20 Eylül 2024 Cuma

Cumartesi Anneleri: Hasan Gülünay için kayıplarımız için adalet istiyoruz

Her Cumartesi günü gözaltında kaybedilenlerin akıbetini sormak için Galatasaray Meydanı'nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri, "Uluslararası hukuka göre devletlerin, zorla kaybetme suçunu kendi vatandaşlarına karşı yaygın bir biçimde işlemesi 'insanlığa karşı suç' teşkil eder" dedi.
Cumartesi Anneleri 694'üncü haftasında 1992 yılında işe gitmek için evinden çıkan ve bir daha dönemeyen Hasan Gülünay'ın akıbetini sordu. "Failler belli kayıpları nerede" pankartının üzerine beyaz tülbent, kırmızı karanfil ve Hasan Gülünay'ın fotoğrafı konuldu.
 
Bu haftaki oturuma CHP milletvekili ve kayıp yakınlarının avukatı Sezgin Tanrıkulu, HDP milletvekili Oya Ersoy, 78'liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can'da destek verdi.
 
İlk olarak konuşan kayıp yakınlarından İrfan Begin, 694 haftadır burada oturduklarını belirterek, "Adaletin tecelli etmesini istiyoruz. İnsanlarımızı kaçırıp yok edenler ortaya çıkarılıp yargınlansın diye buradayız. Ne yazık ki bu ülkede adaletin tecelli etmesi çok zor. Çok büyük Saraylar yapılmış, adaletsizlik sarayları yapılmış. Bu ülkeyi yönetenler adalet sarayları yaparak, büyük cezaevleri yaparak övünüyorlar ne yazık ki. Biz 23 yıldır burada oturuyoruz. Bu insanlarımızı kaybedenlerin ortaya çıkarılmasını ve yargınlanmasını istiyoruz" dedi.
 
Daha sonra konuşan Sezgin Tanrıkulu, Saray Bosna'da gerçekleşen katliamın 23 yıl dönümü olduğunu hatırlatarak, Srebrenista'da konuşan Adalet Bakanı'nın 23 yıldır görmedikleri Galatasaray Meydanı'nda da konuşmasını ve buradaki adalet arayışına kulak vermesini istedi.
 
HDP Milletvekili Oya Ersoy haftanın basın metnini okudu. Ersoy, "Uluslararası hukuka göre devletlerin, zorla kaybetme suçunu kendi vatandaşlarına karşı yaygın bir biçimde işlemesi 'insanlığa karşı suç' teşkil eder" diyerek, "Bu suç hiç bir zamanaşımı kuralına tabi olmadığı gibi tüm devletler bu suçları soruşturma ve cezalandırmakla yükümlüdür" dedi.
 
Ersoy, Galatasaray'da dile getirilen talepler demokratik bir toplumun temel öğelerinin yanı sıra anayasal normlara ve uluslararası hukuk kurallarına dayandığını söyledi.
 
Bu hafta Hasan Gülünay akıbetini sormak ve dosyanın durumunu kamuoyu ile paylaşmak için Galatasaray Meydanı'nda toplandıklarını kaydeden Ersoy, Hasan Gülünay'ın, 20 Temmuz 1992 günü Tarabya'daki evinden işyerine gitmek üzere çıktı ve bir daha geri dönmediğini belirtti.
 
Ersoy, "Başvurdukları savcılık ve İstanbul Emniyeti aileye, Hasan'ın gözaltında olmadığını, arandığını belirttiklerini ancak aile memleketlileri olan bir üst düzey emniyet yetkilisinden "Hasan Gülünay sağ, içeride işkence yaraları iyileştikten sonra gözaltına alındığını açıklayacaklar." bilgisini aldı ve bu bilgiyi kamuoyuna duyurduğunu söyledi" dedi.
 
Ersoy, ailenin, Başbakan, Dışişleri Bakanı ve TBMM başta olmak üzere tüm resmi mercilere başvuran aileye devletin cevabı; "iddialarınız gerçek dışı, başvurularınız ise emniyet teşkilatını karalamaya yönelik" olduğunu belirterek, "Gülünay ailesi ve toplum, Hasan Gülünay'ın gözaltında kaybedilme koşulları hakkında hakikati bilme hakkına sahiptir ve bu hak doğası gereği zamanaşımına tabi değildir. Artık yeter! Devlet, gözaltında kaybedilenler için etkili bir iç hukuk yolu sağlama yükümlülüğünü yerine getirsin. Hasan Gülünay için, kayıplarımız için adalet talebimiz karşılık bulsun" diye kaydetti.