20 Eylül 2024 Cuma

Doğan: Türkiye bu defa Suriye'de ne arıyor

Partisinin MYK toplantısı gündemlerine ilişkin konuşan Doğan, Türkiye-Suriye normalleşmesine dikkat çekti. Türkiye'nin bu defa Suriye'de ne aradığını soran Doğan, "Salt normalleşme kelimesini kullanarak ne iç politikada ne dış politikada normalleşme sağlanamaz" vurgusu yaptı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) MYK toplantısı, partinin genel merkezinde sürüyor. DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, MYK toplantısının gündemlerine ilişkin basın toplantısı düzenledi.

'TÜRKİYE SURİYE'DE BU DEFA NE ARIYOR'
Ankara, Bağdat, Şam, Erbil arasında savaşa karşı halkların kazanımını koruyacak bir ittifak kurulması gerektiğini söyleyen Doğan, Kürtlerin yaşadığı coğrafyalarda kilometre derinlik hesapları yapıldığını belirtti. Doğan, "Bizzat Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın açıklamasından alıntılar yapmak istiyorum: 'Suriye'de çok karmaşık bir tablo var. Bu tablonun tartışmaya açılması için çok zaman lazım'. DEM Parti olarak şunu hatırlatmak isteriz; çok zaman geçti, 10 yılı aşkın bir savaş halinden bahsediyoruz. Ağır bedelleri oldu bu zamanın. Bu hafta Suruç katliamının yıldönümü. Böyle bedellerden bahsediyoruz. 10 Ekim gar katliamı, Reyhanlı, 5 Haziran HDP mitingi… Bunlar çok ağır can kayıpları. Sarsıcı etkileri toplumsal olarak hala devam ediyor. Daha nasıl bir zamana ihtiyaç var? Bu karmaşık tablonun ortaya çıkmasında -buradan Hakan Fidan'a soruyoruz- Türkiye'nin nasıl bir rolü oldu? Bunu kamuoyuna açıklasınlar. Herkesin sorduğu soruyu DEM Parti olarak bir kez daha soruyoruz: Türkiye Suriye'de bu defa ne arıyor? Hakikaten Dışişleri Bakanının dediği gibi bir normalleşme furyası başlayacaksa -ki normalleşme deyip durdukları son aylarda bir normalizasyonun olmadığını hep beraber gördük- nasıl bir normalleşme? Eğer Suriye ile ilişkilerde normalizasyon arıyorsanız, bunu geçmişi yeniden düşünerek yapacaksanız" dedi. 

'SALT NORMALLEŞME KELİMESİYLE NORMALLEŞME SAĞLANAMAZ'
Mülteciler konusunda; gönüllü dönüşler dahil olmak üzere Türkiye'nin nasıl bir planlama yapacağının açıklanmasını isteyen Doğan, "Suriye'de yaşayan halklar, birleşik ve demokratik bir Suriye'de yaşamak istiyor. Siz de halkların iradesine, onların yaşamak istedikleri şekilde saygı duyuyor musunuz? Orada hem eski pozisyonunuzu koruyacaksınız hem de Suriye ile yeni ilişkiler yaratmak isteyeceksiniz! Bu nasıl mümkün olacak? O halde Türkiye gerçekten ne arıyor Suriye'de? Eski pozisyon korunarak yeni ilişkilerin olamayacağı ayan beyan ortada. Zaten 31 Mart seçimlerinden önce bu yapılmak istendi ama başarılamadı. Arabuluculuk, kolaylaştırıcılık misyonu yüklediğiniz ülkeler bunu nasıl ve ne maksatla değerlendirdi? Bunları bilmek Türkiye kamuoyunun hakkı. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı herkes dış politikadaki yeni hamlenin gerçekten yeni olup olmadığını bilmek istiyor. Diyorsunuz ki Dışişleri Bakanı olarak, 'Cumhurbaşkanımız mücadeleye devam ederek diyalog kapısını hep açık tutar'. Bu kapı kimlere açık? Nasıl bir diyalog kapısı? Bu diyalog ne üzerine kurulacak? Gerçekten çatışmaların derinleşmemesi için olur yeni politikalar. Arabuluculuk da kolaylaştırıcılık da bunun için olur. Aksi takdirde ortaya çıkan şey çatışmaları derinleştirir. Kolaylaştırıcılık tarafsızlık ile olur. Nasıl bir tarafsızlık? Eşitlikten, özgürlükten, demokrasiden, adaletten ve bu evrensel değerlerin tesis edilmesinden yana olur. Tekrar ediyorum; salt normalleşme kelimesini kullanarak ne iç politikada ne dış politikada normalleşme sağlanamaz" vurgusu yaptı.

'KÜRTLER BİR TEHDİT UNSURU DEĞİLDİR; AKSİNE BİR ARADA YAŞAMIN EMNİYET SUPABIDIR'
Hakan Fidan'ın "Zamanın ruhu barışı ve istikrarı aramaya zorluyor" sözlerini alıntılayarak devam eden Doğan, "Evet, zamanın ruhu epeydir barışı ve istikrarı aramaya zorluyor ama barış ve istikrar sizin okuduğunuz haliyle gerçekleştirilemez. Barış ve istikrar, güvenlikçi politikalarla sağlanamaz. Barış ve istikrar, denenmiş yöntemlerin aynılarını tekrar etmekle sağlanamaz. O halde ne yapılması gerekiyor? Gerçekten Suriye ile ilgili yeni bir politika izlediğinin ve bu politikaların da halkların kazanımlarını korumaya ve gözetmeye dönük olduğunun ispat edilmesi gerekir. Hem Türkiye kamuoyuna hem DEM Parti'ye hem de Suriye'de bulunan diğer güçlere. Daha önce yapılmadı değil yapıldı. PYD ile bu ülkede ilişkiler kuruldu. Bunlar kazandıran politikalardır. Orada yaşayan Kürtleri, Türkiye'nin demokrasi mücadelesi için güçlendirici bir etki yaratacak potansiyel olarak görmek gerekir. Kürtler bir tehdit unsuru değildir; aksine bir arada çoğulcu, eşit, adil bir yaşamın emniyet supabıdır. Böyle yaklaşamadığı takdirde yanlışın daha ötesindeki politikalardan geri dönmek imkansız olur" ifadelerini kullandı.

'19 TEMMUZ'DA MARDİN KIZILTEPE'DE YAPILACAK TARIM MİTİNGİYLE KAMPANYA STARTIMIZI VERİYORUZ'
"Ekmek ve adalet" kampanyası ile ilgili bazı noktaları paylaşan Doğan, şöyle devam etti: "Mardin Kızıltepe'de 19 Temmuz'da tarım mitingiyle start veriyoruz. Eş Genel Başkanımız Tuncer Bakırhan katılıyor. Mardin Belediye Eşbaşkanlarımız ve milletvekillerimiz katılıyor. İl ve ilçe örgülerimiz ve yöneticilerimiz katılıyor. 19 Temmuz saat 17.00'de Kızıltepe'de yapılacak mitingle Ekmek ve Adalet kampanyamızı başlatacağız. Komisyon Eş Sözcülerimiz İbrahim Akın ve Sevtap Akdağ da bununla ilgili açıklama yaptı. Tarım mitinginden sonra 25 Temmuz'da Ağrı'da bir esnaf buluşması gerçekleştireceğiz. Yine Gürbulak Sınır Kapısında bir açıklama olacak ve buluşma gerçekleştireceğiz. 28 Temmuz'da Batman'da emek buluşması planlıyoruz. 29 Temmuz'da Hatay'da rezerv alanında bir buluşma olacak. Tabii deprem mağdurlarıyla da buluşacağız. 7 Ağustos'ta Iğdır'da bir tarım buluşması ve aynı zamanda kadın işçilerle buluşma gerçekleştirilecek. 11 Ağustos'ta Kocaeli Gebze'de tersane işçileriyle buluşulacak. 17-18 Ağustos'ta Antalya'da turizm işçileriyle bir buluşma gerçekleştireceğiz. 19 Ağustos'ta İzmir'de emeklilerle bir buluşma gerçekleşecek. 20 Ağustos'ta İzmir'de bir ekoloji buluşması planlıyoruz ve 21 Ağustos'ta Manisa'da tarım işçileriyle buluşuyoruz. Kadın Meclisi Sözcümüz Halide Türkoğlu kadın buluşmalarımızı açıklayacak. Temmuz ve Ağustos ayı boyunca daha pek çok il ve ilçede emekçilerle buluşacağız. İlerleyen günlerde bunu daha ayrıntılı bir şekilde kamuoyuna açıklayacağız."