GÜNCEL
DAİŞ?çetelerini Rojava'da yargılamak
Rojava halkları ve örgütleri, yargılamanın suçun işlendiği yerde yani Rojava'da yapılması gerektiğini belirtiyor. Olması gereken de bu. Her bir mağdurun müdahil olduğu bir yargılama sürecinin olması gerekiyor.
Demokratik Suriye Güçleri'nin Deyr ez Zor'un Baxoz köyünü özgürleştirmesi, Ortadoğu halklarının başına bela olan DAİŞ çetelerinin yenilgisini getirdi. Halklar bedelinin çok ağır olduğu bir savaş sürecini yaşadı. DAİŞ vahşetini durdurmak ve Rojava devrimini savunmak için 11 bin kişi canını verdi; 21 bin kişi yaralandı.
DAİŞ'in alan hakimiyeti sona erdi ancak "uyuyan hücreler" diye tarif edilen örgütlenmeleri hala var. Dolayısıyla da tüm dünya halkları için hala bir tehdit.
DAİŞ yenildi ancak insanlığa karşı işlenen bu suçların mahkum edilmesi ve bir cezasının olması gerekiyor. Bu adalete en çok da, DAİŞ'in işgalinden ve vahşetinden zarar görenlerin ihtiyacı var.
Bu nedenle de Kuzey ve Doğu Suriye Yönetimi ve halklarının gündeminde tutuklu DAİŞ çetelerinin yargılanması konusu bulunuyor. 6 bini aşkın DAİŞ üyesi tutuklu. Iraklı ve Suriyeli DAİŞ üyelerinin yargılamalarının bir kısmının yapıldığı basına yansımıştı.
Bundan sonra bu yargılama nasıl olacak?
Rojava halkları ve örgütleri, yargılamanın suçun işlendiği yerde yani Rojava'da yapılması gerektiğini belirtiyor. Olması gereken de bu. Her bir mağdurun müdahil olduğu bir yargılama sürecinin olması gerekiyor.
Avrupa devletleri bu konuda henüz kararsız. Vatandaşı olan DAİŞ çetelerini bile ülkelerine kabul etmek istemiyorlar. Avrupa vatandaşı DAİŞ üyelerinin ise 2 bine yakın olduğu tahmin ediliyor.
Uluslararası bir mahkeme için İsveç'in bazı girişimlerde bulunduğu biliniyor. Geçtiğimiz hafta İsveç'in ev sahipliğinde Avrupa Birliği'nin 11 ülkesi ve İsviçre'nin katılımıyla bir toplantı yapıldı. Basına yansıdığına göre, söz konusu toplantıda mahkemeye ilişkin herhangi bir karar alınmadı, sadece "bilgi paylaşımı" yapıldı.
Daha öncesinde de Avusturya DSG'nin elindeki DAİŞ üyelerinin uluslararası bir savaş suçluları mahkemesinde yargılanması için harekete geçmişti. Bunun için Avusturya İçişleri Bakanı Kickl Avrupa Birliği Komisyonu'na başvurmuştu. Ancak Avrupa Birliği, Viyana'nın başvurusuna henüz bir yanıt vermiş değil.
Süreç uzun sürecek gibi gözüküyor. Ancak bu yargılamanın Kuzey ve Doğu Suriye'de yapılacak olmasının her şeyden önce mağdurların, beklentisini karşılayacak. ETHA'ya konuşan Kuzey ve Doğu Suriye Avukatlar Birliği Eşbaşkanı Xatice İbrahim bu konuda şöyle diyor: "DSG'nin elinde olan DAİŞ çetelerinin yaptıkları zulme maruz kalan insanların kendi haklarını savunması için bu çetelerin yargılanmasını isteme hakkı vardır. Uluslararası kanunlara göre yargılanma suçlunun suçu işlediği yerde gerçekleştirilmelidir." Bu talebi, Kuzey ve Doğu Suriyeli tüm örgütler dile getiriyor.
DAİŞ çeteleri, ilk olarak Irak'ın Felluce kentinin kontrolünü 2014 yılının Ocak ayında ele geçirdi. Suriye'de ise ilk olarak Rakka'yı işgal edip, "başkenti" olarak ilan etti. 2014 yılının 3 Ağustos günü Êzîdîlerin yurdu Şengal bölgesine soykırım saldırısı başlattı. Kobanê'ye yönelik işgal saldırısının tarihi ise aynı yılın 15 Eylül günü… DAİŞ çeteleri tüm bu soykırım saldırılarında Türkiye başta olmak üzere çok sayıda devletin ve organizasyonun desteğini aldı. Dolayısıyla uluslararası mahkeme, DAİŞ ile işbirliği yaparak insanlığa karşı suç işleyenlerin açığa çıkmasına neden olacaktır. Bu kirli ilişkilerin bir kısmı elbette biliniyor. Örneğin AKP iktidarının DAİŞ ile ittifakının onlarca belgesi ortaya çıktı. Her şeyden önce Erdoğan, Kobanê'nin DAİŞ işgalinin altında olduğu 7 Ekim 2014 tarihinde Antep'te "Kobanê şu sıralar düştü, düşüyor" diyerek, zaten DAİŞ'in tüm katliamlarının siyasi sorumluluğunu üstlenmişti.
Bütün bunlar halkların hafızasına ve mücadele tarihine kazındı. DAİŞ çeteleri gibi onlara destek verenler de sadece halkların vicdanında değil halkların mahkemelerinde de hak ettikleri cezaları alacak. Özcesi adalet, bir gün herkes için tecelli edecek.