2 Ekim 2024 Çarşamba

Batman'da kaybedilen İHD'liler için eylem

518. eylemlerini gözaltında kaybedilen İHD Elazığ Şube Başkanı Can ve kurucu üye Kaya için düzenleyen kayıp yakınları ve İHD Batman Şubesi "Arkadaşlarımızın anılarını insan haklarını koruma, gerçekleştirme ve geliştirme mücadelemizde yaşatacağız. Anıları önünde saygıyla eğiliyoruz. Onları unutmadık, unutmayacağız" dedi. 

Kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Batman Şubesi Gülistan Caddesi İnsan Hakları Anıtı önünde 518. kez eylem yaptı. Gözaltında kaybedilenlerin fotoğraflarıyla, "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" yazılı pankartın açıldığı eylemin basın metnini İHD Batman Şube Yöneticisi ve MYK üyesi Zeki Tangüner okudu. 

518. hafta eyleminde 29 yıl önce kaybedilen İHD Elazığ Şube Başkanı Av. Metin Can ve kurucu üye Dr. Hasan Kaya'yı anan Tangüner, "21 Şubat 1993 tarihinde Jitem tarafından Av. Metin Can ile Dr. Hasan Kaya Elâzığ il merkezindeki evinden kaçırıldı. Kaçırılışlarından bir gün sonra arabaları Elâzığ Yazıkonak (Vartatil) beldesinde bir besici ahırı yakınlarında bulundu. Sonradan bu ahır içinde Metin Can ve Hasan Kaya'ya vahşice işkenceler yapıldığı anlaşıldı" dedi.

Arabanın bulunmasıyla, en başta yakın akrabaları ve dostları olmak üzere, halk tarafından SHP Elâzığ il binasında açlık ve ölüm orucu eylemi başlattığını hatırlatan Tangüner, "Ayrıca, bazı siyasi partiler, sendikalar, İHD ile birçok demokratik sivil toplum kuruluşları da bu ölüm ve açlık orucu eylemlerine gerekli desteği vermek için yoğun katılım sağladı. Bir taraftan bu eylemler devam ederken, diğer taraftan da Metin Can ve Hasan Kaya'yı kontraların elinden kurtarmak umuduyla, dönemin İç İşleri Bakanı ve Aydın Milletvekili İsmet Sezginle görüşmek üzere, Metin Can'ın doktor eşi Fatma Can İHD tarafından oluşturulan bir heyet ile birlikte Ankara'ya gitti. Bakan heyet temsilcilerini kabul ederek, heyette bulunan Doktor Fatma Can'a 'Siz hiç endişe etmeyiniz aldığımız duyuma göre eşiniz bir-iki gün içinde evine dönecektir' sözleriyle güvence verdi" ifadelerini kullandı. 

Tangüner, şöyle devam etti: "Bu sözler üzerine heyet Elazığ'a geri döndü. Jitem heyetle ve halkla alay edercesine, eylemin yapıldığı ve halkın kitlesel olarak bulunduğu SHP il binasının önündeki elektrik direğine bir poşet içinde Metin Can'ın ayakkabılarını astı. Jitem bununla da yetinmeyerek, Metin Can ve
Hasan Kaya'nın evlerine telefon açarak ailelerine işkence seslerini dinletti. Demokratik sivil toplum kuruluşlarının ve halkın tüm çabalarına rağmen, Cenazeleri 26 Şubat 1993 tarihinde Dersim yakınlarında ve jandarma karakoluna çok yakın bir mesafede olan Dinar köprüsünün altında cesetleri bulundu. Olayın yaşandığı tarihte Elazığ'dan Dersim yakınlarındaki Dinar köprüsüne kadar en az beş kontrol noktası bulunmaktaydı.

Metin'in o zaman anne karnında olan bebeği babasını hiç göremedi. Jitem' in eski sorumlusu Ahmet Cem Ersever olaydan birkaç ay sonra Aydınlık gazetesine yaptığı itirafta, Metin Can ve Hasan Kaya'nın öldürülmesine karışan iki kişinin ismini ve adresini vermesine rağmen failler hakkında hiçbir soruşturma yapılmadı. Jitem elemanı Abdulkadir Aygan ise yıllar sonra bu olayı basına ve kitaplara şöyle aktardı: '21 Şubat 1993 pazar günü akşam, arkadaşlarının evinden ayrıldıktan sonra öldürülen Avukat Metin Can ve Doktor Hasan Kaya cinayetinin arkasında Yeşil ismine rastlıyoruz. Avukat ve doktorun katledilmesi olayında Yeşil ile birlikte Mesut Mehmet oğlu (Hazro'u) adlı itirafçı da vardı. Bu cinayetler insan hakları savunucuları ve demokrat kamuoyunun defaten açıkladığı, devlet tarafından kurulan kontra örgütleri tarafından işlenmiştir. Devlet yetkililerinin de itiraf ettiği bu örgüt kurucuları ve örgüt mensupları, ne yazık ki yargı önüne çıkarılmamış, aksine bunlar korunmaya devam edilmişti. Metin Can ve Hasan Kaya adı, İHD'li insan hakları savunucuları toplamı 940'a ulaşan gözaltında kaybedilenler listesinde yer aldı. Onlar, biz insan hakları savunucuları için, İHD'li yönetici ve üye, arkadaş ve yoldaş olarak büyük bir kayıptı. İnsanlık için büyük kayıp…

Dünyada ve Türkiye'de insan hakları savunucuları, insan hakları ihlallerini belgelemek, mağdurlara destek olmak (tıbbi, psikolojik, hukuki), cezasızlıkla mücadele etmek ve insan hakları kavramını tanıtmak, kültürünün oluşmasına katkıda bulunmak için çalışırlar. Av. Metin Can ve Dr. Hasan Kaya da evrensel ölçekte insan hakları savunucularının bu işlevlerini Türkiye'de ve Elazığ Şubemiz çatısı altında yerine getiriyorlardı.

Metin Can ve Hasan Kaya'nın failleri cezasız kaldılar. Onların kaybedilmeleri ve öldürülmelerinden sonra da gözaltında kayıplar devam etti. Öte yandan kayıplara, faili meçhul siyasi cinayetlere, işkencelere ve genel olarak insan hakları ihlallerine karşı, insan hakları savunucularının mücadelesi de devam etti ve ediyor. 29 yıl önce kaybedilen ve katledilen Av. Metin Can'ımız ve Dr. Hasan Kaya'mızın katlinden sorumlu olanların bulunması için mücadele ediyoruz ve etmeye devam edeceğiz. Arkadaşlarımızın anılarını insan haklarını koruma, gerçekleştirme ve geliştirme mücadelemizde yaşatacağız. Anıları önünde saygıyla eğiliyoruz. Onları unutmadık, unutmayacağız."