3 Ekim 2024 Perşembe

'Dünden bugüne hapishanelere saldırı sürüyor, direniş de'

Hapishanelerin hak ihlallerinin en yoğun yaşandığı kapalı mekanlar olduğuna dikkat çeken İHD Merkezi Hapishaneler Komisyonu, dünden bugüne hapishanelere yönelik saldırıları hatırlattı. 19 Aralık katliamının yıldönümünde hapishanelerde tutsakların tecrit politikasına karşı tekrar açlık grevi direnişinde olduğuna dikkat çekilen açıklamada, devlete yükümlülükleri hatırlatıldı.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi Hapishaneler Komisyonu, 19-22 Aralık Hapishaneler Katliamının 20. yılına ilişkin açıklama yaptı. Katliamın tarihi hatırlatılan açıklamada, 20 hapishaneye yapılan eşzamanlı yapılan operasyonda, 30 tutsağın yaşamını yitirdiği, 300'e yakın tutsağın ise yaralanmasına rağmen adına "Hayata Dönüş" adı verildiğine dikkat çekildi.

Hapishanelerin hak ihlalinin en fazla yaşandığı kapalı mekanlar olduğu kaydedilen açıklamada, Covid-19 salgınından kaynaklı hapishanelerde sağlık hakkının yeterince korunamadığı ve salgının hızla yayıldığı kaydedildi.

Açıklamada, "Cezaevlerinde hastalıklardan ve intihar vakalarından kaynaklı her yıl onlarca ölümler meydana gelmektedir. Tüm bu ölümler önlenebilir ölümlerdir. Devlet tarafından ruhsal ve bedensel bütünlüklerinin korunması gereken mahpusların ölümleri araştırılmamakta, sorumlular hakkında hiçbir işlem yapılmamakta ve bu da yaşam hakkının ihlal edilmesini sürekli hale getirmektedir. 2020 yılı içerisinde yalnızca tespit edebildiğimiz kadarıyla 50 mahpus yaşamını yitirmiştir. Yine tespit edebildiğimiz kadarıyla hapishanelerde 604'ü ağır olmak üzere 1605 hasta mahpus bulunmaktadır" denildi.

Dünden bugüne hapishanelerde devam eden hak ihlalleri ve tecrit politikalarına karşı tutsakların bugün de açlık grevi eylemi yaptığına işaret edilen açıklamada, tutsakların üzerindeki tecrit politikalarına son verilerek hak ihlallerinin giderilmesi istendi.

Açıklama şöyle devam etti: "19 Aralık Katliamının yaşanmasında sorumluluğu olan failler yargılanmalı ve Zamanaşımı usulü ile uygulanan cezasızlık politikalarına son verilmelidir. Mahpuslar üzerinde tüm sosyal haklarının ortadan kaldırılarak 'özgürlüğünden mahrum bırakılması' cezasının üstüne sürekli olarak eklenen cezalandırmalar kaldırılmalı ve insan onuruna saygılı davranılmalıdır. Cezaevleri sivil denetim mekanizmalarına açılmalıdır. Tutuklu ve hükümlülere kötü muamele uygulayan görevliler hakkında etkin soruşturmalar yürütülmelidir.

Adil yargılanma, sağlık hizmetlerine erişim, yeterli beslenme, hijyen koşullarına, kültürel ve sosyal haklara, avukatları ve aileleriyle görüşebilme hakları sağlanmalıdır. İnsan hakları savunucuları olarak yaşana katliamların peşini bırakmayacağımızı ve yaşanan tüm hak ihlaline karşı mücadelemizi sürdüreceğimizi bir kez daha kamuoyunun bilgisine sunuyoruz."