2 Ekim 2024 Çarşamba

Bursa Su Kolektifi: Suyun sesi olmaya devam edeceğiz

Bu ay 12. açıklamalarını yapan Bursa Su Kolektifi, Dünya Su Günü'ne dikkat çekerek, "Her gün suyun sesi olmaya devam edeceğiz" dedi. 

Bursa Su Kolektifi'nin her ayın 22'sinde Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü önünde yaptığı eylemler sürüyor. Bu 12.'si düzenlenen eylemde 22 Mart Dünya Su Kolektifi Günü'ne dikkat çekildi, Birleşmiş Milletler'in 2021 Yılı Su Raporu'na göre Türkiye coğrafyasında orta ve yüksek oranda su stresi olduğu hatırlatıldı. 

"Suyun sesi ol" yazılı pankartın açıldığı eylemde iklim değişikliğine, iktidarın sermaye odaklı doğa düşmanı politikalarına dikkat çekildi. Basın metnini okuyan Figen Ovat ve Şenol Demir, su varlıklarındaki azalmanın temel nedeninin iklim krizini tetikleyen ve pek çok ülkenin kurulmasına izin vermediği Türkiye gereksiniminin çok üzerinde yeni termik santraller, çimento ve demir çelik fabrikaları gibi enerji yoğun projelerin teşvik edildiği kaydedildi. 

Son bir kaç ayda ormanları, zeytinlikleri talana açan yönetmeliklerin art arda yayınlandığına dikkat çekilen açıklamada, "Türkiye tarihinde ilk kez bir deniz ve kıyıları yani Marmara Denizi, Cumhurbaşkanı kararıyla özelleştirme kapsamına alındı. Buna izin vermeyeceğiz ancak iş başındaki AKP hükümetinin sorumlu olduğu ekonomik krizden çıkmak için yine halkın devredilemez varlıklarını satarak kaynak sağlama acizliğine düştüğünü görüyoruz" denildi.

Derelerdeki kirlilik, deniz ve göllerimizi daha önce hiç görülmemiş ölçüde birikime neden olurken göller içinde balık ve sucul canlı yaşamına izin vermeyecek düzeye taşıdığı ifade edilen açıklamada, "Şimdiye kadar hiç görülmemiş sayıda alg patlamaları günümüzde göllerimizdeki kirliliği görünür kılmaktadır. Göldeki suda renk değişikliği şeklinde ortaya çıkan alg patlamaları, suda bulunan küçük canlıların kirlilik etkisiyle çoğalarak göl suyunda bulunan oksijeni hızla tüketmesi, sudaki balık ve pek çok canlının oksijensizlikten ölümleriyle ortaya çıkmaktadır. Bu tehditler, Bursa'daki sulak alanlarımız İznik Gölü, Uluabat Gölü ve Karacabey Longoz Ormanı ile lagünlerimizi önemli oranda etkilemektedir. Buna rağmen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı sulak alanlarımızı daha da tehdit edecek projelerin ÇED Raporlarını onaylanarak izin vermeye devam etmektedir" denildi. 

Denizin çürüdüğünün altı çizilen açıklamada 2021 yılında Marmara Denizi'nde müsilaj felaketinin yaşandığı yıl olarak tarihe geçtiği hatırlatıldı. Açıklama, şöyle devam etti: "Suyumuza, doğamıza ve tarım alanlarımıza yönelik tüm bu karanlık tablo karşısında biz Bursa Su Kolektifi olarak her gün, her ay Dünya Su Günü'dür diyerek her ayın 22'sinde burada Bursa Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü önünde basın açıklamaları düzenledik. Suya ve doğamıza yönelik tehditlere karşı yetkililerin önlem alınmasını istedik. Verdiğimiz dilekçelerle yapılmayanları, eksikleri, yapılması gerekenleri ve taleplerimizi Bakanlığa ilettik. Bu mücadelemizin mutlaka sonuç vereceğine inanıyor, bundan sonra da ‘suyun sesi ol'maya devam edeceğimizi bir kez daha kamuoyuna duyuruyor, sesimize ses katmak isteyen Bursa halkını da birlikte mücadeleye etmeye çağırıyoruz."