24 Kasım 2024 Pazar

Buldan: Bedenini açlığa yatıranların direnişini yükselteceğiz

İmralı'da uygulanan tecridin "yönetim şekli" haline geldiğini belirten HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, "Bedenlerini açlık grevine yatırmışsa bizim de yapacağımız şey onların direnişini yükseltmektir" dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, 31 Mart yerel seçimleri, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde devam eden ağır tecridin kaldırılması ve bu taleple başlayan açlık grevleri gündemiyle Genel Merkez binasında toplandı.
 
Toplantının açılışında konuşan Eş Genel Başkan Pervin Buldan, açlık grevinin 80. gününde olan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in tahliyesini değerlendirdi.
 
Buldan, "Tecridin, açlık grevlerinin ve seçim sürecinin iç içe geçtiği zorlu günleri yaşıyoruz ama çok moralliyiz. Dün Leyla Güven'in çıkışına tanıklık ettik. Cezaevinden çıkarken güldü ama evinde ağladı. 'Bütün maneviyatımı cezaevinde bıraktım, yoldaşlarımı bıraktım çıktım' dedi. 'Yüreğim, beynim cezaevinde kaldı, arkadaşlarımız büyük bir direniş içindeler' dedi. Bu kadar güçlü arkadaşlarımızın olduğu bir dönemde, bu moralle, bu güçle bu sürecinin üstesinden geleceğimize yürekten inanıyorum" diye belirtti.
 
HALA REHİN TUTULAN ARKADAŞLARIMIZ VAR
 
Bugün ülke sorunlarının, toplumsal sorunların, kadın sorunlarının çok ağırlaştığı bir dönemden geçildiğini ifade eden Buldan, "Evet, seçim sürecine girerken ağırlaştırılmış tecridin olduğu ve açlık grevlerinin kritik bir aşamaya geldiği bir dönemi yaşıyoruz. Bugün Leyla Güven'in açlık grevinin 80'inci günü. Güven, hukuksuz bir şekilde cezaevindeydi. Diğer arkadaşlarımız gibi haksız ve hukuksuz bir şekilde cezaevinde kalıyordu. Dünkü tahliye ile çok mutlu olduk, bu önemli bir gelişme ancak içeride hala arkadaşlarımız var. Rehin olarak tutulan birçok arkadaşımız, milletvekillerimiz, belediye eşbaşkanlarımız, parti yöneticilerimiz içeride. Dolayısıyla bu tür kararların hukuki değil siyasi olduğunu arkadaşlarımızın rehin olarak içeride tutulduğunu biliyoruz. Bize düşen arkadaşlarımızın yanında olmak, onların sesine ses vermektir" diye konuştu.
 
ÖNCELİKLİ İŞİMİZ TECRİDİ KIRMAK
 
Öncelikli işlerinin yürürlükte olan tecridi kırmak olduğunu söyleyen Buldan, "Arkadaşlarımız bedenlerini açlık grevine yatırmışsa bizim yapacağımız şey onların direnişini yükseltmektir. Bugün Leyla Güven'in 80'inci günü. Selma Irmak, Sebahat Tuncel arkadaşlarımız da açlık grevinde. Aysel Tuğluk 10 günlük açlık grevini bitirmek üzere. Bundan sonra da arkadaşlarımız, açlık grevini yürüten arkadaşlarımıza destek amaçlı açlık grevlerini sürdürecekler" dedi.
 
TECRİT 20 YILDIR DEVAM EDİYOR
 
Buldan, "Biz Sayın Öcalan üzerindeki tecridin bir an önce kaldırılmasını istiyoruz. Tıpkı açlık grevinde olan arkadaşlarımız gibi. Biz de HDP olarak, kadınlar olarak ağırlaştırılmış tecridin kalmasını istiyoruz. Tecrit bir insanlık suçudur. Sayın Öcalan üzerinde uygulanan bu mutlak tecridin ne anlama geldiğini çok iyi biliyoruz. Tecrit 20 yıldır devam ediyor. Zaman zaman Sayın Öcalan üzerindeki tecrit kaldırılmış olsa bile; ailesinin, avukatlarının, siyasi heyetin adaya gidişiyle zaman zaman kaldırılmış olsa bile bu tecrit şu an olduğu gibi o dönemde bir yönetim şekli halinde uygulanmıştır. Avukat, aile görüşlerinin, telefon, mektup hakkının bir insanın elinden alınması mutlak tecrittir. Biz bundan sonra da mutlak tecridin kaldırılması talebimizi bulunduğumuz her alanda ifade edeceğiz. Bu konuda sessiz kalmayacağız" diye kaydetti.
 
FİGEN YÜKSEKDAĞ'IN SESİNİ KISAMAZLAR
 
Figen Yüksekdağ'ın HDK kongresine telefonla katılması sonucu hakkında soruşturma başlatılmasına tepki gösteren Buldan, "Sevgili Figen Yüksekdağ, eş genel başkan ve Van Milletvekiliyken hem vekilliği düşürüldü, hem rehin alındı. Cezaevinde rehin olarak tutuluyor. HDK Kongresine telefonla katılmasına soruşturma açılmasını kabul etmiyoruz. Figen Yüksekdağ ve diğer arkadaşlarımızın sesi bu şekilde kısılamaz. Bizler içeride de dışarıda da konuşacağız. Bu tür hukuki olmayan ve gerçekten vicdani ve ahlaki de olmayan soruşturmaları bizlere dayatamazlar, bizleri bunlarla korkutamazlar" diye belirtti.
 
ARKADAŞLARIMIZ ÇOK GÜÇLÜ VE MORALLİ
 
Buldan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Önümüzde bir seçim süreci var, bu seçim döneminde elbette biz kadınlara büyük sorumluluk düşüyor. İki gün önce Diyarbakır'da belediye eşbaşkan adaylarımızın tanıtımını yaptık. Çok güçlü ve moralli bir tanıtım oldu. Sahneye çıkan tüm adaylarımız da bu yükü kaldırabilecek güçte ve moralde. Bu seçim sürecinde ve sonrasında da adaylarımızın yanında olup kazanmanın yollarını birlikte arayacağız. 
 
KADIN EŞBAŞKANLIĞI KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR
 
"Kadın eşbaşkanlığı meselesi partimizin kırmızı çizgisi. Bir çok yerde kadın adaylar belirlendi.  Bundan sonra eksik olan yerlerde de bu belirlemelerimizi yapacağız. Çok az yer kaldı. Bu süreci hızla tamamlayacağız.
 
"Türkiye'nin batısında da AKP-MHP ittifakını geriletecek her türlü taktik konuları gündeme alıp yarınki PM toplantımızda son kararımızı verip kamuoyuyla paylaşacağız.
 
"Bundan sonra kazanmak için yola çıkacağız 'Ya me ye!' diye yola çıkacağız. Bizimdir diyeceğiz. Bütün güzellikler bizim olacak. Dereler, topraklar, denizler, kentler, her yer bizim olacak."