25 Kasım 2024 Pazartesi

Cumartesi Anneleri Nurettin Yedigöl için adalet istedi

Cumartesi Anneleri 996. hafta eyleminde, gözaltında işkencede katledilişinin 43. yılında Nurettin Yedigöl için adalet istedi.

Cumartesi Anneleri, 996. hafta eyleminde gözaltında kaybedilişinin 43. yılında Nurettin Yedigöl'ün akıbetini sordu. Galatasaray Meydanı'nı çevreleyen polis bariyerlerinin etrafında yan yana gelen Cumartesi Anneleri, ellerinde karanfiller ve gözaltında kaybedilenlerin fotoğraflarını taşıdı.

Basın açıklamasını okuyan Ümit Efe, Nurettin Yedigöl'ün 70'li yıllarda üniversite eğitimi için İstanbul'a geldiğini ve İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi'nden mezun olduğunu söyledi. Yedigöl'ün öğrenciliği ve sonrasında sosyalist gençlik hareketinin içinde yer aldığını ve 12 Eylül askeri faşist darbesinin ardından Yedigöl hakkında yakalama kararı çıkarıldığını belirten Efe, Yedigöl'ün 10 Nisan 1981'de İstanbul'da ev baskınıyla gözaltına alındığı ve dönemin ünlü işkence merkezi Gayrettepe karakoluna götürüldüğünü belirtti.

'KANLAR İÇİNDEYDİ, KONUŞAMIYORDU'
"Tayyar Sever yönetimindeki 1. Şube'de Honduras'ta işkence eğitimi alan K Gurubu tarafından sorgulandı. İfade vermeyi reddettiği için Mete Altan'ın başında bulunduğu işkence timinin en ağır işkencelerine maruz kaldı. En son şubede sorgulanan diğer arkadaşları tarafından görüldüğünde; kanlar içindeydi, konuşamıyordu, bilinci yerinde değildi. O günden sonra Nurettin'i gören olmadı" diyen Efe, Nurettin Yedigöl'ün babası İsmail Yedigöl'ün tüm yetkililere başvurduğunu ancak kendisine Nurettin Yedigöl'ün gözaltına alınmadığının söylendiğini belirtti.

10 KİŞİ İŞKENCEDE ÖLDÜRÜLDÜĞÜNE DAİR İFADE VERDİ
10 kişinin Yedigöl için "Şahidiz, işkencede öldürüldü" diye ifade verdiğini ancak savcılığın "böyle şey olmaz, devlete iftira atmayın" dediğini belirten Efe, şöyle devam etti: "Nurettin Yedigöl'ün gözaltında kaybedilmesi ve faillerin yargılanması ile ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından üç ayrı soruşturma yürütüldü. Ancak soruşturmalarda zaman aşımı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildi."

Anayasa Mahkemesi'ne yapılan başvuruda mahkemenin evrensel hukuka aykırı biçimde dosyanın "zaman bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez" olduğuna karar verdiğini belirten Efe, "Gayrettepe Siyasi Şube'de kaybedilen Nurettin Yedigöl'ün akıbetini açığa çıkarmak ve bilinen faillerini yargılamak adli makamların sorumluluğundadır. Kaç yıl geçerse geçsin, Nurettin Yedigöl için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz" dedi.

'TARİHİN BELLEĞİNİ YOK EDEMEYECEKSİNİZ'
Yedigöl'ün işkence gördüğüne dönük görgü tanıklarından biri olduğunu kaydeden Ümit Efe, o dönem işkencehane olarak anılan Gayrettepe karakolunun kentsel dönüşüm planıyla yıkılmasına işaret etti. Efe, "Kanıtları yok etmeye çalışabilirsiniz ama o sessiz çığlıkları ve tarihin belleğini yok etmeniz mümkün olmayacak" ifadelerini kullandı.

'TEK BEKLENTİMİZ BİR MEZAR YERİYDİ'
Nurettin Yedigöl'ün kardeşi Muzaffer Yedigöl, 43 yıldır başvurmadıkları yer kalmadığını söyleyerek, tek beklentilerinin bir mezar yeri olduğunu vurguladı. "Anneme söz vermiştim, kemiklerini mezarına getireceğim, sen rahat uyu diye. Ama maalesef ki bu hükümetten artık beklentimiz kalmadı, bu ülkede beklentimiz kalmadı" dedi.

Bu mücadelenin peşini hiçbir zaman bırakmadıklarını ve bırakmayacaklarını vurgulayan Yedigöl, kendilerinden sonraki neslin de bu mücadeleyi sürdüreceğini söyledi.

Eylem, bariyerlerle çevrili Galatasaray Meydanı'na karanfillerin atılmasıyla son buldu.