2 Ekim 2024 Çarşamba

28 yıl oldu oğluma, gözbebeğime ne oldu?

883. hafta açıklamasında Menekşe Aydınlar'ın "Oğluma ne oldu" sorusunu yineleyen Cumartesi Anneleri, kaç yıl geçerse geçsin kayıplar için mücadele etmekten ve Galatasaray'dan vazgeçmeyeceklerinin altını çizdi. Diyarbakır'da da düzenlenen 681. eylemde Cüneyt Aydınlar'ın akıbeti sorulurken, Adalet Nöbeti'ni tüm zorluklara rağmen sürdüren Şenyaşarlarla dayanışma çağrısı yapıldı. 

Cüneyt'in kaybedilişinin ardından anne Menekşe Aydınlar, "28 yıl oldu. Bilmeye hakkım var; oğluma, gözbebeğime ne oldu?" sorusunu soruyor. Anne Aydınlar yıllarca oğlunu kapının önüne koyduğu kanepede bekledi, umudunu kesmedi ancak haber alamayalı 28 yıl oldu...

Gözaltında kaybedilenlerin akıbetini sormak ve faillerin yargılanması için mücadele eden Cumartesi Anneleri'nin eylemi 883. haftasında. Kayıp yakınları bu hafta anne Aydınlar'ın, "Oğluma ne oldu" sorusunu yineledi.

ANNE AYDINLAR: 28 YILDIR HABER ALAMIYORUM
Covid-19 salgınından kaynaklı bu haftada online düzenlenen açıklamada ilk olarak sözü oğlu Cüneyt'in 28 yıldır akıbetini soran anne Menekşe Aydınlar aldı. Aydınlar, "28 yıl önce bugün Cüneyt gözaltına alındı. 9 gün gözaltında kaldı. O günden haber alamıyoruz. Adalet istiyoruz. Bulunmalarını istiyoruz. Galasatasaray'dan vazgeçmeyeceğiz. Ne yaptılarsa çıkarsınlar" dedi. 

'ANNEM 7 SENE KAPININ ÖNÜNE KOYDUĞU KANEPEDE BEKLEDİ'
Emrah Aydınlar ise ağabeyi Cüneyt'i ararken maruz kaldıkları hukuksuzlukları hatırlattı. "Annem 7 sene boyunca kapının önüne koyduğu kanepede bekledi" diyen Emrah Aydınlar 28 yıl geçmesine rağmen Cüneyt'ten haber alamadıklarını dile getirdi. Emrah Aydınlar, "Cüneyt nerede? Artık annemin konuşacak mecali kalmadı. Düğünlerimizde de cenazelerde de yanımızda değildi. Yeğenleri onu tanımadan büyüdü. Bu acılar hepimizin" ifadelerini kullandı. 

'YAŞASAYDI 50 YAŞINDA OLACAKTI'
Cüneyt'in maruz kaldığı işkenceleri anımsatan amcası Recep Aydınlar da kaç yıl geçerse geçsin mücadeleye devam edeceklerini söyledi. Aydınlar, "Bu acıyı bize yaşatan bireylerin, polislerin bizlerle yüzleşmesini istiyoruz. Cüneyt yaşasaydı 50 yaşında olacaktı" dedi. Sorumluların yargılanmasını istedi. 

KESKİN: KAYITLI BİR KAYIP
Ailenin avukatı Eren Keskin de hukuki sürece ilişkin bilgi verdi. "Biz onun yer gösterme adı altında götürüldüğü yerlerde inceleme yaptık ve Beyoğlu'nda esmer Bardakçı'nın evine götürüldüğünde çok yorgun ve bitkin olduğunu Esmer Bardakçı bize anlattı. 'Teyze bu getirildiğim 25. ev' demiş. Oradan götürüldükten sonra bir silah sesi duymuş çocuklar" diye hatırlatan Keskin, yetkililerin "kaçtığı" iddiasına o kadar işkence görmüş ve yorgun olan Cüneyt Aydınlar'ın kaçmasının mümkün olmadığını kaydetti. Keskin, Cüneyt Aydınlar'ın kayıtlı bir kayıp olduğunun altını çizdi. 

Cumartesi Anneleri 883. hafta açıklamasının batın metnin İnsan Hakları Derneği (İHD) Dersim Şube Başkanı Gönül Sonbahar okudu. Sonbahar, "Gözaltında kaybedilişinin 28. yılında bir kez daha Cüneyt Aydınlar dosyasında maddi gerçeği açığa çıkartacak etkinlikte bir soruşturma-kovuşturma yapılması ve faillerin işledikleri ağır suçla orantılı olarak cezalandırması talebimizi tekrarlıyoruz" diye konuştu. 

NE OLMUŞTU?
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi öğrencisi olan Cüneyt Aydınlar, 20 Şubat 1994 tarihinde Bakırköy'deki Ömür Durağı'nda polisler tarafından gözaltına alındı. Gayrettepe Siyasi Şube'ye götürüldü. Burada yedi gün kayıt dışı gözaltında tutulduktan sonra, 27 Şubat 1994 tarihinde gözaltı kaydı yapıldı. Ancak aynı operasyon kapsamında gözaltına alınan on dört kişi mahkemeye sevk edildiklerinde aralarında Cüneyt yoktu.

Bu kişiler 17 Mart 1994 tarihinde avukatları aracılığıyla kamuoyuna bir açıklama yaptı. Açıklamada 2 Mart 1994 tarihine kadar Cüneyt Aydınlar ile birlikte gözaltında tutulduklarını söylediler. Tanıklar ayrıca yoğun işkence gören Cüneyt'in; ağır yaralı, bir ayağı kırık, yürüyemez haldeyken "ölmeye hazır mısın, ölmeye gidiyorsun" diyen polisler tarafından sürüklenerek bulunduğu hücreden götürüldüğünü ve onu bir daha görmediklerini anlattılar.

İstanbul Emniyeti, Cüneyt'i soran ailesine ve İnsan Hakları Derneği avukatlarına "28 Şubat 1994 tarihinde yer göstermeye götürdük, elimizden kaçıp kayıplara karıştı" cevabını verdi. Cüneyt'ten bir daha haber alınamadı.

Bugüne kadar Cüneyt Aydınlar'ın akıbetini açığa çıkartacak, onu kaybedenleri yargılayarak ceza adaletini sağlayacak idari ve adli bir süreç işletilmedi.

Ailenin başvurduğu tüm yetkili merciler, elleri kelepçeli, ayakkabıları bağcıksız, görgü tanıklarının beyanına göre desteksiz ayakta duramayan birinin 30 kadar polisin elinden nasıl kaçabileceğini sorgulamadan polisin firar senaryosunu esas aldı. Savcılar olayı soruşturmak yerine, Cüneyt hakkında firar ettiği iddiasıyla yakalama kararı çıkardı. Hâkimler, Cüneyt'i kaybeden polisler hakkında beraat kararı verdi. Cüneyt Aydınlar dosyası evrensel hukuka aykırı olarak, zaman aşımı gerekçe  gösterilerek kapatıldı.

DİYARBAKIR'DA 681. EYLEM
Kayıp yakınları ile İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi'nin, gözaltında kaybedilenlerin akıbetinin ortaya çıkarılması ve faili meçhul cinayete kurban giden kişilerin faillerinin bulunması için her hafta düzenlediği eylemin 681'incisi Koşuyolu Parkı'nda bulunan Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirildi. Kaybedilen ve faili meçhul cinayetle öldürülen isimlerin fotoğraflarının taşındığı eyleme, Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) Diyarbakır Kadın Meclisi üyeleri ile birçok insan hakları savunucusu katılarak destek verdi.

'KÜRTLERE KARŞI ÖZEL SAVAŞ'
Eylemin başlaması öncesinde polisler, açıklamayı takip eden gazetecilerin basın kartlarını kontrol etti. Basın kartları kontrol edildikten sonra gazetecilerin görüntü almalarına izin verildi. İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, her hafta olduğu gibi yine adalet talebinde bulunmak ve işlenen faili meçhul cinayetler için devletten hesap sormak için bir araya geldiklerini dile getirdi. Zorla kaybetme ve faili meçhul cinayetlerin bir devlet politikası olarak hayata geçirildiğini söyleyen Zeytun, "O dönem insanlar nasıl ki sistematik bir şekilde kaybedildiler, bugün de aynı sistemle devlet failleri yargılamış değil. Bizler kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları olarak devletin insanlığa karşı işlemiş olduğu suçların hesabını soracağımızı bir kez daha belirtmek istiyorum. Bu kaybetme ve faili meçhuller özellikle de Kürtlere karşı özel savaş olarak yapıldı" ifadelerini kullandı.

'ŞENYAŞARLARIN SESİNE SES OLALIM'
Urfa'da yaklaşık bir yıldır adalet arayışında olan Emine Şenyaşar'ın, hakkında açılan soruşturmalara sindirilmeye çalışıldığına dikkat çeken Zeytun, "Emine Şenyaşar'ın adalet talebini ötelemeyin. Onun yürüttüğü talepler meşrudur. Emine Şenyaşar'a ve onun taleplerine ses olalım" diye seslendi. Rusya ve Ukrayna arasında süren savaşa da değinen Zeytun, savaş ve çatışmaların insanlara zarar verdiğini belirterek, şunları söyledi: "Sorunların demokratik bir şekilde çözülmesi çağrısında bulunuyoruz. Bizler uzun yıllardır sorunların karşılıklı müzakere yollarıyla çözülmesini gerektiğini vurguladık. Türkiye'de de başta Kürt sorunu olmak üzere tüm sorunların demokratik müzakere yollarıyla çözülmesini istiyoruz."

'CÜNEYT AYDINLAR NEREDE'
KESK Amed Kadın Meclisi Sözcüsü Fatma Yıldızhan ise 90'lı yıllardan bu yana kayıp yakınlarının adalet taleplerine bugün infazı yakılan tutuklularının yakınlarının da eklendiğini kaydetti. Yıldızhan, "Bugün tutuklu yakınlarının adalet mücadelesi bizlere umut oldu. Onlarla da dayanışma içerisinde olacağımızı belirtiyoruz. Tüm failler bulunana kadar ve bugün ülkede adalet talepleri karşılanan kadar mücadele içerisinde olacağımızı belirtiyoruz" diye konuştu. Sonrasında Cüneyt Aydınlar'ın kaybedilme öyküsünü İHD Şube Sekreteri Ferhat Berkpınar okudu. Berkpınar, "Aradan geçen 28 yıla rağmen Cüneyt Aydınlar'dan bir daha haber alınamadığı gibi etkin bir soruşturma yürütülüp sorumlular da cezalandırılmadı" dedi.

Kayıp hikayesinin ardından kayıp yakınları bir dakikalık otuma eylemine geçti. Eylem alkışlarla son buldu.