30 Eylül 2024 Pazartesi

Cihangir sokakları gökkuşağına boyandı

Polisin saldırısı ve işkencesi LGBTİ+'ların Cihangir sokaklarını gökkuşağına boyamasını engelleyemedi. LGBTİ+'lar, sokak sokak slogan ve alkışlarla yaptıkları yürüyüştü, "Alışın buradayız, gitmiyoruz" diye haykırdı. 

30. İstanbul Onur Haftası dolayısıyla Cihangir'in sokakları gökkuşağına boyandı. Polisin saldırısı ve işkencesi LGBTİ+'ların coşkusunu, direncini ve inadını kıramadı.

İstanbul Valiliği günler öncesinden Onur Yürüyüşü'nü yasakladığını duyurmuş, bugün de sabahın erken saatlerinden itibaren Beyoğlu'na giden araç seferlerini kaldırmıştı. 

Tertip Komitesi'nin saat 17.00'ye Sıra Selviler'e çağrı yapmasının ardından sabahın erken saatlerinde İstiklal Caddesi'ne çıkan sokaklar kapatıldı. Şişhane'den itibaren "akrep" denilen zırhlı araçlar ve gözaltı araçları konumlandırıldı. 

KAFEDEN ÇIKAN KBG ÜYELERİ GÖZALTINA ALINDI
Onur Yürüyüşü'nün başlamasına 2 buçuk saat kala polis Cihangir'de toplananlara saldırdı. Akarsu Yokuşu Orhan Kemal Müzesi'nin yanında bulunan kafeden çıkan Kadınlar Birlikte Güçlü üyelerini kalkanlarla ablukaya alan polis kadınları darp etti. KBG üyeleri, "Yürüyüş yok, slogan yok. Bizi neden ablukaya alıyorsunuz, gözaltı gerekçeniz nedir" diye tepki gösterdi. 

ABLUKAYA ALINAN GAZETECİLER, ÇEMBERDEN ÇIKMADIĞI İÇİN DARP EDİLDİ
Kadınlar gözaltına alınırken gazetecilerin çekim yapmasını engellemeye çalışan polis, gazetecileri ablukaya aldı. Polis, gazetecilerin çemberden çıkmasına izin vermezken, basın emekçilerini çemberden çıkmadığı için darp etti. 

AFP MUHABİRİ KILIÇ GÖZALTINA ALINDI
Çok sayıda gazeteci yerlerde sürüklendi, kalkanlarla darp edildi. Bu sırada AFP muhabiri Bülent Kılıç da işkenceyle gözaltına alındı. Kılıç'a ters kelepçe işkencesi uygulandı. 

KAFEDE OTURANLAR GÖZALTINA ALINDI
Akarsu Yokuşu'nda bulunan bir kafede oturanlara da polis saldırdı. Polis kafedekileri darp ederek gözaltına aldı. 

GAZETECİLERE İKİNCİ ABLUKA
Bu sırada gözaltıları protesto etmek için toplanan bir grup LGBTİİ+'lar sloganlarla tepki gösterdi. Gazeteciler ve LGBTİ+'lar Akarsu Yokuşu'nun bitişi ile Şimşir Sokağı'n başına kurulan polis barikatlarıyla bir kez daha ablukaya alındı. 45 dakikaya yakın gazetecilerin ablukadan çıkması engellenirken sık sık gözaltı ile tehdit edildi. 

Ardından çok sayıda LGBTİ+ Pürtelaş Sokak'ta bir araya geldi. "Yürütmezseniz götümüzü açarız" yazılı pankart açan LGBTİ+'lar; trans cinayetlerine, nefret söylemlerine tepki gösteren dövizler taşıdı. Sloganlarla uzun süre sokakta kalan LGBTİ+'lar şarkıları, alkış, ıslık ve zılgıtlarıyla alanı inletti. 

Sık sık, "Asla yalnız yürümeyeceksin", "Trans cinayetleri politiktir", "Ay, ayol, azadi", "Kürdistan vardır, lubunyalar vardır", "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz", "Gökkuşağı değil ayrımcılık suç" sloganları yükseldi. LGBTİ+'lar Cihangir sokaklarını gökkuşağı bayraklarıyla dolaştı. 

IVANA, AYDAN VE OKAN DA ALANDA YERİNİ ALDI
Kızılokyanus LGBTİ+ da alana Ivana ve Okan'ın sloganlarıyla katıldı. Kızılokyanus aktivistleri, "Ivana, Okan, Aydan burada", "Vardık varız var olacağız", "Fobik devlet yıkacağız elbet" yazılı dövizleri taşıdı. 

Polis yürüyüşe defalarca saldırdı buna rağmen LGBTİ+'lar toplanarak yürüyüşünü sürdürdü. LGBTİ+'lar fobik devleti muhakkak yıkacaklarının altını çizerken evlerinde oturanlar da tencere, tava çalarak yürüyüşe destek verdi. 

GERİCİLER YÜRÜYÜŞÜ PROVOKE ETMEYE ÇALIŞTI
Öte yandan "Ya Allah ya bismillah" sloganıyla üç kişi yürüyüşü provoke etmek istedi. LGBTİ+'lar gericilere tepki gösterirken bir kez daha LGBTİ+'lara saldırdı. 

Kutlu Sokak'ta LGBTİ+'lar ve gazeteciler kalkanlarla polis ablukasına alındı. Bir süre sonra polis gazetecileri alandan uzaklaştırırken, ablukada bulunan LGBTİ+'lar gökkuşağı bayrağı açtı ve "Onur Haftamız kutlu olsun lubunya" diye haykırdı. 

Gümüşsuyu'nda da karşılıklı iki binanın önüne LGBTİ+'ları kalkanlarla ablukya alan polis bir süre sonra işkenceyle gözaltına aldı.

Aralarında gazeteci Bülent Kılıç'ın da olduğu en az 59 kişi işkenceyle gözaltına alındı. 

'DÜNDEN BUGÜNE DİRENİŞLERİMİZİ HATIRLIYORUZ'
Saldırılara rağmen yürüyüşlerini sürdüren LGBTİ+'lar, Tertip Komitesi'nin "Dağılıyoruz aşkım" anonsundan sonra farklı noktalarda basın metnini okudu. 20. İstanbul Onur Yürüyüşü'nün basın metninde şu ifadeler yer aldı: "Yıllardır süregelen ve her geçen gün artarak devam eden mücadelemizi hatırlıyor bu senenin onur haftasında yeniden bu tema ile birlikte buluşuyoruz: Direniş!

2013 yılında Taksim Gezi Parkı eylemleriyle birlikte Onur Haftası'nın teması olan direnişi aradan yıllar geçmesine rağmen , gittikçe artan homofobi, transfobi ve bifobiye karşı, erkek egemen devlet politikalarına karşı, heteroseksizme ve şiddete karşı yeniden gündemimize taşıyoruz.

Tüm yok saymalara,baskı rejimlerine,hedef göstermelere sadece dün değil her gün direniyoruz! Dünden bugüne sahip çıktığımız var oluşlarımıza, her geçen gün daha da yoğunlaşan mücadelemize, yılların bizlerde bıraktığı bir dolu anıyla taşan hafızamıza sarılıyor, direnişlerimizi hatırlıyoruz.

'GEZİ YARGILANAMAZ'
Tıpkı 1987'de Gezi parkı merdivenlerinde açlık grevi yaparak harekete ilk kıvılcımlarını veren trans kadın seks işçilerinin direnişini hatırladığımız gibi yıllar içerisinde binlerce kişiyle sokaklara dolup taştığımız yürüyüşlerimizi unutmuyoruz. Bu sene bir kez daha "Direniş" diyerek tüm direniş alanlarımızı yeniden hatırlıyoruz. Bugün Gezi parkı için yargılanan ve iktidarın uygun gördüğü kurallara göre karar veren mahkemelerin hukuksuzca ağır hapis cezaları verdiği tüm direnişçileri selamlıyoruz. Gezi yargılanamaz! 

'İTAAT ETMİYORUZ'
Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz! Direniş kimimiz için evde dört duvar arasında yaşanılan şeylere göğüs germeyi, kimimiz için yoksun bırakılmaya çalıştığımız meydanlarda sloganlara eşlik etmeyi, kimimiz için sahneleri temsil ediyor olabilir. LGBTİ+'ların direnişleri ne tek tip oldu ne de aynı kaldı. Her çark dönüşü rahat bir soluk verip güvenli eve dönebilmek de, alıktırmadan yıllarca atanmış aile evinde yaşamak da bir direnişti bizim için. Her mücadelemiz biricik olduğu gibi her direnişimiz de biricik.

'MÜCADELEMİZİ VE DİRENİŞLERİMİZİ HATIRLIYORUZ'
Hatırlıyoruz; LGBTİ+ hareketin hafızasına yolculuk yapıp bugüne kadarki tüm direniş alanlarımızı, mücadelemizi hatırlıyoruz. Her bir lubunyanın hayatta kalma deneyimlerine, kimlik politikalarımıza, haklarımıza, var oluşlarımıza mercek tutuyoruz. Cis, hetero patriyarkal sistemin, zorbaların dayattığı şiddetlere karşı hayatta kalma mücadelemizi ve direnişlerimizi hatırlıyoruz

'ZAMANA BIRAKMIYORUZ'
Zamana bırakmıyoruz! Barınmaya çalıştığımız gettolarda da sokaklarda da rahat bırakılmadık, polis devleti yetmezmiş gibi bekçisi, esnafı da eklendi bu şiddet sarmalına. 2006'da rant hırsı ile Eryaman'da trans kadınlara uygulanan ve yıllar boyunca devam eden şiddet sarmalının benzerini bugün İzmir Alsancak'ta da görüyoruz. Ülker'de, Küçük bayram sokakta, Alsancak'ta, Eryaman'da, Pürtelaş'ta ve daha nice alanlarda trans kadınların, seks işçilerinin direnişlerini unutmuyoruz! Kolluk kuvvetlerinin korumaktan ziyade zulüm aracına dönüştüğü, her fırsatta gücünü lubunyalara karşı arttıran erk devletin şiddetinden korkmuyoruz; direniyoruz!

'ALIŞIN, BARIŞIN GİTMİYORUZ'
Alışın, barışın gitmiyoruz! LGBTİ+'ları ötekileştiren, tüm alanlardan uzaklaştırmaya çalışan tüm ayrımcı zihniyetlerin karşısında duruyoruz. 8 Mart'lar da, 1 Mayıs'lar da, Newroz'lar da, Onur yürüyüşleri de bizim. "Patronsuz, pezevenksiz bir dünya mümkün" dememizle her fırsatta emekleri görmezden gelinen, her gün yaşadıkları şiddete tanık olduğumuz tüm seks işçilerinin haklarını haykırmak için; özelde ve kamuda çalışırken uğradığımız ayrımcılıkları, fobileri; iş bulabilmenin ayrı dert, o işte tutunabilmenin ayrı dert olduğunu her seferinde yeniden hatırlatmak için 1 Mayıs'lardayız. Emek sömürüsü ve istihdam mücadelesi hepimizin mücadelesidir. İşçiyiz, emekçiyiz, lubunyayız, isyandayız! Transfobik sözde feministlerin bir türlü hazmedemediği feminist özneliğimizi en şugarından alanlara taşıyoruz, vazgeçmiyoruz. En başından beri feminizmin öznesi olduğumuzu, yan yana güçlendiğimizi hatırlatıyor; paternalizmin, kapitalizmin, ırkçılığın, sömürünün karşısında direniyoruz,  alanları terk etmiyoruz! Bırakmıyoruz; beden polislerine, eril dili ağzına pelesenk edenlere, transfobiklere alanlarımızı bırakmıyoruz! Feminizm herkes içindir!

'EŞİT DEĞİLİZ EŞİTLENECEKSİNİZ'
Eşit değiliz, eşitleneceksiniz! Eğitimden sağlığa, ulaşımdan barınmaya kadar her alanda direnişimiz, eşitlenme mücadelemiz sürüyor. Boğaziçi direnişinde BÜLGBTİ+'nın kapatılması, hormon erişimlerinin her geçen gün zorlaşması, toplu taşımalarda cinsiyetlendirilmiş kartlar yüzünden her gün sorunlar yaşanması, 'makbul' ve 'yakışır' komşu olamayacağı gerekçeleriyle yerinden edilen ve ev bulamayan transların yaşadığı zorluklara karşı sesimizi yükseltiyoruz. Eşit yurttaşlık haklarımız için mücadelemizi sürdürüyoruz. Her alanda lubunyalar, translar eşitlenene kadar direniyoruz; haklarımızı rica etmiyor, istiyoruz! Eşit değiliz, eşitleneceksiniz! Ayrımcılığa ve nefrete inat direnerek ve dayanışarak herkes için eşit bir dünyayı mümkün kılacağız!"