2 Ekim 2024 Çarşamba

'Berfo Ana'ya verdiğiniz sözü tutun, cezasızlığa son verin'

Cumartesi Anneleri, devletin Berfo Ana'ya verdiği sözü tutarak gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır dosyasında 40 yıldır sürdürülen cezasızlığa son vermesini istedi. 

Cumartesi Anneleri, 811. haftalarında, 12 Eylül askeri darbesinde gözaltına alınarak katledilen Cemil Kırbayır'ın akıbetini sordu, sorumluların yargılanmasını istedi.

'12 EYLÜL ZİHNİYETİ DEVAM EDİYOR'
Kırbayır'ın ağabeyi Mikail Kırbayır konuştu. Kırbayır, "Aradan 40 yıl geçti. Bu zaman zarfından hükümetler kuruldu, hükümetler devrildi, iktidarlar el değiştirdi. Çalmadığımız kapı kalmadı ama Cemil Kırbayır'ın akıbetine dair değişiklik olmadı. Değişmeyen tek şey vardır, 12 Eylül zihniyetinin devam etmesidir" dedi. 

Verilen mücadelesi sonucunda dosyanın TBMM'ye gönderildiğini ve İnsan Hakları Komisyonu'ndan çıkan karara rağmen Kars Cumhuriyetbaşsavcılığının iddianamede hazırlamadan "kanun yararına" bozulması talebiyle dosyayı Yargıtay'a gönderdiğini hatırlatan Kırbayar, "Beklentimiz ve temennimiz; daha fazla adalet zedelenmeden, bir can ve kanın batıl olmaması için Yargıtay'ın hukuken karar vermesini istiyoruz" diye konuştu. 

'ERDOĞAN ANNEME VERDİĞİ SÖZÜ TUTSUN'
Fatma Kırbayır ise ağabeyini bulmak için her yere başvuru yaptıklarını ve dönemin başbakanı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Berfo Ana'ya söz verdiğini hatırlattı. Ancak bir gelişme olmadığını kaydeden Fatma Kırbayır, Erdoğan'a seslendi: "Anama verdiğiniz sözleri yerine getir, anam mezarında rahat uyusun. Kemiklerimizi ver. Bütün kayıpların kemiklerini ver, analar ağlamasın" dedi.

'40 YILDIR DEĞİŞMEYEN DEVLET AKLI'
Avukat Eren Keskin, dava sürecine ilişkin bilgi verdi. Gözaltında olan Kırbayır'ın ailesiyle görüştürülmediğini, sadece küçük bir not göndermesine izin verildiğini hatırlatan Keskin, sonra Kırbayır'ın gözaltında firar ettiğinin iddia edildiğini kaydetti. Keskin, Cumartesi Anneleri'nin Erdoğan'la yaptığı görüşmenin ardından kurulan Meclis İnsan Hakları Komisyonu'nun raporunda Kırbayır'ın gözaltında işkence ile öldürüldüğü tespitine yer verildiğini söyledi. Bunun üzerine Kars savcılığının yeni bir soruşturma başlattığını kaydeden Keskin, bu sırada aslında savcılığın daha önce de bir soruşturma başlattığını ancak hiç bir işlem yapılmadan takipsizlik kararı verdiğini, kararın aileye dahi iletilmediğini öğrendiklerini de anımsattı.

2011'de yeni bir soruşturma başlatıldığını ancak tüm çabalarına rağmen hiçbir işlem yapılmadığını bildiren Keskin, dosyanın Adalet Bakanlığı tarafından Yargıtay'a geri gönderildiğini söyledi, "Çünkü önceki takipsizlik kararının kaldırılması kararına karşı kanun yaranına bozma isteniyor" dedi. 

Keskin, "Devlet aklı 2010'dan bu yana daha farklı işlediği için Cemil Kırbayır dosyası da takipsizlikle sonuçlandırılmak isteniyor" diye belirtti. İç hukuk yolları tükendiği için yaptıkları başvuruya AİHM'in "iç hukuk yolları tükenmemiştir" şeklinde çok yanlış bir karar verdiğini kaydeden Keskin, iç hukuk yollarının tamamlanmasını beklediklerini bildirdi. 

'BERFO ANA'YA VERDİĞİNİZ SÖZÜ TUTUN!'
Haftanın açıklamasını 12 Eylül'de işkence ile katledilen yayıncı İlhan Erdost'un kızı Alaz Erdost okudu.

Devletin, Berfo Ana'ya verdiği sözü tutmasını ve Cemil Kırbayır'ın akıbetini açıklayacak, TBMM Raporu'nda da isimleri geçen fail ve sorumluların yargılanmasını sağlayacak adli ve siyasi iradeyi göstermesini isteyen Erdost, "Bizler, kaç yıl geçerse geçsin Cemil Kırbayır ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz! 112 haftadır hukuksuz bir biçimde bize kapatılan kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray'dan vazgeçmeyeceğiz" dedi.

NE OLMUŞTU?
Kars Eğitim Enstitüsü öğrencisi Cemil Kırbayır, 12 Eylül Askeri Darbesinin hemen ardından 13 Eylül 1980 tarihinde Ardahan'ın Okçu Köyündeki evinden devletin güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındı. 

9. Kolordu Sıkıyönetim Komutanlığına bağlı Kars gözetim evinde tutulan Cemil'le düzenli haberleşen ailesine  gözaltının 25. gününde "bir daha buraya gelmeyin oğlunuz firar etti." denildi. Baba İsmail Kırbayır'ın yaptığı tüm başvurular sonuçsuz bırakıldı. Cemil Kırbayır'dan bir daha haber alınamadı.

İsmail Kırbayır, kendi imkanları ile olayı araştırdı. Araştırmaları sonucunda biri güvenlik görevlisi olan tanıklara ulaştı. Cemil'in gözetim evinden işkencehaneye dönüştürülen Kars Eğitim Enstitüsü'ne getirildiğini, burada işkence ile sorgulandığını, 8 Ekim günü işkence ile öldürülerek, bedeninin kaybedildiğini öğrendi. İşkencecilerden dört kişinin ismlerini tespit etti.

İsmail Kırbayır, 30 Temmuz 1981 tarihinde bu bilgilerle Milli Güvenlik Konseyi'ne, ilgili Sıkıyönetim komutanlıklarına, Kars Valiliği'ne, Cumhuriyet Gazetesi'ne ve Türkiye Barolar Birliği'ne başvurdu. Yaptığı başvuruda olayı detayları ile anlattı. İsimlerini yazdığı işkencecilerin ve Cemil ile birlikte gözaltında bulunanların sorgulanması halinde oğlunun nasıl öldürüldüğünün ve bedeninin nasıl kaybedildiğinin ortaya çıkacağını söyledi. Ancak herhangi bir soruşturma başlatılmadı.

Olaydan 31 yıl sonra, dönemin başbakanı Erdoğan, Cumartesi Anneleri ile yaptığı görüşmede anne Berfo Kırbayır'ı da dinledi ve hemen ardından verdiği talimatla Cemil Kırbayır'ın akıbetinin araştırılması için TBMM'de İnceleme Komisyonu kuruldu. Komisyon çalışmaları sonucunda Cemil Kırbayır'ın gözaltındayken işkence sonucu öldürüldüğü ve cesedinin ölümüne sebebiyet veren kamu görevlilerince ortadan kaldırıldığı devletin raporuna girdi. Komisyon, TBMM adına sorumlular hakkında Kars Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.

Savcılık harekete geçince arşivdeki evraklardan Türkiye Barolar Birliği'nin başvurusu ile olaydan 6 yıl sonra, Kars Savcılığının bir soruşturma başlattığı ancak soruşturmada 2002 yılında takipsizlik kararı verildiği ve kararın aileye tebliğ  edilmeksizin kapatıldığı açığa çıktı. Aile bu takipsizlik kararının kaldırılması talebiyle Ardahan Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurdu. Mahkeme takipsizlik kararını kaldırdı ve soruşturma başladı.

Ancak tam 9 yıldır soruşturmada herhangi bir ilerleme sağlanmadı. Son olarak Kars Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebi üzerine Adalet Bakanlığı Yargıtay'a, Ardahan Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararı için  "kanun yararına bozma" başvurusu yaptı. Böylece  dosyanın zamanaşımından kapatılmasının önünü açmak istedi. Söz konusu başvuru halen Yargıtay'da inceleme aşamasında.

Cemil Kırbayır'ın gözaltındayken kamu görevlileri tarafından işkence ile öldürüldüğü ve bedeninin kaybedildiği kuşkuya yer bırakmayacak kadar açıktır ve bu durum TBMM raporu ile de sabittir. Yargıtay, insan hakları ve evrensel hukuk değerlerini esas alarak, Adalet Bakanlığının "kanun yararına bozma" başvurusunu reddetmelidir.