Devrimci tutsaklara dönük işkence ve hak ihlalleri giderek derinleşiyor
Farklı hapishanelerdeki devrimci tutsakların yaşadığı işkence, sürgün, hak ihlallerini kamuoyuyla paylaşan Yeni Demokrasi Aileleri Birliği, hapishanelerde süregelen baskı ve zulüm politikalarına karşı tüm demokratik kamuoyunu mücadeleyi büyütmeye çağırdı.
Yeni Demokrasi Aileleri Birliği, hapishanelerde devrimci tutsaklara yönelik uygulanan işkence ve hak gasplarına ilişkin Taksim'de bulunan İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul şubesinde basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya, Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekili Dilşad Cambaz Kaya, İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi (TDİ), tutsak yakınları, Partizan ve Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) üyeleri katıldı. Toplantı salonuna, "Devrimci tutsaklara yönelik sürgün işkencesi, hücre cezaları, hak gaspları ve tecrit saldırısına karşı sesimizi yükseltelim" pankartı asıldı.
KAYA: BÜTÜN MUHALİF GÜÇLERE DÖNÜK GENEL BİR SALDIRI DALGASI
İlk sözü alan Dilşad Canbaz Kaya, Diyarbakır'da gazetecilerin tutuklanmasına, HDP, HDK'ye dönük saldırılara dikkat çekerek, ülkedeki bütün muhalif güçlere dönük genel bir saldırı olduğunu söyledi. İktidarın muhalifleri adli kontrol tedbirleri, ev hapisleriyle denetim altında tutarak ülkeyi "açık cezaevine" çevirdiğini kaydeden Kaya, bunun yanı sıra tutuklamalarda bu saldırıları derinleştirdiğini ifade etti.
Hapishanelerdeki her alanda ağır süreçler yaşandığını belirten Kaya, sürgün sevklerde yapılan çıplak arama işkencesini örnek vererek, "Çıplak aramayı artık meşrulaştırdılar. Bunu kendilerine bir hak görüyorlar" dedi. İşkencelere ve baskılara karşı çıkan tutsakların tekrar tekrar cezalandırıldığının altını çizen Kaya, Aysel Tuğluk ve Mehmet Emin Özkan başta olmak üzere hasta tutsakların ise ölüme mahkum edildiğini vurguladı. Bunun son örneğinin Abdullah Kalay'a dönük olduğunu söyleyen Kaya, kalbi sadece yüzde otuz çalışan ve saldırılar sonucu baygınlık geçiren Kalay'a Eylül'de muayene sırası verildiğini ve bu durumun kabul edilemez olduğunu belirtti.
YALÇIN: TUTSAKLARIN SESİ SOLUĞU OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ
TDİ adına konuşan Abdülmelik Yalçın, iktidarın OHAL ve pandemi sürecini tutsaklara karşı silah olarak kullandığını ve ilk olarak hapishanelere yöneldiğini belirtti. Şimdilerde ise S Tipi, Y Tipi hapishanelerle durumun ağırlaştırıldığını belirten Yalçın, "Bizler TDİ olarak tutsakların dışarıdaki sesi soluğu olmaya devam edeceğiz" dedi.
YOLERİ: TOPLUM YÜZÜNÜ HAPİSHANELERE DÖNMELİ
İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, sadece Marmara Bölgesi'ndeki hapishanelerde 2022 yılının ilk üç ayında 3608 hak ihlali yaşandığını ve bu sayının kendi tespit edebildikleri miktar olduğunu söyledi. Yoleri, "Buna göre hapishanelerde mahpusların her anı ihlalle geçiyor demektir. Toplumun yüzünü hapishanelere dönmesi, hapishanelerdeki hak ihlallerini gündemleştirmesi ve içeride ve dışarıda mücadeleyi büyütmesi büyük bir ihtiyaç" ifadelerini kullandı.
ÖZERLİ: DEVRİMCİ TUTSAKLARA DÖNÜK SALDIRILAR ARTARAK SÜRÜYOR
Tutsak yakınları adına ortak basın açıklamasını Elvan Özerli okudu. Özerli, emperyalist kapitalist sisteme ve AKP-MHP faşist bloğuna karşı toplumsal mücadelenin en önemli alanlarından birinin hapishaneler olduğunu kaydetti.
"Egemen sınıflar açısından toplumsal mücadeleyi bastırmanın en önemli stratejik araçlarından birini hapishaneler oluşturmaktadır" diyen Özerli, devrimci ve komünistler başta olmak üzere faşist iktidara karşı çıkan, eleştiren ve muhalif olan herkesin tutuklanmak istediğini, hapishanelerde ise devrimci tutsaklara dönük saldırıların artarak sürdüğünü dile getirdi. Devrimci tutsaklara dönük saldırıların başında infaz yakmalar, sürgün işkencesi, hücre cezaları, iletişim cezaları, basın yayın yasakları geldiğini kaydeden Özerli, hapishanelerde bulunan binlerce hasta tutsağın ise ölüme terk edildiğini vurguladı.
Edirne F Tipi Hapishanesinde 30 Mayıs'ta tutsakların kaldıkları hücrelere gece yarısı yapılan baskınlarla onlarca tutsağın başka hapishanelere sürgün edildiğini ifade eden Özerli, hükümlü devrimci tutsaklar Özgür Çelik ve Abidin Kahraman'ın Sincan 1 No'lu Yüksek Güvenlikli Hapishanesine sürgün edilerek tek kişilik hücrelere konulduğunu belirtti. Bütün temel hakları gasp edilen Çelik ve Kahraman'ın günde sadece 1 saat havalandırmaya çıkarıldığını dile getiren Özerli, Abidin Kahraman'ın konuya ilişkin mektubunu da kamuoyuyla paylaştı.
KAHRAMAN: DAHA AĞIR TECRİT KOŞULLARIYLA HİÇ KARŞI KARŞIYA KALMADIM
Kahraman mektubunda, 13 yıllık tutsaklığı boyunca bundan daha ağır tecrit koşullarıyla karşı karşıya kalmadığını belirterek, "Biz devrimcilere, muhaliflere, onlara biat etmeyenlere yeni beton binalar yapıp duracaktırlar. Bizlere düşen ise, duvardaki sarmaşık gibi umudumuzu baskıcı politikalara karşı büyütmektir" dedi. Her gün yeni tipte hapishaneler yapıldığına dikkat çeken Kahraman, S Tipi olarak da bilinen yeni Yüksek Güvenlikli Hapishanelerin tamamen mutlak tecrit üzerine kurulu olduğunu vurguladı. Ağırlaştırılmış müebbet cezası almadıkları halde S Tipi hapishaneye getirildiklerini dile getiren Kahraman, "Verilen 'cezanın' önemi bulunmuyor. Herkese bu yeni tiplerde 'Ağırlaştırılmış müebbet' statüsü uygulanıyor" ifadelerini kullandı.
Kahraman, acil olarak kendileriyle görüşecek heyetler oluşturularak hapishanedeki sorunların ve ağır tecrit koşullarının gündemleştirilmesini ve Adalet Bakanlığı'na bu konuda soru önergesi verilmesini istedi.
KANDIRA'DA 'SÜNGERLİ ODA' İŞKENCESİ
Kandıra 2 Nolu F Tipi Hapishanesi'nde 18 Haziran günü devrimci tutsaklar Veysel Kaplan, Abdullah Kalay ve Kamil Turanlıoğlu'nun kaldığı hücreye arama adı altında baskın yapıldığını kaydeden Özerli, tek bacağı olmayan Kamil Turanlıoğlu'nun gardiyanlar tarafından tekmelenerek yere düşürüldüğünü, yerde tekmelenerek işkenceye devam edildiğini aktardı.
İşkenceye tepki gösteren Veysel Kaplan'a da kalabalık bir gardiyan grubunun saldırdığını söyleyen Özerli, Kaplan'ın 'süngerli oda' denilen hücreye atılarak ağır işkenceye maruz kaldığını dile getirdi. Baskında işkence gören Abdullah Kalay'ın İHD'nin hasta tutsaklar listesinde olduğunu hatırlatan Özerli, Kalay'ın kalbinin sadece yüzde 30 oranında çalıştığına dikkat çekti.
CENAZEYE GİTMEK İSTEYEN TUTSAĞA 50 BİN TL YOL MASRAFI
Özerli, Gebze Kadın Kapalı Hapishanesi'nde kalan Özlem Aydın'ın ise 3 aylık hücre cezasına çarptırıldığını ve bu süreçte vefat eden babasının cenazesine gitmesinin engellendiğini söyledi. Hapishane yönetiminin cenazeye gidiş için 50 bin TL yol masrafı çıkarmasına tepki gösteren Özerli, "Bu keyfi ve hukuksuz uygulamayı kabul etmeyen Özlem Aydın'ın en insani hakkı olan babasının cenazesine katılması hapishane idaresi tarafından engellenmiştir" dedi.
Diyarbakır Kadın Kapalı Hapishanesi'nde tutsaklara dönük saldırı ve hak gasplarının devam ettiğini dile getiren Özerli, bir süre önce Elazığ'dan Diyarbakır'a sürgün edilen Sevil Ağkaya, Nuray Çelik ve Fethiye Ok'a çıplak arama dayatmasında bulunulduğunu hatırlattı. Özerli, çıplak arama işkencesi ve keyfi uygulamaları kabul etmeyen tutsaklar hakkında soruşturma başlatıldığını ve birçok temel haklarının ihlal edildiğini, soruşturma kapsamında Sevil Ağkaya ve Nuray Çelik'e 3 ay görüş yasağı getirildiğini belirtti.
'TÜM DEMOKRATİK KAMUOYU DAYANIŞMAYI YÜKSELTMELİ'
Adil yargılanma talebiyle ölüm orucuna başlayan Sibel Balaç ve Gökhan Yıldırım'ın durumuna da dikkat çeken Özerli, Yıldırım'ın 44, Balaç'ın ise 55 kiloya düştüğünü ifade etti. Özerli, Yıldırım ve Balaç'ın taleplerinin derhal kabul edilmesini istedi ve şöyle devam etti: "Hapishanelerdeki saldırılara karşı durmak, ses olmak ve dışarıda güçlü bir sahiplenme ve dayanışma mücadelesi geliştirmek bizlerin birincil görevlerinden biridir. Bu bilinçle, tüm demokratik kamuoyunu hapishanelerde yaşanan saldırılara karşı ses çıkarmaya, devrimci tutsakları sahiplenmeye ve dayanışmayı yükseltmeye çağırıyoruz!"