24 Kasım 2024 Pazar

33 düş yolcusu ölümsüzleştiği Amara'nın bahçesinde anıldı

33 düş yolcusu şehit düştükleri Amara Kültür Merkezinde anıldı. Suruç şehitlerini katlederek düşlerinin yarım bırakılmak istendiği vurgulanan anmada, "Suruç şehitlerine sözümüzdür; Kobanê düşmedi, düşmeyecek, düşmesine izin vermeyeceğiz! Savunmaya, korumaya, düşlerinizi yaşatmaya devam edeceğiz" vurgusu yapıldı. 

Suruç katliamının 9. yılında şehit düşen 33 düş yolcusu ölümsüzleştiği Urfa'nın Suruç ilçesindeki Amara Kültür Merkezinin bahçesinde anıldı. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Suruç ilçe örgütü önünden Amara Kültür Merkezine yürüyen kitle polis tarafından defalarca engellenmek istendi. Ancak engeli yok sayanlar, ellerinde Suruç şehitlerinin fotoğraflarıyla Amara Kültür Merkezine yürüdü. 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Urfa Milletvekilleri Dilan Kunt Ayan, Ferit Şenyaşar, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) Eşbaşkanı Berfin Polat, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Beycan Taşkıran, Urfa Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri, Suruç Aileleri İnisiyatifi ile DEM Parti ilçe belediye eşbaşkanları katıldı. 

Patlamanın gerçekleştiği noktaya Suruç şehitlerinin fotoğrafları ve SGDF bayrağı yerleştirilen anmada, "Hiçbir düş yarım kalmayacak" pankartı açıldı. 33 düş yolcusu şahsında devrim ve sosyalizm mücadelesinde ölümsüzleşenler anısına saygı duruşu yapıldı. Suruç şehitlerinin isimlerinin tek tek sayıldığı anmada zılgıtlar yükseldi. 

Sık sık, "Suruç şehitleri ölümsüzdür" sloganı atıldı. 

POLAT: YOLDAŞLARIMIZI KOBANÊ'Yİ KAZANDI, YENİDEN İNŞA ETMEK BİZE DÜŞÜYORDU 
ilk olarak SGDF Eşbaşkanı Berfin Polat söz aldı. 9 yıl önce Suruç şehitlerinin, "O devrim bizim, biz savunduk, biz kazandık yeniden inşa etmeliyiz" diyerek yola çıktığını ve tam da bulundukları noktada kanlarının birbirine karıştığını söyleyen Polat, "Yanı başımızda barbar IŞİD çetelerine karşı can feda savunulmuş, kazanılmış bir devrim vardı. Yoldaşlarımız gezi barikatlarından, Kobanê siperlerine uzanan yolu yürüdü. Kobanê'yi kanlarıyla suladılar, kazandılar. Bizlere de, sosyalist gençliğe de o devrimi savunduğumuz gibi inşa etme görevi düşüyordu" dedi. 

'BU DÜŞ YARIM KALMADI'
"Tam da devrim topraklarının karşısında, barbar IŞİD çetelerinin destekçisi, onları yetiştiren; bizlerin, halkların başına getiren AKP'nin gerçekleştirdiği katliamla katledildik" diyen Polat, 33 düş yolcusunun Amara'nın bahçesinde katledildiğini söyledi. Ancak 9 yıldır 33'lerin düşlerinin yaşadığını vurgulayan Polat, şöyle devam etti: "O düşler neydi? Yanı başımızdaki devrimle buluşmak, o devrimde halklarla buluşmak, o devrimi tüm topraklara yaymak, tüm topraklardaki halklarla, emekçilerle, kadınlarla buluşturmak. Çünkü Rojava kadın devriminde kendi özgürlüğümüzü görüyorduk. Kadınların, gençlerin, emekçilerin ve tüm ezilenlerin, halkların umudu oldu. Bizler bu umuda dokunmak büyütmek için yola çıktık. Gezi'nin çocuklarıyla Kobanê'nin çocuklarını buluşturmak, Türkiye ve Kürdistan halklarının ortak mücadelesini birleştirmek, devrimi büyütmek istedik. Bu mücadele bir katliamla engellenmek istendi. Bu düş yarım bırakılmak istendi. Bizler her yıl olduğu gibi bu yıl da Amara'dayız; 33'lerin fotoğraflarıyla, adlarıyla buradayız."

'SÖZÜMÜZDÜR KOBANÊ DÜŞMEYECEK'
9 yıl önce Amara'nın etrafında tek bir polisin olmadığını hatırlatan Polat, yürüyüşlerinin engellenmek istendiğini söyledi. Polat, "9 yıl önce o katliamı gerçekleştirenler, elini kolunu sallayarak buraya, aramıza girdi. O katliamı gerçekleştirdi. Bu polislerin, devletin hiçbiri o katliamı engellemedi, önüne geçmedi. Çünkü çok açık, bu katliamı yalnızca IŞİD gerçekleştirmedi. Bu katliam IŞİD ve devlet ortaklığında gerçekleşti. Kürt halkının, özgürlüğünün kurtuluşu için mücadele edenleri, devrimcilerin, sosyalistlerin mücadelesini engellemek için gerçekleşti. Ancak sosyalist gençlik olarak SGDF olarak dün Kobanê'yi nasıl savunduysak, nasıl beraber inşa etmek için yola çıktıysak bugün Suruç şehitlerine sözümüzdür; Kobanê düşmedi, düşmeyecek, düşmesine izin vermeyeceğiz! Savunmaya, korumaya, düşlerinizi yaşatmaya devam edeceğiz" sözünü yineledi. 

TAŞKIRAN: DEVRİME DOKUNMAK İÇİN YOLA ÇIKTILAR
ESP Eş Genel Başkan Yardımcısı Beycan Taşkıran da Kürdistan ve Türkiye'nin dört bir noktasından Kobanê'ye gitmek için yüzlerce kişinin yola çıktığını söyledi. Yüzlerin devrimin bir parçası olmak istediğini, devrimi Türkiye halklarına anlatmak için yola çıktığını kaydeden Taşkıran, "Evet başlarına bir şey gelebileceğini düşündüler. Gençler anne babalarına söylemeden yola çıktı, her şeyi göze aldı. Bir parkayla, çantalarında oyuncak ve kitap, boya kalemiyle, bir devrimin düşüyle yola çıktılar. İşte o düşü burada (Amara bahçesinde) boğmak istediler" dedi. 

'DÜŞLERİNİZ YARIM KALMAYACAK'
33'lerin şehit düşerken dahi zafer işareti yaptığını kaydeden Taşkıran, "Kobanê serhıldanımızı toprağa gömmek, milyonları korkutmak istediler. Gezi'nin çocuklarıyla Kobanê'nin çocuklarının buluşmasını, yoldaşlaşmasını engellemek istediler. Engelleyemediler! 9 yıl bize bunu gösterdi. Halklarımızın birleşik adalet mücadelesi, eşitlik mücadelesi bitmedi. Ayakta, direnmeye devam ediyor. Kobanê kumpas davasında yoldaşlarımız yargılıyor, sokakta gençlik ve halkımız direniyor. Her yerde direniş sürüyor. Asıl yenilecek bu faşist rejimdir. Onurlu bir gelecek kuracağız, buraya kanları akan yoldaşlarımıza söyledik, düşleriniz yarım kalmayacak. Özgürlük ve sosyalizm için direnenlere de şehit düşenlere de söylüyoruz;  düşleriniz yarım kalmayacak bunu biz gerçekleştireceğiz" ifadelerini kullandı. 

'SELAM OLSUN ROJAVA KADIN DEVRİMİNE'
Taşkıran, Rojava kadın devrimini de şu sözlerle selamladı: "12. yılında Rojava kadın devrimimizi, Rojava halkları ve özgürlük devrimini buradan yeniden selamlıyoruz. Rojava devrimi biziz, bıji berxwadana Rojava."

TUTAL: SURUÇ AYDINLATILSAYDI ANKARA YAŞANMAYACAKTI
Son olarak Urfa Emek ve Demokrasi Platformu adına İsmail Tutal, söz aldı. Suruç şehitlerini anan Tutal, Suruç'ta derinlikli bir soruşturma yürütülmüş olsaydı sonrasındaki katliamların gerçekleşmeyeceğini kaydetti. Tutal, "Bu katliamların birbiriyle çok ilintili olduğunu görüyoruz. Devasa bir güvenlik boşluğunu da görüyoruz" dedi. Bu nedenle derinlikli bir soruşturma yürütülmesini istedi. 

Anma sloganlarla sona erdi.