GÜNCEL
Buldan: AİHM kararı kendileriyle ilgili olunca hoş, bizimle ilgili olunca boş
DTK ziyaretinde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, "Kendileri AİHM'e başvururken, kendileriyle ilgili lehte kararlar çıktığında bunları hoş, bizim arkadaşlarımızla ilgili karar çıktığında boş görmektedirler" dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Diyarbakır programı çerçevesinde Demokratik Toplum Kongresi'ni (DTK) ziyaret etti. Buldan, burada yaptığı açıklamada "Bugün DTK'yi ziyaretimizin amacı hem Hakkari Milletvekilimiz ve DTK Eş Genel Başkanı olan Leyla Güven'in açlık grevi ile ilgili bilgi almak hem de Güven'e olan desteğimizi ifade etmektir" dedi.
'SAYIN ÖCALAN'A TECRİT ÜZERİNE TECRİT UYGULANIYOR'
Buldan, "Güven, açlık grevini kendi durumuyla ilgili başlatmadı. Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kalkması için açlık grevine başladı. Sayın Öcalan 3 buçuk yıldır ailesiyle, avukatlarıyla, siyasi heyetlerle görüştürülmeyen, tecrit üzerine tecrit uygulanan bir şahsiyettir. Bu tecrit 20 yıldır devam eden, zaman zaman kaldırılan ama görüşmelerin olduğu zamanlarda bile hissedilen bir tecrit" diye konuştu.
Güven'in açlık grevinin sadece Öcalan'la da alakalı olmadığını ifade eden Buldan, "Çünkü Öcalan üzerinde yoğunlaşan tecrit Kürt halkına da uygulanmaktadır. Tecrit bir insanlık suçudur. Öcalan'ın ailesiyle, avukatlarıyla görüşme hakkı vardır. Hem ulusal hem uluslararası hukukta böyledir. Bu tecrit hem Kürt halkına hem Türkiye halklarına uygulanmaktadır. Bu tecritten herkes nasibini almaktadır" diye kaydetti.
TECRİT KALKMALI TÜRKİYE HAK ETTİĞİ HUZURA KAVUŞMALIDIR
Buldan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Sayın Öcalan'ın 2011'de başlayan ve 2015 yılına kadar devam eden çözüm ve müzakere sürecinin Türkiye halklarında yarattığı olumlu havanın ne kadar iyi bir atmosfer sağladığına, demokratikleşme alanındaki adımların ne kadar pozitif olduğuna tanıklık ettik. O dönem görüşmeler devam ederken bu ülkede hiç kimsenin gözyaşı dökmediğini, ölümlerin olmadığını ve bu ülkede huzur olduğunu gördük. Bu sürecin 2015 yılında AKP tarafından bitirilmesi ile birlikte bu ülkenin tekrar çatışmalı döneme girmesi ve insanların yaşamlarını yitirmesi Türkiye halklarının kabul etmediği bir durumdur. O yüzden biz özellikle Sayın Öcalan üzerindeki tecridin bir an önce kaldırılmasını ve Türkiye'nin hak ettiği huzur ve güven ortamının sağlanmasını istiyoruz."
Leyla Güven'in başlattığı açlık grevinin 15. gününde olduğunu hatırlatan Buldan, "Taleplerin karşılanması tüm Kürt halkının taleplerinin de yerine getirilmesi anlamına gelecektir. Çünkü sevgili Leyla Güven bu açlık grevini kendi şahsına yönelik değil Sayın Öcalan'a yönelik tecride karşı başlattığını ifade etmiştir. Sayın Öcalan ile görüşmeler oluncaya kadar da bu eylemini sürdüreceğini ifade etmektir. Bu ziyaretle birlikte sevgili Leyla Güven'e selamlarımızı gönderiyoruz hem de AKP hükümetine bu tutumundan bir an önce vazgeçmesi gerektiğini ve insanlık suçu olan bu tecridin kaldırılması gerektiğini ifade ediyoruz" diye belirtti.
DEMİRTAŞ'IN TUTUKLU KALMASI HUKUKSUZLUKTUR
AİHM'in verdiği Demirtaş kararının hükümet tarafından yok sayılması, görmezden gelinmesi kabul edilebilir olmadığını vurgulayan Buldan, "Sayın Demirtaş'ın şu an bile cezaevinde tutulması yeni bir hukuksuzluktur. Hiç kimsenin yargıya müdahale etme hakkı yoktur" diye konuştu.
Buldan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Hani yargı bağımsız ve tarafsızdı. Yargının bağımsız ve tarafsız olduğunu ifade edenler bugün bizim arkadaşlarımızla ilgili kararları tanımayan, görmeyen, duymayan bir noktadalar. Kendileri AİHM'e başvururken, kendileriyle ilgili lehte kararlar çıktığında bunları hoş, bizim arkadaşlarımızla ilgili karar çıktığında boş görmektedirler.
"İşte bu çifte standardın ve bu hukuksuzluğun bir an önce son bulması gerekir. Adalet, hukuk bir gün AKP'ye de lazım olacak. Herkes elini yargının üzerinden çekmeli. Başta Selahattin Demirtaş olmak üzere siyasetçilerin serbest bırakılması gerekiyor. Bu karar emsal teşkil ettiğinden tüm tutuklu seçilmişlerimizin de serbest bırakılması gerekir. Tüm bu hukuksuzlukların Türkiye'ye hiçbir faydası yok. Türkiye'nin demokrasisi açısından yeni gelişmeler olmalı, gereken adımlar bir an önce atılmalıdır."
Açıklamaların ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Buldan, "AİHM'in Demirtaş ile ilgili kararı yerel mahkeme uygulamazsa bu konuda B planınız var mı?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Hukuki ve siyasi olarak girişimlerimiz devam edecek. Bir an önce yerel mahkemenin bu başvuruyu kabul etmesi en doğru yol. Fakat yerel mahkemeler aksi yönde bir kararda ısrar ederse ulusal ve uluslararası alanda hukuk yollarını zorlayacağız. Fakat hiç bunlara gerek kalmadan, bir kriz yaratılmadan yerel mahkemenin bu kararı dikkate alması gerektiğini söylüyoruz."
"İttifak görüşmeleri devam ediyor. Sizin bu konudaki görüşmeleriniz başladı mı? Adaylara ilişkin bir gelişme var mı?" şeklindeki soruya Buldan, "Biz herhangi bir parti ile merkezi anlamda herhangi bir görüşme yapmadık. İl düzeylerinde farklı temasların yaşandığını ve diyalogların olduğunu biliyoruz. Büyük şehirlerde bir güç birliğine ihtiyaç olduğunu biliyoruz. Halkımız tarafından, AKP'nin geriletilmesi açısından birçok ilde güç birlikleri yapmamız talep ediliyor. Ancak kesinleşmiş herhangi bir şey yok. Önümüzdeki günlerde bu tür temaslar olursa, adaylar üzerinde ortaklaşma olursa bunu kamuoyu ile paylaşırız" dedi.
"Tekrar kayyum atanacağına dair açıklamalar var, buna ilişkin bir önlem var mı?" sorusuna Buldan, "Yaklaşık 2 yıldır özellikle bu bölgede belediyelerimiz gasp edilmiş durumda. Belediyelerimize kayyumlar atandı ve belediye başkanlarımız cezaevine gönderildi. Bu dönemde kayyum zihniyetine asla taviz vermeyeceğiz. Bu kayyumların elinden bu belediyeleri halkımızın desteği ile alacağız. Bundan sonra da aldığımız belediyeleri kayyumlara teslim etmeyeceğiz. Bu kadar açık ve nettir. Hedefimiz bölgede kayyum atanan yerlerin hepsini almak, az oylarla kaybettiğimiz yerleri kazanmak, Türkiye'nin batısında da AKP'ye kaybettirmektir. Bizim ilkesel kararımız budur, bunun çalışmasını yürüteceğiz. Halkımızın gücüne güveniyoruz; büyük bir başarı ve zafer elde edeceğimizi biliyoruz" diye belirtti.