5 Kasım 2024 Salı

'Birlikte dövüştük, Suruç'un hesabını birlikte soracağız'

Dev-Güç üyesi Başak Yeşilot, gençlik örgütlerinin birlikte dövüştüğü gibi Suruç katliamının hesabını da birlikte soracağını kaydetti. Yeşilot, "33'ler sadece SGDF'li değil; bu toprakların gençlik öznesi ve mücadele öncüleriydiler. Onlarla birlikte gençliğin dinamik gücüne, gençlik kitlelerinin öncüleşmelerine karşı saldırı gerçekleşti. Bugün düş yolcularımızın izini, düşlerini takip edebilmek, ortaklaşabilmek bu saldırıyı bütünüyle boşa düşürmektir" dedi.

Suruç katliamı 5. yılında. Beraber Savunduk Beraber İnşa Edeceğiz kampanyası ile çıktıkları yolda Urfa'daki Amara Kültür Merkezi Bahçesi'nde IŞİD'in düzenlediği canlı bomba saldırısında 33 düş yolcusu ölümsüzleşti.

Birleşik mücadeleyle yürütülen kampanya Gezi'nin çocukları ile Rojava'nın çocuklarını buluşturmayı, IŞİD tarafından yakılan, yıkılan bir kenti yeniden inşa etmeyi hedefliyordu. Katliamın ardından yürütülen adalet mücadelesi de, 33'lerin gerçekleştirilmek istenen hayalleri de yine aynı birleşik mücadele hattıyla sürdü.

Katliamın beşinci yılında Kadıköy Süreyya Operası önünde 19.00'da Suruç şehitleri için bir anma düzenlenecek. Gençlik örgütleri sokak sokak, meydan meydan polisin tüm engellemelerine rağmen yürüttükleri çalışma ile anmaya çağırıyor.

Gençliğin Devrimci Güçleri (Dev-Güç) üyesi Başak Yeşilot ile Suruç katliamının hesabını sormak için yürüttükleri birleşik mücadeleyi konuştuk.

'BİRLEŞİK MÜCADELE HATTI STRATEJİK BİR ZORUNLULUKTUR'
Kuruldukları günden bu yana Türkiye devrimci gençlik hareketinin birliği için, birlikte hareket etme, ortak çalışma zeminleri yaratma noktasında birçok adım attıklarını hatırlatan Yeşilot, "Bu adımların hiçbirini yetersizlik tespitinden gelişen ya da dönemsel geliştirilen taktiksel hamleler olarak görmedik. Tam tersi baskılarla özgürlüklerine saldırılan, geleceksizleştirilen gençliğin bu zincirleri birlikte kırabileceğini düşünüyoruz. Birleşik mücadele hattının oluşturulması gerekliliğini, faşizme karşı mücadelede, gençliği nihai hedeflerine götürecek stratejik bir zorunluluk ve öncelikli ihtiyaç olarak görüyoruz" dedi.

'SURUÇ ÇALIŞMASI BİRLEŞİK ZEMİNİN EN ÖNEMLİ AYAĞINI OLUŞTURUYOR'
Birleşik mücadele hattının oluşmasının bir ayağını da bütünüyle devrimci gençliğe yönelik Suruç katliamı çalışmalarını içerdiğini söyleyen Yeşilot, şöyle devam etti: "Aslında bu çalışmalar birleşik mücadele zemininin en önemli ve en anlamlı ayağını oluşturuyor. Bu saldırı, Türkiye devrimci gençlik hareketine gözdağı vermek, sömürgeciliğe karşı gençliğin Kürt halkı ve Ortadoğu halkları ile buluşmanın önünü kesmek, birleşik mücadele hareketini kısıtlamak ve bitirmek amacıyla AKP-IŞİD faşizminin işbirliği ile planlanmıştır. Ancak gelinen noktada bizler gençlik olarak, Suruç'u birleşik mücadele zemininde değerlendiriyor ve çalışmalarını kendi çalışmamız gibi örgütlemek gerekliliğinin bilincini taşıyoruz. 33'ler sadece SGDF'li değil; bu toprakların gençlik öznesi ve mücadele öncüleriydiler. Onlarla birlikte gençliğin dinamik gücüne, gençlik kitlelerinin öncüleşmelerine karşı saldırı gerçekleşti. Bugün düş yolcularımızın izini, düşlerini takip edebilmek, ortaklaşabilmek bu saldırıyı bütünüyle boşa düşürmektir."

'BİRLİKTE DÖVÜŞTÜĞÜMÜZ GİBİ KATLİAMIN HESABINI BİRLİKTE SORACAĞIZ'
Birleşik Devrimci Parti'nin başlattığı iki aylık "Umut Sosyalizmde" kampanyasına işaret eden Yeşilot, kampanya kapsamında Suruç katliamına dair de çalışma yürüttüklerini dile getirdi. "Sözümüzde, yazılı ve sözlü pratik alanlarda Suruç'a yer ve önem veriyoruz. 'Suruç için adalet herkes için adalet' sözünü bütüne yaymaya çalışıyoruz' diyen Yeşilot, şu ifadeleri kullandı: "Gençliğin Devrimci Güçleri olarak, Suruç ile birlikte birleşik mücadele zeminini büyütmek ve yaşamın her alanına yaymak gerekliliğini savunuyoruz. Böylesine kapsamlı ve derinlikli bir süreçte gençliğin değiştirici gücü ve devrimci pratikleri göz önünde bulundurularak faşizme karşı birleşik militan meşru hattı örmenin gerekliliğini kavramak, gençliğin önünde duran bir sorumluluktur. Bizler, faşist rejimin siyasal arenada gelişen süreçlere binaen içeride yürüttüğü özel konseptlerin deneme tahtası durumuna gelen akademinin özerkliğini birlikte inşa edebiliriz; baskılarla yaşamdan izole etmeye, kendi alan sorunlarına dahi duyarsızlaştırmaya çalıştıkları gençliğin özgürlük mücadelesini birlikte yükseltebiliriz; gençliğin politik özne olmasına ket vurmak için gerçekleştirdikleri Suruç Katliamı'nın hesabını birlikte dövüştüğümüz gibi ancak birlikte sorabiliriz."