GÜNCEL
Adana HDK davasında tüm sanıklar beraat etti
Adana'da geçtiğimiz yıl açılan HDK davasının karar duruşması Adana 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. "Örgüt üyesi olmak" iddiasıyla yargılanan EMEP GYK Üyesi Halil İmrek, HDP Disiplin Kurulu Üyesi İbrahim Yakut, Tüm Bel Sen Üyesi Güven Boğa, dönemin TTB Merkez Konsey Üyesi İsmail Bulca'nın aralarında bulunduğu 7 kişi hakkında mahkeme beraat karar verdi.
Adana'da geçtiğimiz yıl açılan HDK davasının karar duruşması Adana 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. 2012 ve 2013 yıllarında katıldıkları basın açıklamaları ve toplu gösteriler gerekçe gösterilerek "örgüt üyesi olmak" iddiasıyla yargılanan EMEP GYK Üyesi Halil İmrek, HDP Disiplin Kurulu Üyesi İbrahim Yakut, Tüm Bel Sen Üyesi Güven Boğa, dönemin TTB Merkez Konsey Üyesi İsmail Bulca'nın aralarında bulunduğu 7 kişi hakkında mahkeme beraat karar verdi.
Evrensel'in haberine göre; duruşmaya HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları ve HDK MYK Üyesi Sedat Şenoğlu katıldı.
EMEP GYK Üyesi Halil İmrek, HDP Disiplin Kurulu Üyesi İbrahim Yakut, Tüm Bel Sen Üyesi Güven Boğa, dönemin TTB Merkez Konsey Üyesi İsmail Bulca'nın aralarında bulunduğu 7 kişi anayasal hak olan silahsız, şiddetsiz eylemler dolayısıyla örgüt üyesi olduklarını ve demokrasi ve barış talebi ile yapılan eylemlerin örgüte taban kazandırtma amaçlı olduğunu iddia ederek 15 yıla kadar cezası istemişti.
'İDDİALARI DESTEKLEYECEK HİÇ BİR DELİL YOK'
Sanık avukatları savunmalarında HDK'nın Abdullah Öcalan'ın talimatı ile kurulduğu iddiasının doğru olmadığını, bunun pek çok kurumun ve kişinin ortak aklı ile ortaya çıktığını alattı. Örgüt adına yapıldığı iddia edilen eylemlerin silahsız, şiddetsiz gerçekleşen protesto ya da anma eylemleri olduğuna dikkat çeken avukatlar bir örgüt adına düzenlendiğine dair bir kanıt olmadığını belirterek iddiaları destekleyecek hiçbir delil olmadığını söylediler.
Avukat Sevil Aracı dosya içerisinde sayfalarca dinlemeler, teknik takipler olduğunu belirterek "Dinlenen konuşmaların hepsine baktığımızda gizli bir şekilde yapılmadığını, izlemeye gerek olmadığını görüyoruz. Tüm eylemler basına çağrı yapılarak yapılan, altında hangi kurumların düzenlediğine dair imzalar atılan eylemler. Telefon görüşmesi yapılan kişiler de yasal kurumlarda çalışma yapan kişiler olduğu çok açık. Tüm bu teknik dinlemelerin, takiplerin hepsi müvekkillerin açık açık yaptığı fiillerin belgelenmesi dışında bir şey değil. Hiç birisi inkar edilen şeyler değil. İllegal bir örgüt olsa mutlaka gizli tutulmaya çalışılan bağlantıların olması gerekir" dedi.
'DÜŞÜNCE AÇIKLAMAK SİYASİ FAALİYET YÜRÜTMEK SUÇ HALİNE GETİRİLMEK İSTENİYOR'
Kararı değerlendiren EMEP GYK Üyesi Halil İmrek, davanın hiç açılmamış olması gerektiğini belirterek polisin hazırladığı fezlekenin önce karşılarına iddianame, sonra da mütalaa olarak çıkarıldığını ifade etti. Siyasi partilerin amacı kendi siyasi görüş ve programları doğrultusunda düşüncelerini topluma yaymak, örgütlenmek olduğunu dile getiren İmrek, "Bu amaçlar doğrultusunda yapılan eylemler ve açıklamalar siyasi partilerin bizatihi varlık nedenlerini oluştururlar. Ben yöneticisi olduğum Emek Partisinin siyasi faaliyeti çerçevesinde dava konusu eylemlere katılmış ve içerisinde yer aldım. Burada siyasi faaliyetler sebebiyle yargılanmaktayım İddianame ve davada muhalif olmak suç haline getirilmek istendi. Eyleme katılmak, düşünceni açıklamak siyasi faaliyet yürütmek suç haline getirilmek isteniyor. Eşitsizlik, haksızlık gördüğüm için oradaydım Haksızlıklara ve baskıya karşı her zaman mücadele ettim. Bu bir suç değil aksine kendi siyasal duruşum ve partide aldığım görev gereğidir" dedi.
Savcılık makamının hazırlandığı iddianame benim durumumla yakından uzaktan bir ilişkisi yoktur. Ancak ısrarla suçlamalar sürdürülmüş ve iddanemeye paralel bir mütalaa hazırlanmıştır. Bu suçlamaları kabul etmiyorum. Örgüt üyeliği suçlaması gibi ciddi bir iddia var ama ortada somut bir delil söz konusu değildir. Çünkü ortada örgüt üyeliğine yönelik ne delil vardır. Ne de buna yönelik bir kanıt. Savcının hazırladığı iddianame de somut bir suçlama yok. Dolayısıyla ortada bir suç da yoktur.
Gezi Parkı eylemleri demokratik taleplerle yapılan eylemlerdir. gösteri ve yürüyüş kanunu demokrasinin olmazsa olmazıdır.
'ADANA'DA HER ZAMAN YAPILAN DEMOKRATİK EYLEMLER YARGILANDI'
Yargılanan 7 kişi hakkında Halkların Demokratik Kongresi'nin faaliyetlerine katıldıkları gerekçesi ile 2014 yılında haklarında soruşturma açılmıştı. 3 yıl herhangi bir daha açılmazken EMEP GYK üyesi Halil İmrek, HDP İl Yöneticisi İbrahim Yakut, Tüm Bel Sen üyesi Güven Boğa ve dönemin TTB MYK Üyesi İsmail Bulca'nın aralarında bulunduğu 7 kişi hakkında soruşturmadan 3 yıl sonra dava açıldı. İstanbul Başsavcılığınca yürütülen bir soruşturmadaki gizli tanık ifadelerine dayandırılarak HDK'nin Abdullah Öcalan'ın talimatı ile kurulduğu iddiası ile yola çıkılan davanın iddianamede 7 kişi katıldıkları ya da organize ettikleri Anayasal hak olan silahsız, şiddetsiz eylemler dolayısıyla "terör örgütü üyeliği" ile suçlandı.
Yargılamaya konu olan eylemler arasında Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının anılması, 1 Eylül Dünya Barış Günü, dönemin BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın katıldığı barış mitingi, Roboskî Katliamı, Halepçe katliamı, Ermeni Soykırımı gibi konularda yapılan şiddet içermeyen anma ve eylemler bulunuyor. Sanıkların suçlandıkları 2012-2013 yıları arasında yapılan bu eylemler Adana' bu yıllar öncesinde ve sonrasında sürekli yapılan eylemler olmasına rağmen ceza almalarını istenmişti.