25 Kasım 2024 Pazartesi

Diyarbakır'da Cemal Kavak için eylem

Diyarbakır'da '96 yılında kaybedilen Cemal Kavak'ın hikayesinin paylaşıldığı Diyarbakır'daki eylemde, ailesinin yürüttüğü mücadele sonucu yol kenarındaki sazlıkların arasında boynundan telle boğularak katledilmiş cansız bedeninin bulunduğu hatırlatıldı. Kayıplar için adalet mücadelesinin süreci kaydedildi. 

Diyarbakır'da İHD Amed Şubesi çağrısıyla 794. kez "kayıplar bulunsun failler yargılansın" eylemi düzenlendi. Bağlar'daki Koşuyolu Parkı'nda bulunan Yaşam Hakkı Anıtı önünde yapılan eylemde, kaybedilen ve katledilenlerin fotoğrafları taşındı. "Failleri korumak, suça ortak olmaktır", "İnsanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımı olamaz" dövizlerinin taşındığı eylemde, 24 Nisan 1996'da kaybedilen ve failleri cezasızlık politikasıyla korunan Yargı-Sen üyesi Cemal Kavak'ın akıbeti soruldu.

'BİR BOYUTU FAİLİ MEÇHULLER BİR BOYUTU HASTA MAHPUSLARDIR'
Söz alan İHD Amed Şube Sekreteri Ömer Saman, hastalıkları ve ilerlemiş yaşına rağmen tutsak edilen Makbuel Özer'e dikkat çekti ve şunları söyledi: "2022 yılında Makbule ana, ATK'nin 'hapishanede kalamaz' raporuyla serbest bırakıldı. Ama aynı ATK, kendi anadili dışında bir ifadede bulunmadığı için Makbule anayı bugün cezaevine atıyor. Biz buradan ana muhalefet liderine de sesleniyoruz. Meclis grup toplantısında bu durumu dile getirdi. Kendisinden cumhurbaşkanı ile yapacağı görüşmede Makbule ananın ve tüm ağır hasta mahpusların sorununu gündeme getirmesini talep ediyoruz. Kürt meselesinin yarattığı acıların bir boyutu faili meçhuller bir boyutu da hasta mahpuslardır" şeklinde konuştu. 

'DEVLET TAZMİNAT ÖDEMEYE MAHKUM EDİLDİ'
İHD Amed Şubesi Kayıp Komisyon Üyesi Fırat Akdeniz, Cemal Kavak'ın hikayesini okudu. Cemal Kavak'ın hikayesi şöyle: "Kavak, Amed Vergi Mahkemesi'nde memur olarak çalışıyordu. Yargı-Sen üyesi olan ve sendikal faaliyetler yürüten Cemal Kavak; 24 Nisan 1996 tarihinde kahvehanede arkadaşları ile birlikte vakit geçirdikten sonra eve gitmek üzere saat 23.00 sularında Dağkapı-İskanevleri minibüsüne biner. En son Kuruçeşme durağında minibüsten inerken arkadaşları E.Y. ve S.Y. tarafından görülür. O gece evine dönmemesi üzerine ertesi gün işine de gitmediğini öğrenen ailesi, Cemal Kavak'ın kayıp olduğunu ve kendisinden haber alamadıklarını Bağlar Karakol Amirliği nezdinde Amed Cumhuriyet Başsavcılığı'na bildirir. Ancak Cemal Kavak ile ilgili herhangi bir bilgiye ulaşamazlar. Aile; 26 Nisan'da Amed Devlet Hastanesi morguna kimliği belirsiz cansız bir bedenin geldiği duyumu üzerine morga gittiğinde oğullarını teşhis eder. Olay yeri inceleme tutanağında; 'Cemal Kavak'ın cansız bedeninin Amed'in Çınar İlçesine bağlı Yuvacık Köyü yakınlarında, Amed-Bismil karayolu üzerinde yol kenarındaki sazlıkların arasında boynundan telle boğulmuş bir vaziyette bulunduğu' yazılır. İç hukuk yollarının sonuçsuz kalması üzerine aile, 4 Ağustos 1999 tarihinde AİHM'e başvurur. AİHM 6 Temmuz 2006 tarihli kararında, Sözleşme'nin yaşam hakkını düzenleyen 2. maddesinin Cemal Kavak'ın ölümü ile ilgili etkili ve yeterli bir soruşturma yapılmadığı için usulden ihlal edildiğine, ayrıca etkili bir başvuru hakkı olmadığı için Sözleşme'nin 13. maddesinin ihlal edildiğine karar verir ve devleti tazminat ödemeye mahkum edildi."

Açıklama yapılan oturma eylemi ardından sona erdi.