2 Ekim 2024 Çarşamba

Çepni yasayı hatırlattı: Zeytinliklerin 3 kilometre yakınına tesis kurulamaz

HDP Milletvekili Çepni, zeytinlik alanlarında madencilik faaliyetlerine izin veren yönetmeliğe ilişkin basın toplantısı düzenledi. Türkiye'nin yüzölçümünün yarısından fazlasının madencilik için tahsis edildiği çarpıcı bilgisini paylaşan Çepni, rant, talan projelerine onay veren bakan ve yöneticilerin emekçi halkın önünde hesap vereceğini söyledi.

HDP İzmir Milletvekili ve Çevre Komisyonu Üyesi Murat Çepni, zeytinlik alanların maden sahasına açılmasına ilişkin Meclis'te basın toplantısı düzenledi. Yönetmelik değişikliğinin nükleer güç santrallerine ilişkin yasa düzenlemesinin Meclis'e getirildiği günlerde yapılmasının manidar olduğunu söyleyen Çepni, maden sahalarına denk gelen zeytinlik alanlarının taşınması ya da zeytin ağaçlarının kesilmesinin kabul edilemez olduğunu kaydetti.

1939 tarihli Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun halen yürürlükte olduğunu hatırlatan Çepni, "Bu kanuna göre zeytinliklerin 3 kilometre yakınında zeytin işleme tesisi dışında toz çıkaran hiçbir tesise izin verilemez. Zeytin alanları daraltılamaz. Tıpkı ormanlarla ilgili yasa maddeleri gibi" diye konuştu.

Zeytin ağaçlarının meyve vermeye başladığı sürenin çok uzun olduğunu ve kesilmek ya da taşınmak istenen ağaçların yüz yaşından daha büyük olduğunu kaydeden Çepni, ekosistemin bozulacağına işaret ederek, "Bu zeytinliklerin, zeytin ağaçlarının taşınması mümkün değil. Çünkü ekosistem taşınamaz" dedi.

Yönetmelik değişikliğindeki rehabilite tanımına da açıklık getiren Çepni, Türkiye'de açılan hiçbir maden sahasında sonrasında rehabilite edilmediğini, böyle bir çalışma yapılan hiçbir alan olmadığını söyledi.

Türkiye'nin dört bir tarafının madenlerin işgali altında olduğunu vurgulayan Çepni, "Zeytinlik sahaların işletmeleri tarafından gaspedilip, buraların tümüyle tarım alanı statüsünden çıkartılıp, sonrasında buraların rehabilite edileceğini söylemek; tarım alanlarını, sanki kent merkezinde bir binayı yıkıp yerine başka ışıklı, camlı bir bina koymak gibi ele alan son derece ucube bir siyasi anlayışla karşı karşıya olduğumuzu gösterir" ifadelerini kullandı.

HDP Milletvekili Çepni, AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana zeytin sahalarını imara, madencilik, sanayii faaliyetlerine açmak için 9 kez yasa-yönetmelik değişikliği girişiminde bulunduğunu hatırlatarak, Maden Kanununun tarihsel değişiminin 2004 yılında çıkarılan 5177 sayılı Maden Kanunu'nda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun ile yaşandığına işaret etti. Çepni, bu kanunla izin ve çevresel etki değerlendirmesi hususlarında düzenlemeler yapıldığını, madencilik faaliyeti yapılabilecek alanların genişletildiğini, orman, muhafaza ormanı, ağaçlandırma alanları, özel koruma bölgeleri, milli parklar, tabiat parkları, sit alanları, tarım alanları, su havzaları ve benzeri doğal ve kültürel zenginlikleri olan ve bu sebeple koruma altına alınmış alanların madencilik faaliyetine açıldığını söyledi.

'TÜRKİYE'NİN YARISINDAN FAZLASI MADEN SAHALARINA TAHSİS EDİLDİ'
Türkiye'nin yüzölçümünün yarıdan fazlasının resmi olarak maden sahalarına tahsis edildiğini vurgulayan Çepni, bütçe sürecinde komisyon çalışması sırasında bu konuyu Enerji Bakanına sorduklarını aldıkları yanıtın "Evet öyle yaptık ama bu bütününü kullanacağımız anlamına gelmez" şeklinde olduğunu hatırlattı.

'MUĞLA'NIN YÜZDE 59 MADENLERE RUHSATLANDIRILDI'
Türkiye'nin en önemli turistik merkezlerinden biri olan Muğla'nın yüzde 59'unun madenlere ruhsatlandırıldığını söyleyen Çepni, "İhale, arama ve işletme aşamalarında 1.449 maden ruhsatına bölünen bölgede mevcut ruhsat sahalarının hayata geçmesi halinde, Muğla'nın toprağı, suyu, doğal varlıkları, yöre insanının sağlığı, tarıma ve turizme dayalı ekonomisi telafisi imkânsız zararlar görmekle karşı karşıya" dedi.

Erzincan ve Dersim'de de doğa alanlarının yüzde 71'inin, korunan alanlarının yüzde 60'ının, meralarının yüzde 66'sının madenlere ruhsatlı olduğu bilgisini aktaran Çepni, Zonguldak ve Bartın'ın yüzde 72'sinin, bu kentlerin korunan alanlarının yüzde 71'inin, önemli doğa alanlarının yüzde 61'inin madenlere tahsis edildiğini söyledi.

Devlet halkın mücadelesini engellemek için yasa düzenlemesi yapmadan önce birçok alanı madenlere tahsis ettiğini kaydeden Çepni, Kaz Dağları ve Rize İkizdere'de bu durumun karşılarına çıktığını belirtti.

'GÖZLERİ DOYMUYOR'
Çepni, "Ülkenin ormanları, tarım alanları, suları, sulak alanları, dağı, taşı yaylaları üç beş tane şirkete, sarayın şirketlerine, Recep Tayyip Erdoğan'ın doğrudan kendi şirketlerine peşkeş çekilmiş durumda. Hortumlanmış durumda. Gözleri doymuyor. Talana gözleri doymuyor. Ranta gözleri doymuyor. Hırsızlığa gözleri doymuyor. Doymayan bir rejimle, iktidarla karşı karşıyayız" diye konuştu.

Gözü dönmüş bir sermaye kan emiciliği ile karşı karşıya olduklarını söyleyen Çepni, Zeytinlik Yönetmeliğine çok güçlü itirazlar olduğunu, halkın, ekoloji örgütlerinin, emekçi köylülerin ayağa kalktığını ifade etti.

'BAKANLARIN GÖREVİ RANT SİYASETİNE KILIF UYDURMAK'
Tarım Bakanlığı, Enerji Bakanlığı ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının görevinin rant, soygun ve talan siyasetine, projelerine resmi kılıf uydurmak olduğunu vurgulayan Çepni şunları söyledi: "Bir taraftan ceplerini dolduruyorlardı. Bir taraftan kendi konforlarını inşa ediyorlardı. Kendi bekalarını inşa ediyorlardı. Bir taraftan da şirketlerin CEO'su gibi hatta CEO'su bile değil, şirketlerin sıradan bir teknik elemanı gibi çalışıyorlardı, çalışmaya devam ediyorlar."

'PAKDEMİRLİ HESAP VERECEK'
Görevinden dün akşam istifa eden Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli'ye seslenen Çepni, "Hesap vereceksin. Bu ülkenin tarımını, çiftçisini soktuğun bu durumdan kaynaklı, rolünden kaynaklı, sorumluluğundan kaynaklı hesap vereceksin" dedi.

'YÖNETMELİĞİ GERİ ÇEKİN'
Talan, rant projelerine onay veren herkesin hesap Türkiye'nin emekçi halkları önünde hesap vereceğini vurgulayan Çepni, "Bir kez daha çağrı yapıyorum. Bu yönetmeliği derhal geri çekin. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı rol ve sorumluluk üstlenmelidirler. Bu yönetmeliği derhal hep birlikte geri çekmelidirler" çağrısında bulundu.