3 Ekim 2024 Perşembe

Dilgeş Aksu yazdı | Özgür basın için hepimizin yapacağı bir şey var 

Hepimizin yapacağı bir şeyler var. Çünkü hakikatleri çoğumuz biliyoruz ve herkesin öğrenmesini istiyoruz. Gerçekleri milyonlara ulaştırmak için ihtiyacımız olan basın kartı, fotoğraf makinesi, kamera gibi teknik ekipmanlar değil, umut ve cesarettir. Fotoğraf paylaşımından sosyal medya çalışmasına, muhabirlikten gazete dağıtımına kadar özgür basın görevi bizleri bekliyor. O halde objektif haber ve devrimci yorumlarımız ile özgür basının haber kanallarını genişletmeye...

Türkiye'de, faşizmin zor aygıtlarından, baskılarından payını alanlar arasında sosyalist ve yurtsever gazeteciler başta olmak üzere, sisteme muhalif pek çok gazeteci bulunuyor. En son açıklanan verilere göre 67 gazeteci, yaptıkları haberler nedeniyle tutuklu. Ayrıca 11 bini aşkın gazeteci de işsizlik ile boğuşuyor.

Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ), dünya genelinde bu yıl 42 gazetecinin mesleki faaliyetlerinden dolayı öldürüldüğünü açıkladı. IFJ'nin 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü'nde paylaştığı rapora göre; 91 gazetecinin hapishanede tutulduğu Avrupa, en çok gazetecinin hapsedildiği kıta unvanına sahip. Avrupa'ya bu unvanı kazandıran ülke ise, 67 gazeteciyi hapseden Türkiye. Ortadoğu ve Arap dünyası da 33 tutsak gazeteci ile 4. sırada. Amerika kıtası, Küba ve Venezuela'daki sayılarla 5. sırada listelendi.

Tüm bunlara rağmen özgür basın emekçileri, her koşulda hakikatin izinde yürümeye devam etti, ediyor. En son Van'ın Çatak İlçesinde iki köylünün helikopterden atılmasına ilişkin işkenceyi belgeleri ile açıklayan Mezopotamya Ajansı ve Jinnews muhabirleri Şehriban Abi, Nazan Sala, Cemil Uğur ve Adnan Bilen 6 Ekim'de işkence ile gözaltına alınmış ve 9 Ekim'de tutuklanmıştı. Tutuklama gerekçeleri, "devlet aleyhine toplumsal haberler yapmak" olarak tutanaklara geçti. Aynı gün Etkin Haber Ajansı (ETHA) Muhabiri Pınar Gayıp da haber takibi yaptığı için operasyon ile gözaltına alınmıştı. Ayrıca çok sayıda özgür basın emekçisi de bu dönemde gözaltı işkencesi ile karşılaştı.

Bu saldırılar sadece sosyalist, yurtsever gazetecilerin gözaltına alınıp tutuklanmasından ibaret değil. Ajans, gazete büroları polis tarafından basılıp, fotoğraf makinesi, bilgisayar gibi teknik ekipmanlara ve eşyalara el konularak, gazetecilik faaliyeti engellenmeye çalışılıyor.

Tutuklanan gazetecilerle ilgili iddianamelerin hazırlanması aylar sürerek, uzun tutukluluk süreleri gerçeğin peşinde koşma faaliyetini engelleme çabasına dönüştürülmek isteniyor. Fakat özgür basın emekçileri tarihleri boyunca, bu tür baskılarla, tutuklamalarla, kapatmalarla, sokak infazları, bombalı katliamlarla çokça karşılaştı. Her tutsak edilen özgür basın emekçisinin yerine yenisi geçti, teknik malzemelere el konulması da çalışmaların durmasını sağlayamadı. Özgür basın emekçileri birbirlerine kapılarını açtı, gazete sayfalarını baskıya hazırladı, ama asla susmadı.

Bu gibi örneklerin bizlere hatırlatması gereken şey hakikate kelepçe vurulamadığıdır. İktidarın saldırdığı her alanı "susturamazsın" diyerek doldurmalıyız.

Hemen hemen her gün gazetelerimiz toplatılıyor, ajanslarımızın internet hesaplarına erişim engeli geliyor. Özgür basın emekçisi arkadaşlarımız gözaltı veya tutuklama saldırısı ile karşılaşıyor. Az sayıdaki basın emekçisinin aktardığı gerçekler bile iktidarı bu denli rahatsız ediyor ise örgütlü gönüllü muhabir ağı kurarak bu sayı binlere ulaştığında ne olacağını tahmin edebiliriz.

Hepimizin yapacağı bir şeyler var. Çünkü hakikatleri çoğumuz biliyoruz ve herkesin öğrenmesini istiyoruz. Gerçekleri milyonlara ulaştırmak için ihtiyacımız olan basın kartı, fotoğraf makinesi, kamera gibi teknik ekipmanlar değil, umut ve cesarettir. Fotoğraf paylaşımından sosyal medya çalışmasına, muhabirlikten gazete dağıtımına kadar özgür basın görevi bizleri bekliyor.

Her birimiz gündelik hayatta haber değeri taşıyan onlarca olay ile karşılaşıyoruz. Örneğin son zamanlarda polis ve bekçi şiddetinin tırmanışını hep birlikte izledik. Halkın çektiği ve paylaştığı videolar olmasa yaşanan bu şiddeti birçok insan duymayacaktı.

Bu tür haberlerin kendiliğinden değil örgütlü bir şekilde gönüllü muhabirler aracılığıyla gazete ve ajansımızla paylaşılması, hem haber alma kanallarımızı genişletir, hem de kitlelerin yaşadıkları sorunlar ve bunlara ilişkin çözüm önerileri geliştirmemizi, örgütlenmemizi sağlar.

Gittiğimiz işçi direnişlerine, grevlere veya herhangi bir eyleme aynı zamanda sosyalist bir gazeteci gibi bakmayı da öğrenmemiz gerekiyor. Sokaktaki billboardlardan duvardaki afişlere, mahallelerdeki yoksulluktan ev içi yaşamdaki şiddet ve emek sömürüsüne, yaşamın her alanı haber değeri olay ve olgular barındırıyor. O halde objektif haber ve devrimci yorumlarımız ile özgür basının haber kanallarını genişletmeye... Tutuklanan ya da başka nedenlerle yeri boşalan sosyalist basın emekçilerinin yerlerini doldurmak için neyi bekliyoruz(!)