2 Ekim 2024 Çarşamba

Alevi örgütleri: Cemevleri ibadethane olana kadar faturaları ödemiyoruz

Cemevlerinin "ticarethane" statüsünde bulunmasına tepki gösteren Alevi örgütleri, buna karşı faturaları ödemeyecekleri belirtti. 

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD), Alevi Bektaşi Federasyonu, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Alevi Kültür Dernekleri ile birçok sivil toplum örgütü, Cemevlerinin "ticarethane" statüsünde olması nedeniyle gelen fahiş elektrik, doğalgaz ve su faturalarına ilişkin Çağlayan'da bulanan İstanbul Adliyesi önünde açıklama yaptı. Açıklamaya, Halkların Demokratik Partisi (HDP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Çağdaş Erzurumlular Derneği üye ve yöneticileri de destek verdi.

Söz alan Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Hüseyin Güzelgül, Aleviliğin güzel ahlak ve sevgi üzerine inşa edildiğini, varlığını bunlar üzerine yürüttüğünü ifade etti. Türkiye'de baskın olan inancın güzel ahlak ve sevgiden uzaklaştığı, her şeyin tarikatlar üzerine yürütüldüğünü belirten Güzelgül, "Cemevlerinin yasal statünün verilmesi ile ilgili AİHM'in verdiği karar var. Yasal statü verilmesi gerekirken hala verilmemiştir. Çünkü yargı, yasama ve yürütme tek bir kişinin elindedir. Anayasa'da var olan ile değil, denetimsiz bir şekilde idare edilmekteyiz" dedi.

'NEFRET DİLİ KULLANILIYOR'
Alevilerin bütün inançlara ve inanç yerlerine saygılı olduğunu dile getiren Güzelgül, "Camiye de Havraya ve Kiliseye de saygılıyız. Hakkı, hukuku, barışı, insana değeri istiyoruz. Bunları inşa etmeye çalışıyoruz. Vermiş olduğumuz mücadele sadece Aleviler adına değil, herkes için istiyoruz. Biz bunu devletten de bekliyoruz. Adalet Sarayları önünde her gün basın açıklamalarımız oluyor. Çünkü bir nefret dili kullanılıyor. Toplumları karşı karşıya getirme, inançlı ve inançsız diye ayırarak kendi bildikleri gibi toplumu rencide edici sözler baştakiler kullandıktan sonra bu gittikçe yaygınlaşmaya başlıyor" diye uyarıda bulundu.

Alevilerin var olduğunu ve Aleviliğin hak olduğunu vurgulayan Güzelgül, bu hakları alıncaya kadar mücadeleyi sürdüreceklerini belirtti.

KAPLAN: ALEVİLERİN DEVLETTEN TOPRAK TALEBİ OLMAMIŞTIR
PSAKD Genel Başkanı Gani Kaplan, yüksek ve düşük faturaların kendileri için önemli olmadığını, asıl meselenin statü olduğunun altını çizdi. Kaplan, "Biz o faturanın üzerinde yazılan ticarethaneye itiraz ediyoruz" diye konuştu. Cemevlerinin üzerinde müze de yazıldığı bilgisini paylaşan Kaplan, "Hangi müzeyi ziyarete gidiyoruz? Hangi müzenin taşını toprağını öpüyoruz? Müze olarak görülen dergahlarımız açılmadığı sürüce bu yapılmış bir zulümdür. Bizler yıllardır bu topraklarda yaşadık, bundan sonra da yaşayacağız. Alevilerin devletten hiçbir zaman toprak talebi olmamıştır" diye kaydetti.

'ALEVİYE GERİ ADIM ATTIRAMAZLAR'
Cemevlerinin üzerinde ticarethane yazıldığı sürece faturalarını ödemeyeceklerini belirten Kaplan, "Saray'ın bir günlük faturası, bir şehri besleyecek duruma gelmiş. 20 yıldır halka zulüm eden bir iktidarla karşı karşıyayız. Bu iktidar gitmediği sürece, Aleviler üzerindeki zulüm de bitmeyecektir. İktidarı göndermek için var gücümüzle çalışacağız. Alevilerin mücadelesi Kerbela'dan beri sürüyor, sürmeye de devam edecek. Biz devletin gücünü çok iyi biliyoruz. Biz devletin ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Biz Sivas'tan da Gazi'den de Kerbela'dan da biliyoruz. Devletin gücünü Alevilere göstermek ile hiçbir Alevi'ye geri adım attıramazlar" ifadelerini kullandı.

PİROĞLU: AYRIMCILIK DEVLET ELİYLE YÜRÜTÜLÜYOR
HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu, iktidarın herkesi dışlayan politikalar yürüttüğünü söyledi. Bu politikanın bir ayağının Kürt halkına yönelik olduğunu dile getiren Piroğlu, "Dili, kültürü, kimliği tanınmıyor. İradesi yok sayılıyor. Ve baskı da artıyor. Politikanın bir ayağı da kadınlara karşı yürütülüyor. Katilleri aklanmaya devam ediyor. Bu politikanın bir ayağı da Alevilere karşı yürütülen ayrımcılıkta ortaya çıkıyor. Ayrımcılık artık devlet eliyle yürütülüyor. Nefret dili meşru sayılıyor. Mesele faturanın yüksek olması değil, mesele devletin Alevilerin kimliğini, statüsünü inancının tanımamasıdır" şeklinde konuştu.

"Cemevine ticarethane demek, Aleviliği ve milyonlarca Alevi'yi yok saymak demektir" diyerek sözlerini sürdüren Piroğlu, Dersim'de Kaymakamın Cemevi önünde silahlarla poz vermesine dikkat çekti ve şunları söyledi: "Devlet yukarıdan aşağı, kendinden olmayan hiç kimseyi tanımadığını herkesi yok saydığını açıkça söylüyor. Buradaki itiraz bunadır."

Ortak basın metnini okuyan Alevi Bektaşi Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi Dilek Güneş, ülkede barışın sağlanması, sosyal laik bir hukuk devletinin kurumsal hala gelmesini istediklerini kaydetti. Eşit yurttaşlık temellinde tüm inançlara ve ibadethanelere eşit davranılmasını talep ettiklerini belirten Güneş, bu taleplerini yıllardır dile getirdiklerini dile getirdi.

'DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI KAPATILSIN'
Yıllardır devletin dininin olamayacağını ifade ettiklerini paylaşan Güneş, "İnanmayanlar da dahil herkese saygı duyularak, bu ülkenin eşit yurttaşlık haklarına sahip olması gerektiğine dair mücadele veriyoruz. Bu mücadelede, taleplerimizden bazıları, sadece bir inanca hizmet eden, açıklamalarıyla toplumu kutuplaştıran, eğitimden günlük yaşama kadar her alana müdahale eden Diyanet İşleri Başkanlığının kapatılmasıdır" diye konuştu.

'HER ALANDA MÜCADELE EDİYORUZ'
Cemevlerinin ibadethane olmasına rağmen ticarethane statüsünde yer almasına tepki gösteren Güneş, "İktidar, inancımızı çıkarları doğrultusunda tanımlamaktan çekinmemektedir. Bir yandan kendi elleriyle cemevleri açarken, bir yandan ibadethanelerimizin temel ihtiyaçlarını 'ticarethane' statüsünde faturalandırmaktadır" dedi. Güneş, "Bizlere gösterilmeyen adaleti sağlamak için her alanda mücadele veriyoruz" diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kendimiz için ne istiyorsak, bu topraklarda yaşayan her inanç, kültür, birey için de istiyoruz. Bunun içinde yapılan her haksızlığın karşısında durmaya devam edeceğiz."