Ece Dinç mezarı başında anma: 20 Temmuz bir hesaplaşma günüdür
Ece Dinç'in baş ucunda yapılan anmada, 20 Temmuz'un hesaplaşma günü olduğu vurgulandı. Ece'nin ve 33'lerin düşlerinin yaşadığı kaydedilen anmada, sokak sokak mücadeleyi yükseltmeye çağrıldı.
33 düş yolcularından Ece Dinç, İstanbul Karacaahmet'teki mezarı başında anıldı. "Hiçbir düş yarım kalmayacak" pankartının açıldığı anmada Suruç şehitleri şahsında devrim ve sosyalizm mücadelesinde ölümsüzleşenler anısına saygı duruşu yapıldı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Milletvekili Özgül Saki ve gençlik örgütlerinin de katıldığı anmada Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) adına söz alan Canan Kaplan, Suruç şehitlerine ideallerine duydukları bağlılıkla, aynı cüretle mücadeleyi sürdüreceklerini söyledi. Kaplan, 18.00'de Halitağa Caddesindeki oturuma çağırdı.
SAKİ: 33 DÜŞ YOLCUSUNUN YARATMAK İSTEDİĞİ YENİ YAŞAMI İNŞA EDECEĞİZ
Ece'nin Kadıköy Anadolu Lisesi'nden öğretmeni DEM Parti Milletvekili Özgül Saki söz aldı. Saki, şöyle konuştu: "Ece ile yollarımızın kesişmesi Kadıköy Anadolu Lisesi'nde oldu. O bir öğrenci ben bir öğretmen ama bu aramızdaki öğrenci-öğretmen ilişkisinin onun bedenine sığmayan neşesi, bedenine sığmayan öfkesiyle birleşti ve biz birlikte mücadele eder olduk. Sonra yolumuz politik mücadelede okul dışında kesişti. Ece'nin öfkesi ve neşesi çoğalmıştı. Bulunduğu herkese, her şeye bu öfkesini ve neşesini dahil etmek istiyordu. Çok heyecanlıydı. Gezi direnişi ile Kobanê direnişini birleştiren bir atmosferde Suruç'a gidip oradan da Kobanê'ye gitmek istiyordu. Burada Kobanê'nin yeniden inşasında aslında sadece kentin inşası değil bir toplumsal yaşamın inşasının parçası olma adayıydı. Tüm coşkusuyla gitmeden önce konuştuğumuzda o heyecanıyla ‘aslında hepimiz orada olmalıyız. Aslında hepimiz bu toplumsal yaşamın inşasının bir parçası olmalıyız' diyordu. Bu anlamda 7 Haziran ve 2 Kasım arasındaki süreçte o vahşet çetelerine, IŞİD çetelerine devletin alan açmasıyla devletin işbirliğiyle bu coğrafyayı kana bulaması sonucu ne yazık ki 33 düş yolcusu ve Ece'yi kaybettik. Ama ben bugün şöyle düşünmek istiyorum. Bu coğrafyada, Latin Amerika'da Orta Doğu'da, Kürdistan'da eşitlik, özgürlük için mücadele eden ne varsa onun bir parçası da Ece. Onun bir parçası da düş yolcuları. Bu mücadele sürecek, bu mücadele sürerken 33 düş yolcusunun ve Ece'nin yaratmak istediği yeniden bir toplumsal inşanın parçası olarak sorumluluklarımızı yerine getireceğiz. Mücadeleyi devam ettireceğiz. Eşitlik, özgürlük ve sosyalizm mücadelesinde her biri yaşıyor. Her birinin önünde saygıyla eğiliyorum" ifadelerini.
SELEN: KARARLIYIZ, TÜM SOKAKLARDA OLACAĞIZ
Özgür Genç Kadın (ÖGK) Merkezi Koordinasyon üyesi Hivda Selen de 20 Temmuz'da konuşmanın oldukça zor olduğunu dile getirdi. "Onları incitmeden konuşuyoruz. Yanı başımızda yükselen bir devrime dokunabilmek için çıktılar yola" diyen Selen, Ece'nin mücadele hayatını hatırlattı. Mezar taşında "dev yürekli çocuk" yazısına işaret eden Selen, "Onu devleştiren şey, kendisine bakmak ve iyi anlamak gerekiyor. Ece'yi devleştiren onu üzerinde taşıdığı fikirlerdi. Türkiye ve Kürdistan halklarının birleşik devrim mücadelesini örgütlemek isteğiydi. Sınırsız bir eylemin eylemcileriydiler. Sınırsız bir eylemi tercih ettiler. Ece kadın devrimci olarak Rojava kadın devrimine özel bir bağlılıkla yola çıkıyor. Kuşkusuz Rojava Kadın Devrimi yanı başımızda yükselirken IŞİD'in en büyük savaşının kadınlara karşı verdiği gerçeklik ortadayken o gün kadın devrimiyle buluşmamak tarihsel görevlerimizdendi. Ece o görevi en iyi kavrayanlardandı. Ona göre hareket edenlerdendi. Onu ölümsüz kılan fikirleriydi. Ece'nin fikirleri 9 yıldır bizim omuzlarımızdadır. Her sene sokaklarda katillerden hesap sormak ve adalet mücadelesini büyütmek için yan yana geliyoruz. Bugün buradayız, bütün sokaklarda olacağız" vurgusu yaptı.
CESUR: 20 TEMMUZ BİR HESAPLAŞMA GÜNÜDÜR
Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) adına Bekir Efe Cesur da "33'ler Suruç'a Kobanê'yle dayanışmak için gitti. Yerle yeksan olmuş bir şehri bir kenti yeniden inşa etmek için gitti. Gezi'nin çocuklarını Kobanê'nin çocuklarıyla buluşturmaya, Türkiye ve Kürdistan halkları arasına bir köprü kurulması için gitti. Ece İstanbul Üniversitesi'ni kazanmıştı. Devlet destekli IŞİD çeteleri tarafından hayatını kaybetti. Bugün hayatını kaybetmeseydi kampüslerde özgürlük için mücadele verirdi. Onunla aynı sıralardan geçmiş olurdum, bu onur olurdu. Bugün 20 Temmuz bir hesaplaşma günüdür. Katillerden hesabı soracağız. Kimdir bu katiller: 'Kobanê düştü düşecek' diyenler. Her bomba patladığında oyumuz artıyor diyenler faşist rejimdir, devlettir. Katillerden hesabı gençlik soracak, halk soracak, devrimciler soracak. 33'ler ölümsüzdür" dedi.