2 Ekim 2024 Çarşamba

Açlık grevindeki tutsak yakınları: Can güvenlikleri yok

Hapishanelerde giderek artan hak ihlallerine karşı Tekirdağ Hapishanesi'nde açlık grevine başlayan tutsak yakınları ÖFG TV'ye tutsakların maruz kaldığı işkenceyi aktardı. Açlık grevinde tutsakların darp edildiğini kaydeden yakınları, tutsakların birbirine selam vermelerinin dahi darba gerekçe gösterildiğini kaydetti. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun sosyal medya hesabından yayınladığı ÖFG TV'ye bu hafta Hendek Katliamı davası avukatlarından Can Atalay ve Tekirdağ Hapishanesi'nde açlık grevinde olan tutsakların aileleri konuk oldu.

'SELAM VERDİĞİ İÇİN DARP ETMİŞLER'
Tekirdağ Hapishanesi'ne ağır hak ihlalleri sebebiyle açlık grevinde olan tutsakların yakınları konuştu. Açlık grevindeki Mehmet Yıldırım'ın kardeşi Ayhan Yıldırım, 16 senedir tutsak olan kardeşinin Tekirdağ Hapishanesi'nde kaldığı 3 yıl boyunca ağır hak ihlalleriyle karşılaştığını belirtti. İnsan Hakları Derneği'ne bu konuda başvuru yaptıklarını, ayrıca darp raporu aldıklarını belirten Yıldırım, geçen sene de yaşanan hak ihlalleri sebebiyle tutsakların açlık grevine girdiği hatırlattı ve "Son 3-4 aydır tekrar sıkı bir şekilde tecride maruz kalıyorlar. Abimin en son telefon konuşmasında bana söylediği yan koğuştaki arkadaşına selam verirken gardiyanlar, 'Niye selam veriyorsun' diyerek darp etmişler. Sorunlar bitmiyor, Tekirdağ nasıl bir cezaevi nasıl bir sistem akıl edemiyoruz" ifadeleri kullandı.

'AÇLIK GREVİNDE DARP EDİLİYORLAR'
Eşi açlık grevinde olan Sevgül Karadaş ise "Eşim 6 senedir Tekirdağ 2 No'lu F Tipi Cezaevi'nde kalıyor. Bayağı bir şartlar zorlaştırılıyor, şahsi eşyaları karıştırılıyor, kitaplar gönderdiğimiz zaman verilmiyor, açlık grevinde darp var, hastalandıkları zaman hastaneye sevkleri yapılmıyor, cezaevinde onları sürekli tehdit, tahrik ediyorlar, bayağı bir hakaret işitiyorlar, laf yiyorlar, istekleri yapılmıyor, defalarca biz talep ediyoruz yapılsın diye, ailelerin yakınlarına getirilsin diye nakilleri vermiyorlar. Eşim Adalet Bakanlığı'na dilekçe yazıyor, ulaştırılmıyor" dedi.
 
'ERKMEN ÖLMEDEN ÖNCE DARP EDİLEREK HÜCREYE GÖTÜRÜLDÜ'
Abisi açlık grevinde olan Rutbettin Ucakan, görüşe gitmek için bir gün boyunca yolculuk ettiklerini ve abisini sadece yarım saat görebildiğini belirtti. Ucakan, görüş süreleri daha da kısa tutulan tutsaklar olduğunu aktardı. Görüşte kardeşi için para yatırdığı esnada darp edildiğini dile getiren Ucakan, "Tutuklu yakınlarına bunu yapanlar içeride neler yapıyor bilmiyoruz. Abimle yaptığım görüşmede anladığım şey; can güvenliğinin olmaması. Sadece abimle ilgili değil tüm tutukluların can güvenliği yok" dedi. 20 Aralık'ta Tekirdağ Hapishanesi'nde şüpheli şekilde ölen Vedat Erkmen'in koğuşunun zorla değiştirildiğini ve Erkmen'in darp edilerek hücreye götürüldüğünü anlatan Ucakan, ertesi gün ise Erkmen'in intihar ettiği iddia edildiğini belirtti.

'HER AN KÖTÜ HABER DUYABİLİRİZ'
Erkmen'in koğuşunda bulunan diğer tutsakların da tehdit edildiğini anlatan Ucakan, pek çok tutsağın sistematik bir şekilde darp edildiğine dikkat çekti. "Her an kötü bir haber duyabiliriz" diyen Ucakan, Covid-19 bahanesiyle tutsaklara tecrit ve keyfi uygulamaların arttırıldığını kaydetti. Ucakan, hapishane müdürünün ise görüşme taleplerini reddettiğini söyledi.

Eşi açlık grevinde olan Münevver Cesur, hasta tutsakların revire götürülmediğini ve sık sık keyfi aramaların yapıldığını aktardı. Cesur, "Açlık grevlerinin bir an önce sonlanmasını, taleplerinin bir an önce kabul edilmesini istiyoruz" dedi.

ATALAY: İŞÇİ GÜVENLİĞİ İÇİN GEREKEN HİÇBİR ÖNLEM ALINMADI
Atalay, Soma'dan Ermenek'e ülkenin dört bir yanında işçi canının kapitalizmin en ucuz maliyeti olduğunu vurguladı. Hendek Katliamı'nın bu durumun en somut örneklerinden biri olduğuna işaret eden Atalay, "Burada bir Çin Mahallesi denen yer inşa ediliyor. Çin Mahallesi denilen yerde yapılan işi oradan sorumlu olan sanık dedi ki; 'biz kaçak barut üretiyorduk. Çin Mahallesi yapılan denetimlerde hiç yokmuş gibi davranılıyordu, Çin Mahallesi denetimden kaçırılıyordu.' Bu sanık sorumlu, imza yetkilisi olmamak için çok direniyor" ifadelerini kullandı.

Polisin işçi yakınlarına saldırısına dikkat çeken Atalay, "Katiller ile uğraşmaya, göz göre göre 7 işçinin ölüme gitmesinden sorumlu olanlarla uğraşmayan polis, insanların sözünü söylemesine engel olmaya çalışmıştır" dedi. Atalay ayrıca fabrikada iş ve işçi sağlığı, işçi güvenliği için gereken hiçbir önlemin alınmadığını ifade etti.