6 Ekim 2024 Pazar

BMG: 1 Mayıs Taksim iradesi faşizme hem ders hem de dert verdi

1 Mayıs'ta Taksim iradesini değerlendiren Birleşik Mücadele Güçleri, safların netleştiğini kaydetti. 1 Mayıs iradesinin faşizme hem ders hem de dert verdiğinin altını çizen BMG, faşist iktidarın ve devrimci güçlerin birbirinden korkmadığını ve mücadelenin daha da sertleştiğine dikkat çekti. BMG, birleşik mücadelenin gücüyle direnişi sürdüreceklerini kaydetti. 

İktidarın pandemi bahanesiyle ilan ettiği yasağı tanımayan Birleşik Mücadele Güçleri (BMG), başta Taksim olmak üzere birçok noktada sokaktaydı. Polis saldırısına, işkenceli gözaltılara rağmen direnişi sürdüren BMG, Özgür Tv'de 2021 1 Mayısı'nı değerlendirdi. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Dilşat Canbaz, Devrimci Parti Genel Başkan Yardımcısı Burcugül Çubuk ve Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü, BMG'nin 4 Şubat deklarasyonunda ortaya koyduğu inat ve iradeyle sokakta olduklarını ve faşizme gereken yanıtı verdiklerini kaydetti. 

CANBAZ: 8 MART, 21 MART, BOĞAZİÇİ İRADESİ 1 MAYIS'A TAŞINDI 
HDP Milletvekili Canbaz, Covid-19 vakalarının arttığı dönemlerde iktidarın kongreler, cenazeler gibi her şeyi kendisine mübah görürken; işçi ve emekçilere, halklara 1 Mayıs'ı yasakladığını kaydetti. Bu nedenle bu sene 1 Mayıs'ın daha bir özel olduğuna dikkat çeken Canbaz, "Her yer 1 Mayıs her yer direniş" şiarıyla birleşik mücadele güçlerinin sokakta olduğunu kaydetti. 1 Mayıs direnişinin Türkiye cephesinde önemli bir yerde durduğunun altını çizen Canbaz, sokağa çıkan kişilerin işkenceyle gözaltına alındığını, cezalar kesildiğini ancak bu saldırılar karşısında da çok güçlü bir direniş sergilendiğini kaydetti. Yasaklamalara karşı 8 Mart'ta sokağa çıkan kadınların, LGBTİ+'ların, 21 Mart'ta alanları dolduran Türk ve Kürt halklarının, kayyumlara karşı Boğaziçi başta olmak üzere gençlerin direnişinin 1 Mayıs'a taşındığını vurgulayan Canbaz, "Türkiye açısından oldukça önemli. Özellikle Emniyet Genel Müdürlüğü bir yazı yayımladı dedi ki, 'işkence yapacağım ama siz görüntü alamazsınız'. Sokakta olmak, alanlarda olmak pandemide 323'e yakın insan yaşamını yitirirken işçiler iş yerlerinde çalışırken, toplu taşıma araçları hıncahınç doluyken tek kapanan yer Meclis'in kendisidir. Genel Kurul 20 Mayıs'a kadar kapalı. İşçiler, emekçiler, memurlar herkes her alanda çalışıyorken tek kapalı yer Meclis" diye konuştu. 

Faşizmin son derece açık ve kurumsallaşmış olduğunu, tüm saldırılarına karşı her yerde direnişlerin olduğunu kaydeden Canbaz, "İradenizi tanımayan; devrimcilere, sosyalistlere, halka düşman bir hukuk var. 4 Şubat'ta deklarasyon için Kadıköy'e çıktığımızda karşılaştıklarımızdan belliydi. Kadıköy sokakları daha alana çıkmadan ablukaya alınmıştı, Kürdistan sokakları gibiydi. Devrimcilerin öncülüğünü yaptığı BMG olarak 4 Şubat'ta nasıl başladıysak, taleplerimizle aynı kararlılıkla ilerlemek gerekiyor. Çünkü öncülüğün misyonu böyle olmalı. Halka bunu anlatmamız gerekiyor. Sokakta örgütlenerek, bir şeyleri değiştirebileceğimizi düşünüyorum" dedi. 

'FAŞİZMİN MESAJINA, SOKAKTA YANIT VERDİK'
Canbaz, önümüzdeki süreç için şu değerlendirmede bulundu: "Sürece baktığımızda 26 Nisan'da Kobane davası, Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun vekilliğinin düşürülmesi gibi her ayağa dokunmaya başladı. Hiçbir alanı boş bırakmayan bir faşizm var. Elbette rüzgar bizden yana, halkların 'artık yeter dediği' bir durum. Bu kadar ekonomik kriz, yoksulluk, işsizlik pandemiyle daha da derinleşen bir yerde dururken birçok yerde işkence, gözaltı, faşizmin bu kadar üst noktada olduğu ancak bu kadar sessizliğin olduğu başka bir ülke yoktur. İktidarın topyekün savaşına karşı parça parça da olsa bir direniş var, bu karşı duruşları yan yana getirmek gerek. Birleşik Mücadele Güçleri'ne düşen görev nasıl bir birleşik mücadele, nasıl bir yol hattı izlenecek, nasıl güçlenerek bunu görmek gerekiyor. Zorlu süreçlerden geçiyoruz ama geçmiş dönemlerden, geleneğini devraldığımız değerlerin mücadele bilinci ve azmiyle daha kararlılıkla alanda, sokakta her yerde daha fazla yükselteceğimiz bir süreç olacak. 1 Mayıs'ta Taksim'de düzenlenen temsili kutlamaya Musa vekil ile birlikte geciktiğimizi gören polis, neden geç kaldığımızı sordu. 'İşkenceyle gözaltına aldınız insanları, oradaydık' dediğimizde, 'ama vekilim siz de legal alanı bırakıp illegal alanda yer alıyorsunuz' dedi. Aslında faşizm bile net çizgiyi çizmiş, Taksim'de çelenk bırakılırken, devrimciler, sosyalistler, yurtseverler sokakta sesini yükseltti. Birleşik mücadele ve diğer güçler sokakta, nerede olması gerektiği konusunda cevabını verdi. Faşizm bize bir yanıt verdi biz de sokakta yanıtımızı verdik."

TÜMÜKLÜ: SARI SENDİKA VE SINIF MÜCADELESİ YÜRÜTENLER ARASINDA YARILMAYA VESİLE OLDU
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü de işkenceyle gözaltına alınan isimlerden. Tümüklü, gözaltına alınırken ve sonrasında yaşananlara ilişkin aktarımlarda bulundu. Tümüklü, "Taksim'i fiziki olarak görmeye fırsatım olmadı ama şu çıkarımı yapabilirim hayırlı bir şeye vesile oldu. Çok uzun zamandır CHP'nin arka bahçesinde sendikacılık yapmaya çalışanların, düzen sınırları içinde işçilerin ekonomik mücadelesini yürütmeye çalışan sendika ve sınıf mücadelesi yürüten kesimlerin arasında yarılmaya vesile oldu. Belki çok uzun bir süredir faşist şeflik rejimine karşı değişik cephelerde çok özel bir karşı duruş, direniş vardı; kadınların, Kürtlerin, LGBTİ+'ların ve işçilerin bugün kendi özgünlüğünde başat bir kesitini gördük. Parçalı da olsa son derece cüretkar ve kararlı, iradi şekilde Taksim'e çıkış vardı. Her şeye rağmen sokakta ısrar eden faşizmin yasaklarını, çeşitli düzeylerde aşan bir mücadelenin Taksim'de iradeleşmesi vardı. Taksim bu anlamıyla esaslı şekilde sürece yanıt verdi" ifadelerini kullandı. 

'1 MAYIS İRADESİ FAŞİZME HEM DERS HEM DE DERT VERDİ'
1 Mayıs iradesinin faşizme hem bir ders hem de dert verdiğinin altını çizen Tümüklü, şöyle açıkladı: "Ders verdi, kapanma, yasaklama ya da polis terörüne rağmen emekçilerin, sosyalistlerin, devrimcilerin, anarşistlerin BMG'nin gerçek bir dersiyle karşı karşıya kaldı. Dert oldu çünkü bu kadar 'kitle' ve cüret beklemiyordu. Kendi sınırlarında, çelenklerle kanal açmış orada da çizilen alanda top oynaması beklenen bir hal vardı, bu sınır da dağıtıldı. Bu anlamda dert oldu."

Vatan Emniyet'te yaşanan sürece ilişkin de konuşan Tümüklü, "Faşizmin kendi varlığını düşününce Vatan daha önce Gayrettepe ya da Bozkaya ya da Selimiye kışlası. Buralar demokratik ülkenin güvenli kurumları vb. değil. İkiyüzden fazla gözaltı oldu. Orantı, orantısız tartışması yürütmüyorum, faşizmin orantılı olduğunu beklemek abesle iştigal olur. Vatan'ın avlusunda 15 otobüstük. Bir kere mücadele huzurunu hissediyorsun. Bir kere öncünün kendi rolünü oynamasının verdiği rolün ferahlığı, birleşik mücadelenin kendi var oluşuna uygun pratiği sergilemenin özgüveni, düşmanla karşı karşıya olmanın berraklığı; sizinle taktik ve irade savaşına giren düşman gerçeği" diye konuştu. 

'ÖNÜMÜZDE FEVKALADE GÜNEŞLİ VE YILDIRIMLI GÜNLER VAR'
Birleşik Mücadele Güçleri'nin 1 Mayıs iradesinin kendi rolüne uygun hareket etmek olarak vurgulayan Tümüklü, şöyle devam etti: "Sürprizler bekliyorum. Sonuçta bizim ülkemizde ki ayaklanmalar baktığımızda bir odakta kitlelere yayılan kitlesel öfkenin harekete geçtiği biçim alıyor. Parçalı da olsa herkes kendi cephesinde direniyor. Özellikle pandemiden sonra kent yoksulları içinde ciddi bir yoksullaşma ve aslında kendi verili konumunu kaybetme durumu var aynı şekilde emekçi köylülüğün daha fazla dar boğaza girdiği yapı da var. İşsizliği artık faşist şeflik de kabul ediyor, genç bandının yüzde 30'ları geçtiği bir gerçeklik var. Bir de bunun karşısında faşist devlet terörü var saldırganlık biçimlerinin türevleri var. İki taraf açısından esnemeyi kaybettiğimiz nokta var. Gerginleşen bir devrimci durum var. İki tarafından birbirinden korkmadığı, meydan okuduğu bir yapı ve yarılma var. Bu kadar faşist saldırganlığa karşı hareketsiz duran dörtlü ve siyasi hareketlerin Taksim'e çelenk bırakmasına karşı, 25'den fazla sendika, demokratik kitle örgütü, siyasi partilerin Taksim'i özgürleştirme çabası var. Kendi içerisinde renkleri belirginleştiren, safları netleştiren bir durum var. Her an her şeye hazır olmak gerektiği, 1 Mayıs'ta irade koyan kesimlerin, emekçilerle, ezilenlerle birleşmesi ama hangi düzeyde, ne hedeflerle birleşik mücadele; sürecin karşısında kafasını kuma gömenler de var, kafasını ortaya koyanlar da. Gerçek bir iddiayı kuşanmak zemini içinden geçtiğimizi düşünüyorum. Önümüzde fevkalade güneşli günler ama fevkalade de yıldırımlar günler var."

ÇUBUK: DEVLETE GERİ ADIM ATTIRAN GELENEĞİN TEMSİLCİLERİYİZ 
Devrimci Parti Genel Başkan Yardımcısı Burcugül Çubuk ise Taksim'in Türkiye devrimci hareketi açısından sembol olduğunu hatırlattı. Kazanım ve teslimiyet açısından Taksim'in özel bir alan olduğunu dile getiren Çubuk, "Bugüne kadar Taksim'i mücadele ederek kazandık. Devletin o alanı yasaklaması bizim de mücadele ile kazanmamız gerek" diye konuştu. Birleşik Mücadele Güçleri bakımından Takim'de valilikten alınan izinlerle, temsili şekilde 1 Mayıs'ı kutlamayı tartışmanın söz konusu dahi olmadığını vurgulayan Çubuk, "Devlete geri adım attıran geleneklerin temsili olarak Taksim'i zorladık" dedi. 

'DEVLETİ YIKMAYA YÖNELEN BİR HAREKET ORTAYA ÇIKARACAK'
Türkiye'nin her yerinde 1 Mayıs'ın yasaklandığını ancak yasağın meşruluğunu tanımayan iradenin sokakta olduğunu kaydeden Çubuk, "Ezilenlerin, halkların, Kürtlerin, Ermenilerin, LGBTİ+'ların, kadınların, işçilerin örgütlediği bir süreç yaşadık. Mümkün olduğunda yaygın bir çalışma yürüttük. Normalde çok zor olan yerlere girdik. Esenyurt ve Sarıgazi bunun örnekleridir. Hatta Sarıgazi'de devrimci irade karşısında polis silah kullanmaya kadar götürdü" diye konuştu. Çubuk, şöyle devam etti: "Bugünden yarına çok şey değişmeyebilir, fakat örgütlenme motivasyonları, dinamikleri çok güçlü. Hem Birleşik Mücadele Güçleri'nin kendisine hem de yasakları tanımayan geniş bir halkla sınıf ve kadınlar, LGBTİ+'lar özellikle gençler, kendi taktiğini belirleyen bu noktada özgüvenli davranan bunu yaparken sekterizme düşmeden, siyasi sözü güçlü, BMG öncülüğünde de bugün aslında çok farklı şeylerin gelişebileceğini, faşizmin temelde de devleti yıkmaya yönelen bir hareket ortaya çıkaracak."