3 Ekim 2024 Perşembe

'3. Havalimanı kent suçu ve yaşam yıkımıdır'

3. Havalimanı İşçileriyle Dayanışma Platformu proje aşamasından itibaren 3. havalimanına karşı yapılan tüm risk uyarılarının tek tek gerçekleştiğini kaydetti. Mega projelerin derhal durdurulması istendi. 

3. Havalimanı İşçileriyle Dayanışma Platformu, "3 havalimanı kent suçudur, yaşam yıkımıdır" şiarıyla Beyoğlu'nda bulunan Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi'nde basın toplantısı düzenledi. Toplantıya, DİSK Dev Yapı-İş Genel Sekreteri Nihat Demir ve İnşaat-İş Örgütlenme Sekreteri Deniz Gider de katıldı. 

"3. havalimanı kent suçudur yaşam yıkımıdır! Bu projenin ülkeye ve İstanbul'a en büyük kötülük olduğunu yıllar önce haykırdık, haykırmaya devam ediyoruz. Emeğin, doğanın, bilimin düşmanı ölüm projelerine geçit vermeyelim. Doğa, yaşam ve toplum öncelikli bir kenti, bir düzeni birlikte kuralım" yazılı pankart toplantının yapıldığı salona asıldı. 

İnşaat işçilerinin çok sayıda sorunla mücadele etmek zorunda kaldığını aktaran Demir ve Gider, yaptıkları konuşmalarda bu sorunlardan bazılarını dile getirdi. İnşaat işçilerinin artık ücretten ziyade insanca yaşam koşulları için direndiklerini belirten Demir ve Gider, bu nedenle iki sendika olarak 1 Şubat'ta bir kampanya başlattıklarını duyurdu. 

'YARDIM DAHİ ULAŞTIRILMAYAN TERMİNALE POLİS YIĞILDI'
Basın metnini okuyan Beyza Üstün, 3. Havalimanı İşçileriyle Dayanışma Platformu olarak keşke haklı çıkmasaydık dedikleri felaketlerin yaşandığını dile getirdi. İGA'nın işlettiği havalimanı içinde dış ülkelerden gelenler dahil tüm yolcuların uçaklarda saatler süren mahsur kalmanın ardından kendi olanaklarıyla kurtulabildiğini  belirten Üstün, "Bu rezalete isyan edenlere karşı da iktidar tek bildiği ve daha önce iş cinayetlerine isyan eden işçilere karşı başvurduğu polis şiddetini devreye koydu. Yardım dahi ulaştırılamayan terminale çevik kuvvet yığıldı" dedi.

'3. HAVALİMANINA KARŞI DEFALARCA UYARDIK'
Proje olarak sunulduğu günden bugüne meslek odalarının 3. havalimanına yaptığı itirazlara dikkat çeken Üstün, "Proje alanı doğrudan deniz üzerinden gelen rüzgarlara açıktır. Uçuş için uçağın gelen rüzgarı önden alması gerekir, yandan ya da arkadan alması tehlikelidir. Ayrıca Türk Hava Kurumu Teknik Birimi'nin, Karadeniz tarafından gelen rüzgarlar nedeniyle projeye onay veremediği bilinmektedir. Bu nedenlerle raporda kullanılan meteoroloji istasyonlarının verileri proje alanındaki değerleri yansıtmamaktadır" uyarısını hatırlattı. Üstün, "3. Havalimanı İnşaat İşçileri ile Dayanışma Platformu adına yapılan açıklamalarda uçuş güvenliği olmayacak olan bu havalimanının yapımının iptal edilmesini aksi halde yaşanacak felaketlerin önüne geçilemeyeceği her defasında basına açık olarak duyuruldu" diye konuştu.

'UYARDIĞIMIZ TÜM RİSKLER GERÇEKLEŞTİ'
Tüm uyarıları ve açılan davaları göz ardı eden siyasi iktidarın tam bir dayatma ve zorbalıkla inşa edip alelacele açılışını yaptığı 3. Havalimanı bugüne kadar yaşattığı yıkımların üstüne inatla inşa edildiğini belirten Üstün, işletmeye alındığı andan itibaren, uyarısı yapılan tüm risklerin tek tek gerçekleştiğini belirtti.

'3. HAVALİMANI HALKA KAPATILDI'
Yolcular 3. havalimanında mahsur kalırken devlet bürokrasisinin ve özel jet sahiplerinin uçaklarının Atatürk Havalimanını kullanarak kesintisiz uçuş ayrıcalığından yararlanmaya devam ettiğinin altını çizen Üstün, "Atatürk Havalimanı sadece halklara kapatılmış oldu. İstanbul Vekillerinin yaptığı açıklamalarda 7 Nisan 2019-30 Eylül 2021 tarihleri arasında Atatürk Havalimanı'ndan yaklaşık 100 bin ayrıcalıklı (toplam 90 bin 693) uçuş yapıldığını ve bunun da günlük ortalama 100 uçuş anlamına geldiğini belirtildi. İstanbul 3. Havalimanı bırakınız risk koşullarını sıradan mevsim (doğal kış) koşullarını dahi kaldıramıyor. İstanbul'un ve Marmara Bölgesinin kuzeyindeki su havzalarının yok edilmesi, binlerce hektar orman ekosisteminin, yüzlerce sulak alanın yok edilmesi, resmi rakamlarla 60'ın üzerinde iş cinayetiyle inşaat işçilerinin katledilmesi pahasına yapıldığı halde büyük bir başarıymış gibi 'dünya çapında bir şaheser' olarak tanıtılmakta" diye konuştu. 

'İKTİDARIN SINIFSAL NİTELİĞİNİ GÖSTEREN UYGULAMALARDAN SADECE BİRİ'
"Türkiye'nin 2023 hedeflerinden biri" olarak sunulan İstanbul 3. havalimanında son kar yağışıyla gerçeklerin bir kez daha göründüğünü söyleyen Üstün, şöyle devam etti: "3. Havalimanı'nda yaşananlar,  şirketlerin nasıl kayrıldığını, 5'li çete dahil iktidarın yandaş sermayeye neleri nasıl peşkeş çektiğini, yapılan tüm usulsüzlükleri, yaşamın ve yaşam alanlarının katliamını göstermekle kalmadı, aynı zamanda kapitalizmin yüzünü, sermayenin emek düşmanı niteliğini herkesin görebileceği boyutta gözler önüne serdi. Bu, tüm yetkileri kendinde toplayan ve bugüne dek İhale Yasası'nı 192 kez değiştiren, ÇED süreci dahil her türlü denetimi ve bilimsel kıstasları devre dışı bırakan iktidarın sınıfsal niteliğini gösteren uygulamalardan sadece biri.

Bu projenin ülkeye ve İstanbul'a yapılan büyük bir kötülük olduğunu yıllar öncesinden haykırdık, mücadele ettik direndik, belgelediklerimizi kitap haline getirip yayınladık ve bu gün keşke haklı çıkmasaydık diyoruz. Ama ne yazık ki öngördüklerimiz teker teker gerçek oluyor.

'MEGA SERMAYE PROJELERİNİ DURDURALIM'
Yaşamın üzerinde oynanan bu dayatmanın, yaşamı, emeği, halkların iradesini yok sayan bu ve benzeri siyasi projelerin yıkım boyutları, nedenleri ve sonuçları ile gözle görülür halde ve artık saklanamıyor. Bizler bu katliam projelerini durdurmak için mücadeleyi sürdüreceğiz. Başta İnşaat İşçileri olmak üzere tüm emekçilere, ekoloji, emek, meslek örgütlerine ve halklara çağrımızdır.  Bu topraklarda özgürce, eşit ve sömürüsüz yaşam için, gelin bu katliam siyasetine karşı birlikteliği büyütelim, kapitalist sisteme son verelim.
 
Yaşamı, yaşam alanlarını yok eden, emeği sömüren,  iş cinayetlerini, güvencesiz çalışma koşullarını meşrulaştıran başta 3. Havalimanı olmak üzere, onun da parçası olduğu Kanal ve Yenişehir yapılanması mega sermaye projelerini durduralım."