4 Ekim 2024 Cuma

Cumartesi Anneleri: İsmail Bahçeci'yi unutmadık

Cumartesi Anneleri 822. hafta eylemlerini 1994 yılında gözaltında kaybedilen İsmail Bahçeci için düzenledi. İktidara ve yargı makamlarına sorumluluklarını hatırlatan kayıp yakınları, kaç yıl geçerse geçsin Bahçeci'nin akıbetini sormaktan vazgeçmeyeceklerini belirtti.

Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetlerini soran ve adalet isteyen Cumartesi Anneleri, 822. hafta eylemini İstanbul'da 1994 yılında gözaltına alınan ve kendisinden bir daha haber alınamayan İsmail Bahçeci için düzenledi.

Kayıp yakınları Covid-19 pandemisi nedeni ile bu hafta da eylemlerini çevrim içi gerçekleştirdi.

BAHÇECİ: AĞABEYİMİN GÖZALTINA ALINDIĞINI EVE GELEN TELEFONLA ÖĞRENDİK
İlk olarak söz alan İsmail Bahçeci'nin kardeşi Umut Bahçeci, İsmail Bahçeci'nin gözaltına alındığını evlerine gelen bir telefon ile öğrendiklerini belirtti. Telefonun ardından Bahçeci ailesi olarak İsmail Bahçeci'yi aramaya başladıklarını dile getiren Umut Bahçeci, emniyetin İsmail Bahçeci'nin gözaltına alındığını hep inkar ettiğine dikkat çekti.

'İŞKENCEHANENİZE GÖTÜRDÜNÜZ, KATLETTİNİZ VE BİR ÇUKURA GÖMDÜNÜZ'
Umut Bahçeci, "Polis sürekli bizim evimizi taciz edip, arama yapmayı, sürekli bizim eve gelip 'İsmail Bahçeci nerede' diyordu. O tarihten sonra gelmedi. Demek ki siz aldınız, işkencehanenize götürüp İsmail Bahçeci'yi katlettiniz, bir çukura ya da bir yere gömdünüz" diye konuştu.

Aile olarak yıllardır mücadele ettiklerinin altını çizen Umut Bahçeci, devletin asla İsmail Bahçeci'yi kaybettiğini kabul etmediğini belirtti. Mücadeleye devam edeceklerini söyleyen Umut Bahçeci, dayanışma çağrısı yaptı.

AV. BOLAÇ: ONLARI KAYBEDENLER ONURSUZDUR VE ONURSUZLUKLA YAŞAYACAKLARDIR
Bahçeci ailesinin avukatı ve İsmail Bahçeci'nin okul arkadaşı Avukat Efkan Bolaç, İsmail Bahçeci'nin gözaltına alındığını öğrendiklerinde daha öncekiler gibi yine bırakılacağını düşündüklerini belirtti. O yıllarda gözaltı süresinin 15 gün olduğunu hatırlatan Bolaç, "İsmail'in öldürüldüğünü, gözaltında kaybedildiğini biliyorduk. Uzun süre nerede olduğunu, mezarını aramaya çalıştık ama bulamadık. 26 yıl geçti, hala bulamadık. Yıllar sonra özel harekat polisi Ayhan Çarkın, bu kayıplarla ilgili bir açıklamada bulundu. Onların öldürüldüğünü, kendilerinden daha onurlu olduğunu söylemişti. Evet onları öldürenler, katledenler, gözaltında kaybedenler onursuzdur. O onursuzlukla yaşıyorlar ve yaşamaya devam edecekler. Onlar bizim onurumuzdur. Onlar bizim için hala gülen yüzlerdir hala sıcak arkadaşlar, dostluklardır" dedi.

'ADALET İSTEMEKTEN VAZGEÇMEYECEĞİZ'
Cumartesi Anneleri 822. hafta eyleminin basın metnini ise Esra Arsan okudu. İktidar ve yargı makamlarına, İsmail Bahçeci'nin akıbetini, bedeninin bulunduğu yeri ve bu insanlığa karşı suçun tüm sorumlularını açığa çıkarma görevini yerine getirme çağrısında bulunan Arsan, "Kaç yıl geçerse geçsin İsmail Bahçeci için ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz! 123 haftadır hukuksuz bir biçimde bize kapatılan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray'dan vazgeçmeyeceğiz" diye konuştu.

NE OLMUŞTU?
Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu'nda öğrenci olan İsmail Bahçeci, Türkiye Öğrenci Dernekleri Federasyonu başkanıydı. Politik kimliği nedeniyle defalarca gözaltına alındı, ağır işkenceler gördü. 1993 yılında hakkında yakalama kararı çıkarıldı ve polis tarafından aranmaya başlandı. İsmail'i arayan polisler Bahçeci ailesinin Avcılar'daki evine defalarca baskın düzenledi. Bu nedenle İsmail evden ayrılmak zorunda kaldı. Kardeşi Metin, İsmail'e acil durumda haberleşmek için politikayla hiç ilgilenmeyen yakın bir arkadaşının telefon numarasını vermişti.

24 Aralık 1994 tarihinde Bahçeci ailesini telefonla arayan ve kendisini İsmail'in arkadaşı olarak tanıtan bir kişi "Oğlunuz gözaltında, ona sahip çıkın" dedi. Baba Şehmus Bahçeci, hemen Gayrettepe Emniyet Müdürlüğüne ve DGM İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına başvurdu. Ancak İsmail'in gözaltına alındığı inkâr edildi.

Aynı günlerde polis, kardeşinin İsmail'e telefon numarasını verdiği V.D.'in işyerine baskın düzenledi. V.D., baskın sırasında işyerinde olmadığı için V.D.'nin ağabeyi gözaltına alınarak İstanbul Terörle Mücadele Şubesine götürüldü. Şubede kendisine kardeşinin telefon numarasının yakalanan bir 'örgüt mensubunun' üzerinde çıktığı söylendi. 1995 Ocak ayında Ankara'da gözaltına alınan bir kişi, sorguda kendisine: 'Seni de İsmail Bahçeci gibi kaybederiz' denildiğini kamuoyuna duyurdu. Ayrıca 24 Aralık 1994 tarihinden sonra Bahçeci Ailesi'nin evine bir daha hiç polis baskını yapılmadı.

İsmail'in arkadaşları, İnsan Hakları Derneği ve Uluslararası Af Örgütü düzenledikleri kampanyalarla konuyu ülke ve dünya kamuoyuna taşıdı. Ailenin emniyet, savcılık ve hükümet nezdinde yaptığı tüm başvurular sonuçsuz bırakıldı. Gözaltı işlemini reddeden devlet yetkilileri, İsmail Bahçeci'nin hayatını korumaya yönelik önlemleri almadı. Yargı makamları olayla ilgili delilleri toplamadan, tanıkları dinlemeden ve etkili soruşturma yapmadan dosyayı kapattı.

Son olarak, İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 23 Mart 2019 tarihli soru önergesi ile Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'a "İsmail Bahçeci'nin akıbeti nedir?" sorusunu yöneltti. Oktay adına Adalet Bakanlığı verdiği cevapta "Ne tür işlemler yapıldığına dair Bakanlığımızda bilgi bulunmamaktadır" açıklamasını yaptı. Bu baştan savma cevap, dosya üzerindeki karartmanın 26 yıldır kesintisiz sürdüğüne de işarettir.