22 Eylül 2024 Pazar

Berkin Elvan Davası'nda tanıklar 'dinlendi': Bilmiyorum, hatırlamıyorum, tanımıyorum

Berkin Elvan davasında daha önce sanık polis Fatih Dalgalı için daha önce "Simaen tanıyorum' diyen tanık polis de ifade değiştirdi. Polisler bütün sorulara "Bilmiyorum", "Tanımıyorum", "Hatırlamıyorum" yanıtını verdi. Anne Gülsüm Elvan salonu terk etti.
Gezi direnişi günlerinde Okmeydanı'nda polisin attığı gaz fişeği ile başından vurularak öldürülen Berkin Elvan davası görüldü.
 
İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada tek sanık var; polis Fatih Dalgalı.
 
Bugünkü duruşmada, Dalgalı ile aynı ekipte görev alan tanık polisler dinlendi.
 
Tanık polisler duruşmada sık sık "Bilmiyorum", "Tanımıyorum", "Hatırlamıyorum" gibi ifadeler kullandı.
 
Bunun üzerine anne Gülsüm Elvan, "Yeter ya bu kadar olmaz, katiller" diyerek duruşma salonunu terk etti. 
 
Duruşmada ilk olarak dinlenen tanık ZET'çi polis Davut Arslan, sanık polis Dalgalı'yı tanımadığını savundu.
 
Davut Arslan'ın ardından söz alan ikinci tanık polis İsmail Saltuk Seki de de sorulara "Hatırlamıyorum" yanıtını verdi.
 
3. tanık Sertaç Hardal da 15-16 Haziran günlerinde nerede görev aldığını ve ZET tüfeğini kullanıp kullanmadığını hatırlamadığını iddia etti. 
 
Hardal,  ekrandan yakın plandan gösterilen sanık Fatih Dalgalı için bu kez "tanımıyorum" dedi. Bunun üzerine söz alan Av. Can Atalay, "İfadenizde simaen tanıdığınızı söylemişsiniz, fotoğraflara bakın" diye uyardı.
 
Baba Sami Elvan polis ifadelerine tepki gösterdi. Mahkeme heyetine, "Ben size 1986 yılında çalıştığım yerdeki 40 arkadaşımı sayarım. Bu polisler nasıl hatırlamıyor, hepsi size yalan söylüyor, inanmayın. 8 celsedir dinliyoruz, her seferinde mezara giriyoruz. Ben adalete açım" dedi.
 
Mahkeme hakimi ise Baba Elvan'a "İnandığımızı söylemedik, bu dava basit bir yaralama veya gasp değil, büyük bir dosya, herkesi dinliyoruz, uzun sürmesi normal" yanıtını verdi.
 
Duruşmada yaşananlara tepki gösteren Baba Elvan, mahkeme başkanına "Bize her duruşmada aynı şeyleri dinletiyorsunuz, o zaman biz gelmeyelim" yanıtını verdi. 
 
Mahkemede 10'un üzerinde tanık dinlendi. Tanıkların bir çoğu polis Fatih Dalgalı'nın aynı birlikte çalışma arkadaşları olmasına rağmen Dalgalı'yı hatırlayamadıklarını veya simaen tanıdıklarını iddia etti. Tanıklardan Taner Girik 'Fatih abim' diye hitap ettiği Dalgalı'nın polis tarafından gönderilmiş fotoğrafını kendisine benzetemediğini söyledi. Mahkeme tanıkların çelişkili ifadelerinni gölgesinde geçti. 
 
'SEGBİS BU YARGILAMADA KURUCU UNSUR HALİNE GELMİŞTİR'
 
Sanıklar, SEGBİS ile Van'dan duruşmaya katılan Dalgalı'yı çıkaramadıklarını iddia etti. Bunun üzerine SEGBİS yönteminin yetersiz ve yalnıltıcı olduğunu ifade eden Can Atalay; "Bu yargılamada esaslı usuller bir kez daha ortaya çıktı. SEGBS ile teşhis yapılan bir sanık var. Karanlık bir salonda yer alan bir sanık teşhis edilmeye çalışılıyor. Bu bile olayın nasıl ilerlediğini gösterir" diye konuştu.
 
SEGBİS uygulamasının bu yargılamada kurucu unsur haline geldiğini söyleyen Atalay; "Emniyet ısrarla şunu yapıyor; sanık olacağı anlaşılan polisi en uzak ile tayin ediyor. İçişleri ve Adalet Bakanı'nın seçtiği koşullarda yargılama yapılmaya çalışılıyor" dedi.
 
Atalay, bu dosyada iktidarın taraf olduğunu görebildiklerini söyleyerek "Yusuf Uyanık'ın sanık olması gereken yerde tanık konumunda olması bunu kanıtlar nitelikte. İç işleri bakanının nasıl müdahil olduğunu görebiliyoruz" dedi. 
 
'TAŞ OLSA BÖYLESİ BİR ADALETSİZLİĞİN KARŞISINDA ÇATLAR'
 
Atalay şunları söyledi: "Fatih Dalgalı'nın ara sokaklara girmediğini söyleyen tanık Uyanık, baz istasyonunun aynı yerden sinyal verebileceğini belirtiyor. Aleni bir şekilde Dalgalı'nın 300 metrelik bir parkta içeri girdiğini ama bunu bize söylemeyeceğini beyan etti. Yanı sıra Taner Girik, Fatih Dalgalı'ya "abi" diyor ama görüntülerde "hatırlamıyorum" diyor. Yusuf Uyanık söylenen yalanlara inanmamızı bekliyor. İçişleri Bakanı birinci derece sorumlu polise görüntüyü izlettirmeyerek delil karartıyor. Diğer ihtimal ise, görüntü izletilmiş ama üstü örtülmeye çalışılıyor. Sanık durumunda olma ihtimalinde olduğu için hatırlamıyorum diyerek üstü kapatılıyor."
 
Tanıkların ifadelerinde delil karartmanın bir kez daha ortaya çıktığını ifade eden Atalay, "Bu durumdan kaynaklı bir katil 5 senedir elini kollunu sallayarak geziyor. Taş olsa böylesi bir adaletsizliği karşısında çatlar" diye konuştu.
 
Avukat Çiğdem Akbulut da cinayetin sorumlularının devlet tarafından korunduğunu vurgulayarak; "Duruşma başladığından bu yana dinlenen polis memurları birbirini yalanlıyor. Tanıkların ifadeleri birbiri ile çelişiyor" dedi. 
 
Dosyanın ulusal kriminal büroya gönderilmesi talep edildi. 
 
Verilen kısa bir aradan sonra  duruşmanın 23 Ocak 2019 tarihine ertelendiği açıklandı. Bunun üzerine Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi önünde basın açıklaması yapıldı. 
 
'MÜCADELEMİZİ SONUNA KADAR SÜRDÜRECEĞİZ'
 
Açıklamada söz alan baba Sami Elvan, "Birlikte çalıştığı arkadaşlarını tanımayan polislere şahit olduk. Bunlar Türkiye kamuoyunu kandırmaya çalışan, yalan ifade veren polis memurlarıdır. Mahkemede de söylediğim gibi ben adalete açım. Bu mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz" diye konuştu.
 
Ardından söz alan Avukat Can Atalay şöyle konuştu:  "Bugün duruşma salonunda bir kere daha İçişleri Bakanı eliyle siyasi iktidarın delil karartmak için her türlü yola başvurduğu gördük. Şöyle bir hali tasavvur edin; İstanbul Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şube Amirliği'ne bağlı binlerce polis memuru bir spor salonuna toplatılmış ve bu görüntü izletilmiştir. Görüntüdeki polisi tanıyıp tanımadıkları sorulmuştur. Bir istisna dışında. Buna inanmamız bekleniyor. Sanık Fatih Dalgalı'nın birinci derecede amiri o spor salonunda bulunmamış, o görüntüleri izlememiş. İki ihtimal var; ya o görüntüleri izledi tutanak düzenlenmedi bu suretle delil karartıldı ya da o salona şuan ki sanığın amiri alınmadan bu yapıldı."
 
'GEZİ BU ÜLKENİN UMUDUDUR, BERKİN DE GEZİ'NİN ÇOCUĞUDUR'
 
Bi başka tanığın Fatih Dalgalı'nın yanından hiç ayrılmadığını söylediğini aktaran Atalay; Avukat Çiğdem Akbulut'un sorusu üzerine, tanığın 300 metre mesafede HTS kaydı tespit edilemeyeceğini söylediğini hatırlattı ve devam etti, "Yani Dalgalı'nın 300 metre kadar içeriye, çocuğumuzun vurulduğu yere kadar gittiğini böylece söylemiş oldu. Biz adalete açız, adalet aramaya devam edicez. Gezi adalet isteyen adalete aç olan milyonların kitlesel itirazıdır. Bunu aradan 5.5 yıl geçtikten sonra kimse suçla ilişkilendiremez. Kimsenin gücü buna yetmez. Burada bir katil ve o katilin amirleri tek bir gün tutuklu kalmadılar ama İstanbul'un dört bir yanından insanlar aradan 5.5 yıl geçmiş olmasına rağmen, bir tek insanın burnunu kanatmamış olan insanlar olmasına rağmen sadece sözleri nedeniyle ifadeye çağrılıyorlar. Gezi bu ülkenin umududur. Berkin de Gezi'nin çocuğudur. Mücadele arayışımızdan bu duvarların içinde de dışında da vazgeçmeyeceğiz."
 
'BU YALANA SON VERİN'
 
Ardından söz alan Çiğdem Akbulut ise, "Sanık polisin tutuklanmamasının sebebi olarak; görevinin başında bir polis olması ve duruşmaları takip etmesi gösteriliyor" diye konuştu. Bunun üzerine bugün kendileriyle bu mahkemede olamayan meslektaşlarını örnek göstererek, hepsinin görevi başında avukatlar olduğunu ve hiç bir gerekçe yokken tutuklandıklarını hatırlattı. Bu nedenle Dalgalı'nın hala tutuklanmamasının kabul edilebilir bir şey olmadığını söyleyen Akbulut, bu yalana artık son verilmesini istiyoruz diye ifade etti.