9 Kasım 2024 Cumartesi

Bilgen: Yargıyı bu hale iktidar getirdi

HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, "Şu anda gündemimizde ittifak yok. Bizim gündemimizde etkili bir kampanya ile OHAL koşullarında seçime gidilmemesini sağlama hem de oyların çalınmasının önüne geçme çabası var" dedi.
HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
 
Bilgen, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Yargıtay'ın 150. yılı vesilesiyle yaptığı açıklamaların şaşkınlık oluşturduğunu belirterek, yargının bu hale gelmesinde Erdoğan'ın payına dikkat çekti. Bilgen, "Yargının bu halde olmasının sorumluluğu sadece yargıya bırakılmayacak nitelikte. Nitekim yeni ataması yapılacak, kura töreni yapılacak hakim ve savcılarla ilgili törenin ertelenme sebebi bile yargının bu halde olmasında siyasetçilerin payı ile ilgili net bir işaret ortaya koyuyor" dedi.
 
Geçen hafta Ahmet Yıldırım ve İbrahim Ayhan'ın milletvekilliğinin düşürülmesine değinerek, milletvekillerinin ifade özgürlüğü olmadığını söyleyen Bilgen, siyasetin yargı üzerindeki yönlendiriciliğine dikkat çekti.
 
DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Aslan'a hapishanede bayılana kadar işkence yapıldığını hatırlatan Bilgen, "Kalkandere Cezaevi gardiyanları bir partinin eşbaşkanına ders verme, ona Türkiye gerçeğini öğretme yetkisini kendilerinde görecek" dedi. Bilgen, bu muamelenin 27 Mayıs'ta Menderes'e bir askerin reva gördüğü muamelenin aynısı olduğunu söyledi. 
 
SEÇİLMİŞLERİN İRADESİNİ TANIMIYORSUNUZ
 
AKP-MHP ittifakının hazırladığı ve seçim hilelerini yasallaştıran kanun teklifini de değerlendiren Bilgen, "Seçim güvenliği ile ilgili yürütülecek bir kampanyanın, geçirilecek bir paketin meşruiyeti aslında seçmen iradesine saygı duyma ile doğrudan ilişkili. Siz mevcut seçilmişlerin iradesini tanımıyor, onlara oy veren seçmene ceza vermeyi normal görüyorsanız söylediğinizle yaptığınızın hiçbir alakası yoktur" dedi.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın daha önce "İşkenceye sıfır tolerans" gibi söyleminin olduğunu ifade eden Bilgen, "Seçilmişleri atanmışlara yedirmeyeceğiz" derdi. Son 1 buçuk yıldır yaşadığımız tam da seçilmişlerin kurban edilmesidir, iradelerinin yok edilmesidir. Bu nedenle seçim güvenliğinden söz edenlerin, gerçekten seçim güvenliği gibi bir dertleri varmış gibi yapanların önce mevcut seçilmişlere saygı duymasının altını çizmek istiyoruz" diye konuştu.
 
GÜNDEMİMİZDE SEÇİM İTTİFAKI YOK OHAL'İN KALDIRILMASI VAR
 
Daha sonra bir gazetecinin ittifak tartışmalarıyla ilgili sorusunu yanıtlayan Bilgen, şunları söyledi: "Seçim olan her yerde demokrasi var diyemeyiz. Türkiye'nin çok değer verdiği ama dünyada kimsenin ciddiye almadığı General Beşir'in (Ömer El Beşir) ülkesinde de seçim yapılıyor. El Beşir her seçimi yüzde 90 oyla kazanıyor. Bir seçimin demokratik olmasının koşullarını konuşmadan, OHAL ile yüzleşmeden seçim güvenliği ile ilgili tartışmalar kamuoyunun dikkatini başka yere çekme çabasıdır. Biz seçmen iradesinin sınırsızca sandığa yansımasını savunuyoruz. Kendi koalisyonlarını kurabilirler ama muhalefeti dizayn etmeye kalkmasınlar. Muhalefetin kiminle, nerede, nasıl buluşacağına dair nezaketten yoksun davranışlara girmesinler. Bu tavır aslında bir suç bastırma, kendi çelişkilerini örtme ve kendi koalisyonlarını meşrulaştırma arayışıdır. Biz kendi programımız, sözümüz duruşumuzla bütün engellemelere rağmen seçmen iradesinin sandığa yansıması konusunda elimizden gelen çabayı sarf edeceğiz. Şu anda gündemimizde ittifak yok. Bizim gündemimizde etkili bir kampanya ile OHAL koşullarında seçime gidilmemesini sağlama hem de oyların çalınmasının önüne geçme çabası var. Bunun arayışındayız. Bunu aynı duyarlılığı taşıyan tüm siyasi partilerle birlikte gerçekleştireceğimize inanıyoruz. Biz kendi adayımızla seçim yarışına gireceğiz. Bu baskıların nasıl geri teptiğini de göstereceğiz."
 
"Adayınız Demirtaş mı?" şeklindeki soruyan Bilgen, "Şu anda isim tartışma noktasında değiliz" diye yanıt verdi. 
 
Bilgen, erken seçim tartışmalarına ilişkin ise "Seçim eğer sadece bir iktidarın kendi meşruiyetini tescilleme aracına dönüşmüşse, iktidarda kalma aracına dönüşmüşse, elbette seçim takvimi de sistemi de ona göre planlanacaktır. Eğer anketlerde kendilerini garanti altında görseler 2 ay içinde seçime giderler. Ama bunu görmedikleri, böyle bir ihtimalin olmadığı, aldıkları sinyallerin ciddi bir rahatsızlık içerdiği, AKP'nin kendi içinde bile çok ciddi bir tepki olduğunu gösteriyor. Bu paketle, gizli-açık koalisyonlarla, resmi gayrı resmi buluşmalarla, bu pakete yazamadıkları sözlü kontratlarla bile kurtaramayacak gibi gözüküyorlar" dedi.
 
İNSAN SAĞLIĞI VE ÜLKENİN EKMEĞİ İLE OYNUYORLAR
 
Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi ile ilgili soruyu ise Bilgen, şöyle yanıtladı: "Bazı şehirlerde tek tüten baca şeker fabrikası. Şeker pancarı ekimi durduruluyor, mısır ekimi teşvik ediliyor. Hangi lobi için çalışıldığı, kimin rantının gözetildiği çok açık. Pancar üreticisinin, şeker fabrikalarında çalışan işçilerin çıkarının gözetilmediği çok açık. Bizim heyetlerimiz de Muş ve Elbistan fabrikalarını ziyarete giderek değerlendirmelerini yapacaklar. İster sorunuzda ifade ettiğiniz hesaplar içine girilsin isterse tröstlere verilen tavizler sebebiyle bu hesapların içine girilsin; Ne olursa olsun bu, insan sağlığıyla oynamaktır hem de bir ülkenin ekmeği ile oynamaktır."