmeyeceklerini söyledi.

Eğitim Sen'in yıllardır sadece öğretmenler değil tüm eğitim ve bilim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi gerektiğini savunduğunu ifade eden Kurul, "Nitelikli eğitim için öğretmenler kadar emeği olan idari ve teknik personel, yardımcı hizmetliler sınıfı ve 4-B statüsünde çalışan eğitim emekçilerinin hakları ve talepleri de dikkate alınmalıdır. Öğretmenler için düşünülen iyileştirmeler, tüm eğitim ve bilim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi ile birlikte ele alınmalıdır" dedi.