Demokrasiye Çağrı Grubu: Yerel seçimlerde yerel demokrasiyi oluşturalım

Demokrasiye Çağrı Grubu, Taksim Hill Otel'da basın toplantısı düzenledi. ESP, HDP, YSGP, SODAP, Devrimci Parti ve yöre derneklerinin da aralarında olduğu basın toplantısına HDP Milletvekilleri Saruhan Oluç, Ali Kenanoğlu, Dilşat Cambaz, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve DİSK Yönetim Kurulu üyesi Kanber Saygılı katıldı.

 

Toplantıda ilk olarak Demokrasiye Çağrı Grubu Üyesi Prof. Dr. Gencay Gürsoy konuştu. Gürsoy, bugüne kadar yerellerde yapılan toplantılardan yola çıkarak merkezi çağrı toplantısına kadar olan sürece dair kısa bilgi verdi. "Yerellerde katılımcı demokrasinin olanaklarını nasıl geliştirebiliriz" sorusuna cevap aramaya çalıştıklarını söyleyen Gürsoy, dünyada ve Türkiye'de baskıcı ve otoriter yönelimin arttığını belirterek acilen demokrasiye ihtiyaç olduğunu ifade etti.

 

Meclisten geçen sağlıkta şiddet yasasına da değinen Gürsoy, güvenlik soruşturmasının 12 Eylül'den kalma muhalifleri tasfiye politikası olduğunu söyledi. Yasa ile ilgili aktarım yapan Ersoy, bu yolla hekimlerin açlığa mahkum edileceğini ve hak arama yollarının kapatıldığını ifade etti.

 

İLK DURAK YEREL SEÇİMLER

 

Demokrasiye Çağrı Grubu adına açıklamayı Çiğdem Kılıçgün Uçar okudu. "Bu çağrı, ülkedeki kötü gidişatı birlikte değiştirebileceğimize inananlara. Adalet duygusu yitimine, politik çürümeye, yozlaşmaya karşı, dayanışmanın gücüne ve erdemine inananlara. Ekonomik kriz kıskacına alınmış tüm mağdurlara, ezilenlere" diyen Uçar, ilk duraklarının yerel seçimler olduğunu söyledi.

 

AKP'nin vesayetini sağlamlaştırmak istediğini belirten Uçar, "Yaşadığımız yerlerde hayatın akışını, gerçek ihtiyaçları en iyi o yerde yaşayanlar bilir. Yaşam standartlarımızı yükseltmek, özgür irademizi yansıtan yerel yönetim yapıları kurmak, katılımcı demokrasiye giden önemli bir adım" dedi.

 

'MÜCADELEMİZİ ORTAKLAŞTIRALIM'

 

"Halkın iradesinin çiğnenmediği, kayyumların atanmadığı, seçilmişlerin baskıyla istifa ettirilmediği demokratik yerel yönetimler için bir araya gelelim. Karşılarında demokrasiye ve özgürlüğe olan inancımızdan aldığımız enerji ve kararlılıkla duralım" diyen Uçar, mücadeleyi ortaklaştırma çağrısı yaptı.

 

"Hayat bizim hayatımız, onu merkeze havale edemeyiz" diyen Uçar, yerel mücadele dinamiklerinden aldıkları güçle, en dayanışmacı ve en paylaşımcı adımları atacaklarını ifade etti. Uçar, "Yerel Demokrasi Buluşmaları birbirimizden öğrenerek, en geniş toplumsal demokratik zeminlere birlikte ulaşmayı başarmamız için yan yana geleceğimiz toplantılara vereceğimiz isim. Çünkü önümüzde duran hiçbir çözüm, bizim güç birliğimizden daha yararlı ve sağlam değil. Çünkü; şimdiye kadar yan yana durarak başardıklarımızdan ve kazandıklarımızdan daha ilerisine birlikte yürümek istiyoruz" dedi. Uçar, emek, adalet, özgürlük ve demokrasi arayışını Yerel Demokrasi Buluşmalarının gerçeğe dönüştüreceğini ifade etti.

 

Ortak akıl oluşturarak halkın demokratik iradesinin yerel seçimlere yansımasına önemli bir katkı sağlayacağını belirten Uçar şöyle devam etti: "Yerellerde çağrı gruplarınca düzenlenecek Demokrasi Buluşmalarında, halkın kendi geleceği üzerine söz, karar, yetki ve denetim hakkını özgürce kullanacağı oluşumlar yaratması hepimize yeni bir heyecan verecek. Umudu işte böyle büyütebiliriz. Bu coğrafyada yaşayan vicdan sahibi insanları, siyasi partileri, demokratik kitle örgütlerini, sivil toplum kuruluşlarını duyarlı ve katılımcı olmaya, etiyle kemiğiyle, aklıyla, yüreğiyle süreçte var olmaya çağırıyoruz."

 

'KAYYUM SİYASETİNİ BOŞA DÜŞÜRECEĞİZ'

 

24 ilde yerel demokrasiye çağrı grubu toplantıları oluşturmak amacı güttüklerini ve yerellerdeki toplantılara tüm muhaliflerin katılması için uğraştıklarını söyleyen Uçar, bu toplantılarla birlikte en geniş katılımlı kent sözleşmeleri oluşturmak istediklerini vurguladı.

 

Yerel seçimlerde kazanılmış belediyelere kayyum atanması tehlikesini boşa düşürmek için çalışacaklarını söyleyen Uçar, Aralık ayına kadar yerel toplantıları bitirip merkezi toplantı ile demokrasi sözleşmesi hazırlamak istediklerini anlatarak, çağrı grubunun tamamlanmış bir süreç olmadığını ve genişleme hedefinde olduklarını söyledi.

 

Ortak açıklamanın okunmasının ardından salonda bulunan katılımcılar söz aldı. Erdoğan Aydın, dünyada krizin derinleştiği ve faşizmin yükseldiği bu dönemde tersine çevirmek için sorumlulukları olduğunu belirtti. "Eksikliklerimizi yan yana yürürken tamamlamak gibi tarihsel bir sorumluluğumuz var" diyen Aydın, yerel seçimlerde ortak demokratik kaygısı ile topluma güven vermekten geçtiğini kaydetti.

 

Doğu ve Güneydoğu Dernekleri Platformu adına konuşan Abdülhakim Daş, Türkiye'de en önemli sorunun Kürt sorunu ve demokrasinin ilerletilmesi sorunun olduğunu belirterek ortak paydada buluşma sorumlulukları olduğunu söyledi.

 

Demokratik Alevi Dernekleri adına konuşan Yusuf Gülen, var olan antidemokratik süreci değiştirecek olanın hakların birlikteliği olduğunu belirtti.

 

Gazeteci Aydın Engin ise bu buluşmanın ve demokrasi mücadeelsinin 31 Mart'tan sonrasınıda gören bir çalışma olması gerektiğini söyledi. Yerel demokrasi örneklerinin dünyada ve Türkiye de iyi örnekleri olduğunu söyleyen Aydın, Kırklareli gibi illerdeki deneyimleri aktardı.

 

SAYIŞTAY RAPORLARI KAYYUMLARIN YOLSUZLUĞUNU BELGELEDİ

 

"Haziran seçimlerin ağır yükünün hala üzerimizde" diye belirten CHP İstanbul Milletvekili Sezin Tanrıkulu ise önümüzdeki süreçte baskının artacağını ve baskı duvarını yıkmak için işe bir tuğla çekmekle başlanması gerektiğini ifade etti. "Kimsenin tuzu kuru değil artık" diyen Tanrıkulu, CHP dahil her partinin bunu gördüğünü vurguladı.

 

HDP İstanbul Milletvekili Saruhan Oluç, bir ülkede yerel demokrasi yoksa orada demokrasi kültürünün gelişmediğini ve bu nedenle yerel demokrasiyi önemsediklerini belirtti. Sayıştay raporlarında 95 HDP 'li belediyeye atanan kayyumların yolsuzluklarının açığa çıktığını ve 31 Mart'ın kayyum siyasetinin de hesabı sorulacağı gün olduğunu söyledi.