3 Ekim 2024 Perşembe

'Deneylerde kullanılan hayvanlar mevzuatlara göre yuvalandırılmalı'

Deneylerde kullanılan hayvanlarla ilgili açıklama yapan Deneye Hayır Derneği, mevzuatta da yer alan yuvalandırma programlarının uygulanmasını istedi.

Hayvan deneylerinin yerine hayvansız bilimsel alternatif metotların kullanılmasını sağlamak amacıyla kurulan ve hayvan hakları alanında faaliyet gösteren Deneye Hayır Derneği, Türkiye'de hayvanlar üzerinde deney yapma izni olan tüm kuruluşlara deney sonunda hayvanların aile yanına verilip verilmediğini sordu. Dernek, mevzuatta da yer alan yuvalandırma programlarının uygulanmasını istiyor.

2011 yılında Tarım Bakanlığı tarafından çıkarılan Deneysel ve Bilimsel Amaçlar İçin Kullanılan Hayvanların Refah ve Korunmasına Dair Yönetmelik ve Uygulama Talimatına istinaden; hayvanlar üzerinde deneysel ve bilimsel çalışmalar yapan kuruluşlar, kuruluş bünyesindeki etik kurul (HADYEK) ve sorumlu veteriner hekimin uygun görmesi durumunda deneylerde kullanılan hayvanları yuvalandırabiliyorlar. Bu programın bugüne kadar uygulanıp uygulanmadığını öğrenmek üzere harekete geçen Deneye Hayır Derneği, CİMER üzerinden her bir kuruluşa Bilgi Edinme Dilekçesi gönderdi.

Dokuzu özel, 91'i resmi (Bakanlığa bağlı merkezler/hastane ve üniversiteler) kuruluşa; şimdiye kadar hayvanların aile yanına verilmesi için program çalışması gerçekleştirip gerçekleştirmedikleri, gerçekleştirmedilerse sebebi, programa elverişli hayvanlara ne yapıldığı ve programı uygulamak için demokratik kitle örgütleri ile iş birliği politikaları soruldu.

'YÜZ SORUDAN 61'İNE TAM YA DA KISMİ YANIT VERİLDİ'
Derneğin Yönetim Kurulu Üyesi Uzm. Dr. Betül Sevinç, Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında ve usulüne uygun olarak yapılan 100 başvurudan sadece 61'inde sorulan sorulara kısmi ya da tam cevaplar aldıklarını, beş üniversite ve üç özel kuruluşun da gizliliği öne sürerek cevap vermeyi reddettiğini belirtti. Bir kurum dışındaki tüm HADYEK'ler, aile yanına verme girişiminde bulunmadıklarını belirtirken, yuvalandırma programlarının yürütülmemesine sebep olarak; laboratuvarda üretilen hayvanların türleri dolayısıyla (fare, sıçan, kobay, tavşan vb.) yuvalandırmaya uygun olmadıkları gösterildi. Deney sonunda yaşamına devam edebilecek hayvanların akıbetiyle ilgili soruya ise çoğu kurum, hayvanların yeniden üretim için kullanıldığı veya yaşamlarına son verildiği (ötanazi) yanıtını verdi. Hayvanların aile yanına verilmesi için sivil toplum ile işbirliğine nasıl baktıkları sorusuna cevaben, sekiz resmi kurum aile yanına verme konusunda iş birliği içinde olmak istediğini belirtti.

'HAYVANLARIN ÖLDÜRÜLMESİ KABUL EDİLEMEZ'
Sevinç, Türkiye'de her yıl ortalama 266 bin hayvanın deneylerde kullanıldığını ifade ederek "İlgili mevzuatta, deneysel ve bilimsel çalışmalarda kullanılmayacak ya da çalışma sonrası sorumlu veteriner hekim tarafından yaşamına devam edebileceği düşünülen hayvanlar için yuvalandırma seçeneği tanımlanmış. Böyle bir seçenek var iken hayvanların öldürülmesi kabul edilemez. Yurt dışında da hayvan hakları örgütleri bu hayvanları şiddetsiz, sevgi görecekleri bir ortamda yaşatmak için çalışmalar yapıyor, hatta büyük bir destek görüyor. Ülkemizde de benzer uygulamalar başlamalıdır. Bizim bununla ilgili bir projemiz var: Laboratuvardaki Tüm Türler Evlere (L.A.T.T.E.). Şimdiye kadar laboratuvardan çıkan onlarca hayvanı sevgi gördükleri yuvalara kavuşturduk ve bu hayvanlar, kurumların 'yuvalandırmaya uygun olmadığını düşündüğü' türlerdi; yani fare, sıçan, tavşan, gerbil, hamster, kobay" diye konuştu.