3 Ekim 2024 Perşembe

Boğaziçi Direnişi birinci yılında: Bu daha başlangıç

Boğaziçi Üniversitesi'nin birinci yılında Kadıköy'de yapılan eylemde tüm adaletsizliklere karşı direnişin süreceği vurgulandı. Eyleme mesaj yollayan tutsak öğrenciler Berke ve Perit, üretenler ve ezilenler olarak başka bir dünyayı kurmanın mümkün olduğunu vurguladı. 

Boğaziçi Öğrenci Meclisi, Boğaziçi Üniversitesi'nde kayyum rektöre karşı başlattıkları direnişin yıldönümünde Kadıköy'deki Rıhtım Meydanı'nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Eyleme Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Oya Ersoy ve Züleyha Gülüm, Birleşik Gençlik Meclisleri (BGM) ve çok sayıda kişi katıldı. 

BGM eylem alanına, "Yaşasın Boğaziçi direnişimiz" sloganı ve alkışlarla girdi.

Eylemde, "Demokrasi istiyoruz. Berke'ye Perit'e ve tüm siyasi tutsaklara özgürlük",  "Özgürlük istiyoruz,üniversiteler bizimle özgürleşecek" yazılı pankartların açıldığı eylemde, "Krizin kaynağı kapitalizmi yıkalım", "Geleceğimiz için birleşik mücadeleyle sokağa", "Boğaziçi yolu açtı", "Özerk-demokratik üniversite için mücadeleye" sloganlarının öne çıktığı dövizler taşındı. 

Kayyuma karşı verdikleri mücadelede AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hedef göstermesi kayyum Naci İnci'nin de ihbar etmesi nedeniyle tutuklanan Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri Enis Berke Gök ve Caner Periz Özen eyleme mektup yolladı. 

BERKE: ÜRETENLER VE EZİLENLER OLARAK BAŞKA BİR DÜNYAYI KURMAK MÜMKÜN
Enis Berke Gök'ün mektubunda şu ifadeler yer aldı: "Öncelikle sizlere Silivri'deki, Kandıra'daki, İzmir'deki ve Edirne'deki tutsaklardan selamlar getirdim. Yoldaşlarımız tutsak olsalar dahi direnişimizle dayanışma içindeler. Bugün, devam eden direnişimizin birinci yıldönümü. Her zaman olduğu gibi hep beraber direnmeye devam edeceğiz. Bilindiği üzere iktidar beni 'Kayyım'ın arabası'nın üzerine çıktığım için tutsak etti. Asıl sebebin baskıya, zora, yoksulluğa ve insanın insanı ezmesine karşı durmam olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu yüzden, fiziksel olarak yanınızda olamasam da aslında aranızda bir yerlerdeyim. Aynı zamanda bugün yapacağımız eylemle Silivri Hapishanesi'ndeyim. Direnişimiz neredeyse ben oradayım. Ve bizler neredeysek direnişimiz de orada olacaktır.  Bizler; San Francisco'da bir eşcinsel, Almanya'da bir Yahudi, Amerika'da bir yerli, fabrikada bir işçi, gece 11.00'de metroya yalnız binen bir kadın ve son olarak da Türkiye'de bir üniversite öğrencisiyiz. Bunun bilinciyle direnişimizi büyütüp ilerletmemiz gerekiyor. Bunu hep beraber yapabileceğimize güvenim tam. Üretenler ve ezilenler olarak Başka Bir Dünya'yı kurmak bizim ellerimizde. O nedenle Mücadeleye Devam! Mücadele Umuttur! Başka Bir Dünya Mümkün! Özlem, sevgi ve dayanışmayla."

PERİT: ESARET GÜNLERİNDE DİK DURDUĞUMUZDAN ŞÜPHENİZ OLMASIN
Caner Perit Özen de mektubunda şöyle dedi: "Kayyumlara ve AKP'nin üniversitelerdeki tahakkümüne karşı özgür, özerk, demokratik bir üniversite hedefiyle başlattığımız mücadele birinci yılına ulaştı. Bu bir yıl içinde iktidar devletin tüm baskı mekanizmalarını seferber ederek bizleri yıldırmaya çalıştı. Yüzlercemiz gözaltına alındı, polis şiddetine uğradı. Onlarcamız hapishanelerde tecrit altına alındı, burslarımız kesildi. Ama kararlı duruşumuzdan asla taviz vermedik, iktidar bugün bu kararlılığın bedelini iki arkadaşınızı esir alarak ödetmeye çalışıyor. Ancak biz uğradığımızı her haksızlıkla karşılaştığımızda her baskıda daha da güçleniyor mücadeleye daha sıkı sarılıyoruz. Esaret günlerinde dik duruşumuzu koruduğumuzdan, mücadele azmimizi yitirmediğimizden şüpheniz olmasın. Fiziksel özgürlüğümüze kavuşunca kollarımız sizinkilerle kenetlenecek, alanlar sloganlarımızla yankılanacak ve sokakların siyaset yeri olduğunu herkese tekrar tekrar göstereceğiz. Bizimle dayanışma gösteren, iradesini ortaya koymaktan çekinmeyen tüm mücadele dostlarımızı kucaklıyorum. Yaşasın öğrenci dayanışması."

BÜLGBTİ+: KAYYUM POLİTİKASIYLA LGBTİ+'LARI YOK ETMEK İSTİYORLAR
BÜLGBTİ+'dan Mert Güneş, baskı ve ayrımcılık rejiminin en şiddetli yöntemlerini hapishanelerde uyguladığını söyledi. Ancak dışarısının da hapishanelerden farklı olmadığını LGBTİ+'lar olarak her gün daha da artan şekilde devlet şiddetine maruz kaldıklarını dile getiren Güneş, "Tüm bu suni nefret ekonomik krizi, siyasal baskıyı, hak ihlallerini gizlemek adına bizzat devlet aygıtları ile üzerimize pompalanıyor. İktidar yapay ve hayali düşmanlar yaratarak bizleri, bugün burada ortak mücadelesi ve yaşam denen savaş için toplanan bizleri, birbirimize düşürmek için yapıyor" diye konuştu. 

Güneş, şöyle devam etti: "Kürt halkının iradesine yapılan atamalarla başlayan kayyum politikasının tıpkı halkların özgürlüğünü hedef aldığı gibi LGBTİ+'ları da sessizleştirmek, görünmez kılmak ve yok etmek istediğinin bilincindeyiz. Bizi birbirimize düşüren bu siyasal iktidara karşı mücadele birliği içinde bulunduğumuz sizlerle birlikte biz de bugün alandayız. Bir yıldır değil yıllardır direniyoruz. bundan sonra da ses çıkarmaya ve mücadele etmeye devam edeceğimizi bugün burada bir kez daha dile getiriyoruz."

GÜLÜM: BU DİRENİŞ BİRBİRİMİZE SAHİP ÇIKTIKÇA KURTULUŞ OLACAK
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Züleyha Gülüm her türlü zorluğa rağmen geri adım atmayan ve direnişi sürdürenleri selamladı. "Bu saldırı dalgası sadece Boğaziçi'ne değil, iktidar topyekun bir saldırı dalgası başlatmış durumda" diyen Gülüm, iktidarın halkı yoksullukla sınayarak, kadınları katlederek, LGBTİ+'lara her türlü baskıyı uygulayarak, hapishanelerde siyasi tutsaklara ardı arkasına her türlü işkenceyi uygulayarak, Kürt halkına her türlü asimilasyon ve inkar politikasını uygulayarak saldırdığını ve bu saldırıların bağımsız olmadığını kaydetti. Gülüm, "Bu esas kapitalist, sömürgeci düzenin bir ürünüdür. Ve bu sömürgeci iktidara, kapitalist düzene karşı Boğaziçi Direnişi her birimizi kucaklayarak direniyor, hepimiz için direniyor. Bu sömürgeci, kapitalist, faşist iktidarı göndermedikçe hiçbirimiz için kurtuluş yok. Bahçelievler katliamı ve bu katliamın katilinin serbest bırakılması, bunun bir örneğidir. Bugün her bir yerden direniş sesleri geliyor. Öğrenciler direniyor, kadınlar direniyor, LGBTİ+'lar direniyor, Kürtler direniyor, işçiler ve emekçiler direniyor. Ve bu direniş biz birbirimize sahip çıktıkça, birbirimizin yanında durdukça bize kurtuluş olacak. Erdoğan dün bizi tehdit etmiş. Sokağa çıkarlarsa görecekleri var demiş. Ama biz sokakları terk etmiyoruz, terk etmeyeceğiz. Ve biz kazanacağız, biz kazanacağız, biz kazanacağız" dedi. 

ÜNİVERSİTE DAYANIŞMALARI: BAŞARAMAYACAĞIMIZ BİR ŞEY YOK
Tüm saldırılara rağmen direnişi sürdürdüklerinin altını çizen Üniversite Dayanışmaları'ndan Kevser Koç, "Yürüttüğümüz pek çok tartışma ve bir çok eylem sonrasında en çok aklımızda kalan şey şu, bizler mücadeleyi büyüttükçe bir araya geldikçe yapamayacağımız, başaramayacağımız hiçbir şey yok" ifadelerini kullandı. 

BGM: BİRLEŞİK HALK İKTİDARINA İHTİYACIMIZ VAR
Birleşik Gençlik Meclisleri'nden (BGM) Muhammed Hizmetçi ise tutsak Berke ve Perit'i selamladı. Binlerce devrimcinin işçi ve emekçi sınıfının, Kürt halkının sorunlarına çözüm bulmak için tutsak edildiğini kaydeden Hizmetçi, sadece kayyum sorunu olmadığını belirtti. Hizmetçi, "Bu topraklarda devrimcilerin güçlerini birleşik bir hatta örgütleyerek bir araya gelmesine ihtiyaç var. Bizim bugün bir halk devrimine ihtiyacımız var. Üniversitelerimizde akademik özgürlüğü sağladığımız özerk, demokratik, bilimsel, parasız eğitim hakkımızı aldığımız bir halk iktidarına ihtiyaç var ve bu hiçbir burjuva partinin peşinden giderek olmaz. Bu ancak ve ancak işçilerin, emekçilerin, kadınların, LGBTİ+'ların, Kürt halkının birleşik zeminde örgütlenmesiyle olur ve bizim bunu başaracak, zafere ulaşacak gücümüz ve irademiz var" diye vurguladı. 

'BU DAHA BAŞLANGIÇ MÜCADELEYE DEVAM'
Konuşmaların ardından Nisa Sude Demirel basın metnini okudu. Hapishanelerde katledilen tutsakları hatırlatan Demirel, hasta tutsakların durumuna dikkat çekti. "Bugün burada Berke ve Perit için, Selahattin Demirtaş için, Figen Yüksekdağ için, Selçuk Kozağaçlı, Barkın Timtik ve Aysel Tuğluk için, Osman Kavala için, tüm siyasi tutsaklar için özgürlük talebimizi haykırıyoruz" diyen Demirel, adaletsizlik sürdürce direnişlerinin de sürmek zorunda olduğunu vurguladı. 

Demirel, "Bizler mücadele etmeye, sokakları doldurmaya devam edersek; tüm siyasi tutsaklar özgürlüklerine kavuşacak, kayyum düzeni yıkılacak ve bu yoksulluk son bulacak. Bizler 7 Ocak'ta direnişimizin tutukluları Berke ve Perit'in de aralarında olduğu on dört arkadaşımız duruşması için Çağlayan'da olacağız. Bulunduğumuz her yerde direnişi, dayanışmayı, mücadeleyi yükseltmeye devam edeceğiz. Geçen sene bu zamanlarda 'birkaç ay ses çıkarırlar sonra alışırlar' diyenler tarihin çöplüğüne karışmışken, direnişimizin yıldönümünde daha güçlü bir şekilde haykırıyoruz. Bu daha başlangıç, mücadeleye devam" dedi. 

Eylem, sloganlarla sona erdi.