3 Ekim 2024 Perşembe

'2022'de faşizm kaybedecek, biz kazanacağız'

HBDH YK üyesi Tekin Yoldaş ve KBDH GK üyesi Hevi Sarya Medya Haber özel programında 2021 yılını değerlendirdi. Yoldaş ve Sarya, 2021 yılında sürdürülen mücadelenin 2022 yılında büyütüleceği ve faşizmin kaybedeceği, ezilen halkların, kadınların, işçilerin, emekçilerin, gençlerin kazanacağı bir yıl olacağını vurguladı.

Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH) Yürütme Komitesi Tekin Yoldaş ve Kadınların Birleşik Devrim Hareketi (KBDH) Genel Konseyi üyesi Hevi Sarya, Medya Haber özel programına katıldı.

2021 yılına ilişkin değerlendirmede bulunan Yoldaş ve Sarya, 2022 yılında kadınlar, Kürt halkı, işçilerin, ezilen tüm halkların kazanacağı bir yıl olması için mücadelenin büyütülmesi çağrısında bulundu. Röportajın tamamı şu şekildedir:

SARYA: REJİM ASKERİ, PSİKOLOJİK SALDIRILARINDAN SONUÇ ALAMADI

HBDH ve KBDH, emekçiler, kadınlar ve tüm ezilenler için 2021 yılı nasıl geçti?
Hevi Sarya: Birleşik devrim hareketi olarak şehitlerimizin önünde saygıyla eğiliyoruz. Bu mücadeleyi yürüten tüm yoldaşlarımızı buradan selamlıyoruz. Halklarımızı, kadınları yürüttükleri mücadeleler ve ödedikleri bedellerden dolayı selamlıyoruz.

2021 yılı yoğun bir politik ve askeri atmosferde geçti. Politik, askeri ve psikolojik saldırılarının sonuç vereceğini uman bir faşist şeflik rejimi söz konusudur. Fakat bu emellerin boşa çıktığını çok rahat söyleyebiliriz, 2021 yılına baktığımızda. Mücadelenin gelişim seyri açısından bazı nitelik sıçrama anları söz konusuydu, geride kalan 10 yıllık süre zarfında. Özellikle de Kürdistan'daki sömürge siyasetine politik-askeri anlamda cevaplar veren bir Kürt halkımız gerçeği vardı.

HALKLAR VE KADINLAR ÖZNELEŞTİ
Rojava devrimi söz konusu olduğunda ya da Kürdistan'daki özyönetim ve özsavunma direnişleri söz konusu olduğunda, Türkiye'deki politik özgürlükler mücadelesinin vardığı düzey açısından baktığımızda ya da bir Gezi ayaklanmasına yaslanan politik kitle hareketi gerçekliği, kadın özgürlük mücadelesinin kazanımları üzerinden yürüyen bir kadın özgürlük hareketi söz konusudur. Türkiye ve Kürdistan halklarının bu niteliksel sıçrama döneminin ardından AKP bu niteliksel sıçrama anlarını daha da geriye düşürmeye çalışan bir faşist saldırganlık dönemine geçti. 2015 konseptini böyle tanımlayabiliriz. Fakat 2015'ten bugüne geldiğimizde bu amacına ulaşamadığını görüyoruz. Yaratmak istediği politik irade kırılmasıydı, yaratmak istediği bir askeri irade kırılmasıydı, yaratmak istediği psikolojik bir baskı ortamıydı. Umutsuzluk, karamsarlık, iradesizlik geliştirmekti. Bunun da oluşmadığını görüyoruz.

Son bir yıl, 2015'ten beri işletilen konsept açısından, oldukça kritik bir yerde durdu. Son bir yılın içinde halklarımız ve kadınlar açısından daha fazla iradeleşme, daha fazla özneleşme olduğunu söyleyebiliriz. Birleşik devrim hareketinin özneleri söz konusu olduğunda da bunu söyleyebiliriz.

ÖNEMLİ KAZANIMLAR ELDE ETTİK
Bir yılın bizim açımızdan önemli kazanımlarla geçtiği açık ve nettir. HBDH ve KBDH olarak, mevcut rejim krizinin bir tarafıydık ve derinleştiren bir yerde durduk. Kapitalizmin yapısal krizi, rejimin ekonomik, siyasi yönetememe krizini derinleştiren ve devrimimiz lehine ilerleten bir yerde durduk. Bunun bir dizi mücadele araç ve biçimleriyle iç içe ilerlediğini çok rahat söyleyebiliriz. Gerek kitle hareketi düzeyinde gerek öncü çıkışlar düzeyinde belirtilebilir. Ya da aynı zamanda gerilla ve milis cephesinden doğrudan saldırı eylemleri biçiminde tariflenebilir. Her düzeyde mücadele araç ve biçimi birleşik devrim hareketi açısından uygulandı.

NATO'NUN ÜÇÜNCÜ BÜYÜK ORDUSUNU DARBELİYORUZ
NATO'nun üçüncü ordusu olarak belirlenen faşist Türk devletinin askeri kuvvetiyle dövüşmekteyiz. Aynı zamanda onyıllara varan bir mücadelenin ardıllarıyız. Biz bu orduyu zorluyoruz, biz bu orduyu darbeliyoruz. Yeri geldiğinde kaçırtıyoruz. Garê örneğinde gördük. Metîna, Zap, Haftanin örneklerinde yaşadığı zorlanmalar ortadadır. Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da yürüttüğü siyasetin çıkmazları açısından da bunu çok rahatlıkla belirtebiliriz.

2022 DEVRİM YÜRÜYÜŞÜMÜZÜ GÜÇLENDİRECEĞİZ
Dolayısıyla bizim açımızdan kazanımları olan bir yıldı. Bu bir yılı iyi analiz ederek 2022'ye de bu analizlerle daha güçlü gireceğimize inanıyoruz. Buradan dersler ve sonuçlar çıkartarak mücadeleyi daha sonuç alıcı bir düzeye evrilteceğimiz 2022 yılına gireceğiz. Daha sonuç alıcı ve daha büyük başarılara doğru hazırlandığımızı, devrim yürüyüşümüzü ve devrimin hazırlığının yeni bir evresi, momenti olarak 2022'ye gayet cesur, kararlı bir düzlemde gireceğiz.

YOLDAŞ: GARÊ DİRENİŞİ FAŞİST DEVLETİN PLANLARINI BOZDU
Tekin Yoldaş: 
2021 yılında bu mücadele ölümsüzleşen bütün HBDH savaşçılarını, devrim savaşçılarını saygıyla selamlamak istiyorum. Onların anıları bizim mücadelemize güç vermiştir.

2021 yılı hem sınıf mücadelesi açısından, ezenle ezilenin arasındaki mücadele açısından mücadele dolu bir yıl olarak yaşandı. En genel anlamıyla dikkat çekici neler var dersek, 2021 yılının başında özellikle Garê direnişi çok ciddi şekilde faşist devletin planlarını bozan önemli bir direnişti. Faşist rejim Türkiye'de işçilerin, emekçilerin, ezilenlerin mücadelesini bir şekilde baskılamak, boğmak istiyordu. Bu operasyon başarılı olsaydı kendisini daha güçlü tahkim edecekti. İktidarını daha güçlendirecekti. Bu koşullarda altında gerçekleşen Garê direnişi faşizmin bu planını bozdu. 2021'e damgasını vuran önemli pratiklerden biriydi.

BOĞAZİÇİ, İŞÇİLER, KADINLAR VE KÜRT HALKININ DİRENİŞİ 2021'E DAMGA VURDU
Yine, 2021 yılı içerisinde Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin başlattığı direniş önemliydi. Belediyelere, üniversitelere kayyum atayan, siyasi partilerin iradesini yok sayan, milletvekillerini tutuklayan, sokakta her türlü hak arama ve özgürlük mücadelesini 'terörist' ilan eden rejime karşı Boğaziçi öğrencileri bir direniş başlattı. Bir kayyumu gönderdiler, şimdi ikinci kayyuma karşı direnişlerine devam ediyorlar.

Kapitalizmin içinde bulunduğu kriz, koronavirüs pandemisi, gelişen işçi direnişleri 2021 yılına damgasını vurmuştur. Birbirinden bağımsız bir şekilde gerçekleşen işçi direnişleri birçok açıdan bu sömürü düzenine karşı işçi sınıfının yaşadığını, ölmediğini, elveda denmediğini gösterirken aynı zamanda birçok açıdan da kazanımla sonuçlandı, sonuç aldı. Sermaye cephesine geri adım attırdı.

Kadınların mücadelesi açısından, İstanbul Sözleşmesi'nden çıkış kararına karşı kadınların güçlü bir politik çıkışı vardı. Bu açıdan erkek egemenliğe karşı kapitalizmin, patriyarkanın sömürüsüne karşı kadınlar örgütlü bir şekilde sokaktaydılar. İstanbul Sözleşmesi'yle beraber savundukları yaşam hakkıydı. Bu açıdan iktidarın, bu sözleşmenin feshi kararına karşı sokakta kadınların öfkesi önemliydi.

Kürt halkının direnişi de 2021 yılına damgasını vurdu. Operasyonlara, saldırılara rağmen Newroz'da coşkulu bir kitle vardı. Bu kitle özgürlük mücadelesine Kürt halkının siyasi iradesi olan Abdullah Öcalan'a ve onun siyasi iddiasına sahip çıktı. Bu anlamıyla 2021 yılı ezenle, ezilenin mücadelesinin bütün bir şiddetiyle yaşandığı bir yıldı.

HBDH 2021'DE 127 EYLEM GERÇEKLEŞTİRDİ
Bizler ezilenler cephesinden HBDH olarak 2021 boyunca hem gerilla alanında hem kentlerde milisler düzeyinde hem de devrimci kitle faaliyeti olarak var olduk. 2020'de biz HBDH olarak 63 eyleme imza attık. Bu kez toplamda 127 eyleme imza atıldı, 2021'de. Bu önemli bir sayı. Çünkü HBDH faşizmin bütün engellemelerine, yasaklamalarına rağmen eylem yapmaya devam etti. Bu anlamıyla 2021 faşizmden hesap soranların, HBDH milislerinin, gerillanın direnişinin damgasını taşıdı.

2021'E HBDH'NİN DEVRİMCİ DURUŞU DAMGA VURDU
Yaz döneminde mayıs ayından itibaren, Zap-Avaşîn-Metîna hattına faşizmin işgal saldırısı başladı. Beraberinde Rojava'ya işgaller de vardı. Bu koşullar altında, özellikle bu alanlarda, Medya Savunma Alanları'ndaki gerillanın direnişi Güney Kürdistan'ı işgal etmek isteyen Türk devletinin bütün planını bozdu. Bu açıdan, gerilla onları askeri açıdan durdurmuş oldu. HBDH güçleri bu direnişin içinde yer aldı, önemli bir parçası oldu. Bu operasyonlar devam ederken Türkiye metropollerinde ve Kürdistan kentlerinde HBDH milisleri eylemlerini sürdürdü. Faşizm halka, gerillaya, emekçilere, ezilenlere saldırıyorsa devrimciler onlardan hesap sorar dedi. Devrimciler bu iradeye sahiptir. Devrimciler asla unutmaz. Eylemlerin niteliği düzeyi farklılaşabilir ama bir ısrar, faşizmden hesap sorma, onun işçi, emekçilere, ezilenlere ve bütün halka dayattığı sömürü düzenine başkaldırı ve hesap sorma iradesi 2021 yılı boyunca HBDH güçlerinin pratiklerinde kendisini gösterdi. Askeri eylemlerinde kendini gösterdi. Bu anlamıyla 2021'e damgasını vuran aslında HBDH'nin bu devrimci duruşu olmuştur.

SARYA: GARİBE GEZER'İN ANILARINA SAYGIYI EYLEMSELLİĞİMİZLE 

Pandemi, yasaklamalar, saldırılar, taciz, tecavüz… bütün bunlara "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz" şiarıyla ve ısrarla meydanları alanları, sokakları dolduran kadınlar, özgürlükleri için faşizme karşı büyük bir mücadele yürütüyor. 2022 yılında kadın özgürlük mücadelesi hedefleriniz nelerdir?
Hevi Sarya: Öncelikle bu soruya şehit Garibe Gezer'i anarak başlamak istiyorum. Onun anılarına hesap sorma eylemselliğiyle bağlı kalacağımızın altını çizmek isterim. Bu temelde kendini var eden KBDH milislerimizi de buradan selamlıyorum. Garibe Gezer arkadaşımızın şehadeti aynı zamanda mücadelemizin eksikliğidir. Garibe Gezer'in kamuoyuna sunduğu mesajlar aslında bir çağrıydı. Biz tam da o dönemden şehadetine kadar süreç açısından daha güçlü bir eylemsellikle, daha güçlü bir kadın dayanışmasıyla karşılamalıydık. Faşist Türk devletinin bir dizi işkence saldırıları sonucu yaşamı son buldu. Bu büyük bir katliamdır. Buradan hareketle kadın özgürlük mücadelemiz açısından 2022 yılında şu önemli bir yerde duruyor; birlik.

Bugün mevcut erkek egemen faşist devlet kadınları bölen ve parçalayan bir hatta ilerliyor. Baktığımızda Kürdistanlı kadınlarla Türkiyeli kadınları bölüyor. Tarihi geriye alırsak, zamanında demografik yapıyı değiştiren politikalarıyla, nüfus politikalarıyla, tehcir politikalarıyla, katliamlarla yine halkları bölmüştür. O günden bugüne de faşizm aslında kendini sürdüren bir yerde duruyor. Dolayısıyla şovenizm, işgal, sömürge siyaseti vb. bunlar bölücü siyasetlerdir.

Sermayenin politikaları, mevcut ekonomik kriz aynı zamanda bir içe dönüklük, bireysel kurtuluş temelinde bir eğilimi beraberinde getiriyor. Ekonomik sorunu bireysel temelde çözmeye çalışan, yoksullukla-açlıkla boğuşan, işsizlik sorunuyla boğuşan, kendine kapalı, evine kapalı, işyerine kapalı bir kadın bireyciliği yaratmaya çalışıyor. Dolayısıyla da sermayenin bu diktatörlüğü karşısında ezilen işçi kadınların, ezilen emekçi kadınların birleşmesi gerekiyor. Bireysel, ekonomik kurtuluş değil toplumsal bir kurtuluş mücadelesiyle ancak ekonomik sorunlarımızı aşabiliriz. Daha güçlü bir politik mücadele gerekiyor, kadınlar söz konusu olduğunda. Taciz, tecavüz, istismar, kadın cinayetleri bütün bu saldırılar da birey erkekten gelen saldırılardır. Aynı zamanda kolektif erkek mekanizmalarından gelen saldırılardır. O yüzden bugün kadın hareketimizin erkek-devlet şiddetine karşı mücadeleyi yükselten eylemselliği önemlidir. 25 Kasım'da örneğin temel sloganlardan biriydi. "Susmuyoruz, itaat etmiyoruz, korkmuyoruz" dediler. "Erkek devlet şiddetine karşı isyandayız" dediler. Kolektif erkek mekanizması bugün faşist şeflik rejimidir. Faşist Türk devletidir. Erkek egemen bu faşist düzendir. Kolektif erkek şiddetinin somut maddi organı orasıdır. Burada biz şiddet olgusuna bakarken daha genel alan, şiddet faşizmdir, şiddet mevcut sermayenin ekonomik saldırılarıdır. Şiddet ırkçılıktır, şovenizmdir. Şiddet işgal siyasetidir. Şiddet kadın cinayetleridir. Şiddet çok yönlüdür. Şiddetin bugün doğrudan sorumlusu faşist Türk devletidir. Doğrudan burjuva Türk devletidir.

ERKEK DEVLETİ YIKACAĞIZ
Kadın özgürlük mücadelemizin devrimci bir politik hatta ilerlemesi önemli bir yerde duruyor. Biz bu erkek devleti yıkacağız. Erkek devlet karşısında güçlü bir kadın birliği örerek bu parçalılığa, kadınlar arasında geliştirilmeye çalışılan yabancılaşma ve uzaklaşma siyaseti karşısında yakınlaşan birleşen ve militan devrimci bir politik hatta ilerleyen, böylece milyonlarca kadınla buluşan bir mücadele düzeyi geliştirmeyi hedefliyoruz.

ÖZSAVUNMAYI YÜKSELT, SALDIRIYA GEÇ
Yeni dönem açısından da erkek egemenliğini yıkacağız, ileri daha ileri hamlemiz açısından iki temel sloganın altını çizmek istiyoruz: "Özsavunmayı yükselt, saldırıya geç", "Birleşik kadın mücadelesiyle kazanacağız". Bu iki temel şiarla önümüzdeki dönemde sonuç alıcı bir mücadele örmek, geri adım attıran-darbeleyen ve kazanan bir duruş gerekiyor. Sadece itaat etmeyen değil aynı zamanda yıkan bir hat gerekiyor. Kadın özgürlük mücadelesi açısından 2022 yılında biz bunu başaran bir yerde duracağız. Özsavunma-milis eylemselliği ise yeni bir soluk olacaktır. Önümüzdeki yıl da özsavunma-milis eylemlerinin daha fazla damgasını vuran bir çizgi olmasını hedefliyoruz.

YOLDAŞ: 2022'DE EYLEMLERİMİZİ ARTIRACAĞIZ

Gerilladan milis eylemlerine, oradan sokağa yansıyan bir mücadele örgütlediniz. 2022'deki hedefleriniz nedir?
Tekin Yoldaş: Öncelikle HBDH YK üyesi olarak birlikte çalıştığımız 2021 yılında ölümsüzleşen Sinan Dersim yoldaşı anmak istiyorum. Onun mücadelesi bizlere güç vermektedir.

2022 açısından gelişmeleri en genel anlamıyla şöyle tariflemeliyiz: Faşist rejim işgal ve savaş politikalarına devam edecek. Özellikle Medya Savunma Alanları'nda, Kuzey Kürdistan dağlarında, Rojava'ya dönük işgal saldırılarına karşı güçlü bir gerilla direnişi var. Gerillanın 2021 yılındaki direnişi 2022 yılında da savaşın, faşizme karşı direnişin daha da şiddetli bir şekilde devam edeceğini gösteriyor.

HBDH, "Faşizmi yıkalım, özgürlüğü kazanalım", "İleri, daha ileri…" derken aslında 2022 hedefini şu noktadan koydu; gerilla cephesinde direniş ve bu direnişin kentlere, metropollere taşınması. Bu anlamıyla, 2022 yılında hedefimiz hem eylemlerin sayısını artırmak hem de eylemlerin niteliğini artırmaktır. HBDH milisleri ve KBHD milisleri 2020 yılında 63 eylem gerçekleştirmişti, 2021'de bu sayı 127 oldu. Bu önemli bir artış. Bu eylemleri 2022 yılında daha artırmaktır hedefimiz. Bu eylemler hem gerilla hem de milis eylemleriyle eş güdümlü olmalıdır. Sınıf çelişkisi, ezen-ezilen çelişkisi ciddi boyutlara ulaşmış durumda. Bugün ekonomik krizde iktidar, faşizm yanlısı olan ve onların etrafındaki beşli çete ve sermaye odakları her fırsatta zenginleşirken; yoksul halkın, emekçilerin yaşamı her geçen gün zorlaşıyor. Bu kesimlerin, işçilerin, işsizlerin, yoksulların öfkesi, özlemleri HBDH'nin eylemlerinde kendisini ifade edecektir. Onların talepleriyle ortaklaşmalıdır. Gerillanın ve milisin eylemleri sokaktaki emekçilerin, ezilenlerin, kadınların, gençlerin faşizme olan öfkesini ifade ediyor.

HALK FAŞİST İKTİDARDAN UZAKLAŞIYOR, DEVRİMCİ GÜÇLERE YÖNELİYOR
Rejim dökülüyor, döviz krizi, diğer krizler, hayat pahalılığı bunların hepsi daha geniş halk kesimlerinin faşist iktidardan uzaklaştığını ve devrimci güçlere doğru yöneleceğini gösteriyor. Eğer biz, üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirirsek, birleşik devrim güçleri olarak halkı doğru temelde örgütlersek 2022 yılı faşizmin yıkılacağı, özgürlüğün kazanılacağı bir yıl olacaktır. Bu açıdan "ileri, daha ileri" derken, faşizme karşı özgürlük mücadelemizi daha güçlendirmek, daha nitelikli hale getirmek istiyoruz.

RESTORASYON DEĞİL KAPİTALİST SÖMÜRÜ DÜZENİNİ YIKMAK İSTİYORUZ
Sonuçta, bu direniş gerillasıyla milisiyle, devrimci kitle faaliyetini yürütenle, işçisiyle, emekçisiyle, kadınıyla herkese ciddi görevler düşüyor. Bütün bu kesimler bu faaliyetin parçası olmalılar. Buna emek vermeliler. Evinde oturursan, beklersen, eyleme katılmazsan, hesap sormazsan faşizm yıkılmaz. O rejim yıkılsa da, belki Erdoğan gider yerine "Kandil'e askeri operasyon yapacağım" diyen Kılıçdaroğlu gelir. Ya da, her fırsatta faşist katillere selam gönderen Meral Akşener gelir. Dolayısıyla biz sistem içi bir restorasyon değil, kapitalist sömürü düzeninin topyekun yıkılmasını istiyoruz. Devrimci bir halk iktidarına yürünmesi, devrimci halk iktidarının kurulmasını istiyoruz.

İŞÇİYİ SÖMÜREN PATRONLARIN EVLERİ, ARABALARI, İŞYERİ HEDEFİMİZ
Latin Amerika'sından Uzak Doğu'ya, Ortadoğu'dan Avrupa'ya kadar her tarafta sosyalistler, devrimciler, ezilenlerden yana olan güçler güçleniyor, örgütleniyor, iktidara yürüyorlar. Bu anlamıyla da biz HBDH olarak 2022 yılında bu mücadele kararlılığımızı sonuna kadar sürdüreceğiz. Faşizmi yıkma özgürlüğü kazanma mücadelesinde 'ileri' diyeceğiz. Bu kez eylemlerimizi daha nitelikli hale getirmek, eylemlerimizle ezilenlerin çelişkilerini buluşturmak istiyoruz. Halkımıza çağrımız, bu eylemlerimize katılmalarıdır, güç vermeleridir. Faşizmin korkusu Türkiye ve Kürdistan şehirlerinde HBDH ateşinin güçlenmesidir. O patronlar işçilerin alınterini sömürüyorsa patronların evleri, arabaları, işyerleri yanacak ve hesap sorulacak. Katiller Soma'da ve başka yerlerde işçi sınıfını hedef alıyorsa HBDH güçleri de onları hedef alacak. Kadın cinayeti oluyorsa, tecavüz ediliyorsa onu yapanlardan KBDH ve HBDH güçleri hesap soracak. 2022 hedeflerimiz hesap sormak, ezilenlerin öfkesini örgütlemek, faşizmi yıkmak ve özgürlüğü kazanmaktır.

SARYA: FAŞİZME KARŞI MÜCADELEDE KADINLAR ÖN SAFTA YER ALMALIYIZ

Ülke her gün yeni zamlarla uyanıyor. Günü zamlarla kapatıyor. Zamların olmadığı tek şey emekçilerin maaşlarıdır. İktidarın ekonomi politikaları emekçilerin hayatını zorlaştırdı. Yeni yılda nasıl bir tablo bizi bekliyor?
Hevi Sarya: Sayıca azınlıkta olan bir nüfusun, sayıca çoğunlukta olan nüfusun üzerine uyguladığı zorba bir aygıttır burjuva devlet. Burjuva devlet kendi sermaye birikimi, emperyalizmle kurduğu hegemonik ilişkilere uygun ekonomik politikalar uygulamak zorundadır. Yoksa varoluşun inkarı olur. Mevcut ekonomi politikaları kendi iflasının önüne geçmek için uygulamak zorunda. Biz bunun karşılığı olarak elbette yoksullaşan, açlık sınırının altında yaşayan pozisyonda oluyoruz. Dolayısıyla, birincisi; bu saldırılar burjuva devlet kaynaklıdır. Biz bu mücadeleyi burjuva devlete karşı yürütmeliyiz. Konunun kendisi bir zam olabilir, işten atılma olabilir ya da ihtiyacı karşılamaktan çok uzak bir asgari ücret olabilir. Biz bunun karşısında kimden ne talep edeceğiz? Karşımızdaki zaten bizim emeğimiz üzerinden kendini var eden bir zengin sınıfıdır. Bugün AKP-MHP iktidarı mevcut diktatörlük rejimi bunun sözcüsüdür, kurumsallaşmış yapısıdır.

FAŞİZME, ERKEK EGEMENLİĞİNE KARŞI MÜCADELE BİRLEŞECEĞİZ
Ekonomik krize karşı mücadele faşizme karşı mücadeleden geçiyor. Erkek egemenliğine karşı mücadelede faşizme karşı mücadele ve ekonomik krize karşı mücadeleyle kaynaşarak ilerlemek zorundadır. Yoksa, ekonomik krize karşı mücadelemizin ekonomist bir çizgide daralma riski var. Doğrudan bunun muhatabı AKP-MHP faşist iktidarıdır. İşyerlerinde, yaşam alanlarımızda direnişler, grevler örgütlemek, fabrika, işyeri işgal eylemleri, sabotaj eylemleri parolamız olmalı. Bu patronların fabrikasını yakalım, tutuşturalım. Üretemesinler. Ya da onların araçlarını, doğrudan patronları suikast-sabotaj eylemlerimizle cezalandıralım. Direniş, grev, boykotlar, işgaller, sabotajlar, suikastler bütün bunlar bizim mevcut ekonomik saldırılara karşı uygulayacağımız eylem biçimleridir, mücadele araç biçimlerimizdir. Kadınlar da bu mücadelenin en fazla muhatabıdır. Kadınlar olarak bu mücadele en ön safta yer almalıyız. 2022 yılında yoksulluk, yokluk, saldırılar devam edecek. Ancak direniş ve mücadeleyle bunların üstesinden gelebiliriz. Dolayısıyla, önümüzdeki süreç açısından da mücadeleyi daha fazla yükseltme çağrısında bulunuyoruz. Özsavunma ve milis eylemleri de, ekonomik krize karşı mücadelede önemli bir mücadele biçimidir. Taylandlı bir fabrika işçisi kadın, patrondan gördüğü zulüm ve taciz saldırısının ardından fabrikayı ateşe veriyor. Bizim açımızdan bu bir örnektir. Mücadelenin devrimci şiddet eylemsellikleriyle ilerlemesi gerekiyor. Ekonomik krize, faşizme, erkek egemenliğe karşı mücadelede birleşen bir kadın özgürlük mücadelesi, kadın hareketi inşa edeceğiz.

YOLDAŞ: FAŞİST REJİM TÜRK, KÜRT, ARAP HALKLARININ ALEYHİNEDİR

Faşist iktidar işgal siyasetini devam ettirmeye çalışıyor. Bu işgal siyaseti halklar için ne gibi sonuçlar doğurmaktadır?
Tekin Yoldaş: AKP-MHP faşist iktidarının varlığını devam ettirebilmek için işgal saldırılarını devam ettireceği görülüyor. Ama tek başına yapmıyor bunu. Özellikle Başur'daki işgal politikasını ABD başta olmak üzere bu güçlerin desteğiyle yapıyor. NATO'nun en büyük ikinci ordusudur Türk ordusu. Bu ordu doğrudan KDP'den ABD'den destek almasa böyle bir savaş politikası izleyemez. Çünkü buradaki hava sahası o güçlere ait. O hava sahasını Türk devleti istediği gibi kullanabiliyor. Bugün Şengal'e hava saldırısı yapıyor. Başur Kürdistan'ın değişik yerlerine hava saldırı yapıyor. Aynı şekilde de Rojava'da da değişik zamanlarda saldırı eylemleri gerçekleştiriyorlar. İşgal politikası aslında doğrudan emperyalizmle uyumlu bir işgal politikasıdır. Ondan bir rol alma arayışıdır. Türk devletinin de kendi hesapları var. Öncelikle, bölgenin demografik yapısına müdahale etmek istiyor. Kürtlerin her türlü demokratik hakkını, özgürlük hakkını elinden almak istiyor. Bu açıdan, faşist rejim Türk, Kürt, Arap halklarının aleyhine bir rejimdir. Bunun yıkılması, sadece Türkiye işçilerinin, kadınların, emekçilerin, Kürt halkının değil bölge halklarının lehinedir. Çünkü, bölgede hangi demokratikleşme olsa, hangi özgürlük faaliyeti olsa, hangi ezilenlerin eylemi olsa bunun karşısına Erdoğan rejimi dikilmektedir.

Bazı teknolojilerle dünyanın değişik yerlerinde özgürlük mücadeleleri yürüten güçlere karşı egemen güçleri desteklemek için onlara İHA, SİHA satıyor. Onlarla işbirliği içerisindeler. Dolayısıyla rejimin işgal politikası başarısız olduğunda yıkılması hızlanacaktır. Bizim görevimiz bunu daha da hızlandırmaktır. Bu anlamıyla onun askeri yenilgisi, askeri açıdan başarısızlığı faşizmin dağılması, onun egemen politikaları terk etmesi, işçi sınıfı-emekçilerin özgürlüğüne giden yolun açılması anlamına gelecektir. Zaten böyle olmuştur. Bakın 1905 Rusya'sına. Çar kuşatılmıştır toplumsal muhalefet tarafından. Çar gidip Japonya'ya savaş ilan etmiş, yenilmiş ve 1905 devrimi başlamıştır. Ya da Ekim devrimine bakın I. Dünya Savaşı esnasında yenilmiş bir Rusya, Bolşevikler öncülüğünde iktidara yürümüştür işçi sınıfı. Dünyanın değişik yerlerinde II. Dünya Savaşı'nı değerlendirdiğinizde sosyalizmin dünya çapında prestij kazanması, Vietnam meselesi ve diğerleri.

FAŞİST REJİMİN İŞGAL SİYASETİ 2022'DE KAYBEDECEK
Faşizmin askeri başarısızlığı bizlerin 2022'de hedeflediğimiz meselelerden birisidir. Bu aynı zamanda hem ona karşı Başur'da, Rojava'da devrimci direnişi yükseltmek hem de ülke içerisinde işçiler, emekçiler cephesinde onun bu politikalarını sorgulatmak, savaş politikalarını teşhir etmek ve ondan hesap sormak eylemlerine bu toplumsal kesimleri katmakla olacaktır. Bu anlamıyla işgalciler kaybedecek, direnenler kazanacaktır. Faşist rejim 2022'de işgal siyasetinde kaybedecektir. Ona kaybettirecek olan ne onun emperyalizmle olan çelişkileri ne de bölgedeki başka bir statükodur. Ona kaybettirecek olan halkların ve ezilenlerin direnişi olacaktır.

SARYA: 2022'DE DEVRİME ODAKLANMALIYIZ

2022 yılı için halklara mesajınız nedir?
Hevi Sarya: 19 Aralık katliamında, Maraş katliamında, Roboski'de şehit düşenlerimizi buradan anmak istiyorum. Katliam saldırıları ve ödediğimiz bedeller, şehitlerimiz, gazilerimiz söz konusu olduğunda bize şu gerçeği tekrar hatırlatıyor. 2022 açısından, isyan değil devrime odaklanmalıyız. Sonuç alıcı bir mücadeleye kitlenmeliyiz. Tarihin en gerilerinden bugüne geldiğimizde bir dizi isyanlar yaşandı. Şeyh Bedrettinlerden, Karmatilerden başlayabiliriz. Ya da Mustafa Suphilerden ya da '68-'80 arası o devrimci kuşağı düşündüğümüzde '90lar, 2000'ler… Gezi'den Rojava'ya, özyönetim direnişlerinden bugüne kadar… Yüzyılların mücadele birikimini üstlenmiş bir coğrafyanın devrimcileriyiz. Bu mücadeleyi zafere götürmek, refleksif değil sonuç alıcı bir noktaya evriltmek zorundayız. Bunun görevini üstlenen bir yerde duruyoruz.

2022 söz konusu olduğunda bu tarihsel sorumluluğumuza daha fazla yaslanma, bununla hareket etme, faşizmi ve erkek egemenliğini yıkma mücadele programına daha fazla kitlenme temel çağrımızdır. Şehitlerimizin hesabını sormak, onların gönlünü rahat ettirmek devrimle mümkündür. Türkiye ve Kürdistan topraklarında özgürlüğü kazanmaktır. Devrimi zafere kavuşturmaktır. Dolayısıyla, buna aday olan başta gençler olmak üzere kadınlara, halklara başarılar dilemek istiyoruz. HBDH ve KBDH olarak varız, var olacağız ve Türkiye ve Kürdistan devrimini zafere kavuşturacağız. Herkese başarılar.

YOLDAŞ: 2022'DE FAŞİZM KAYBEDECEK, BİZ KAZANACAĞIZ
Tekin Yoldaş:
2022 yılı ülkemizde, Türkiye'de, Kürdistan'da ve Ortadoğu'da, bütün dünyada kapitalizmin çöküşe girdiği, işçi sınıfının, emekçilerin, ezilenlerin özgürlük mücadelesinin büyüdüğü bir yıl olacak. Bunun işaretleri var. Pandemi sonrası bütün dünyada sol ve devrimci güçlerin güç kazandığını, sokak eylemlerinin ön plana çıktığını, yapılan bir dizi seçimde hep devrimci seçeneklerin güçlendiğini görüyoruz.

Türkiye açısından da 2022 yılında mücadele, kararlılık ve irade kazanacak. Bu açıdan ezilenlerin mücadelesinde HBDH olarak faşizmi yıkma ve özgürlüğü kazanma mücadelemizi ileri, daha ileri taşıma noktasında kararlıyız. Burada halkımız bize güç vermelidir. Eylemlerimize güç vermelidir. Daha güçlü bir şekilde bu eylemleri örgütlemeliyiz. Milislerimize çağrımız bu eylemlere güç vermeleridir. Faşizmi, onun sömürü düzeni olan kapitalist sömürü çarkını, bu savaşı destekleyen sermaye odaklarını daha güçlü bir şekilde hedef almalılar.

Erkek egemen kadın katillerini hedef almalılar. Garibe Gezer şahsında zindanlarda katledilen devrimcilerin hesabını onlardan sormalılar. Sonuçta bu hesap sorma iradesi 2022 yılında daha güçlü olacaktır. Bu konuda kararlı ve inançlıyız.

Çelişkiler derinleşmiş, faşist iktidar meşruiyetini kaybetmiş durumdadır. Onun alternatifi ancak devrimci güçler olabilir. Düzen siyasetinin farklı tonlarıyla artık Türkiye'deki bu sistemin yürümesi zordur. 2022 yılı birleşik devrim güçleri açısından umutlu, mücadele dolu ve özgürlüğün kazanılacağı bir yıl olurken, faşizmin kaybedeceği bizlerin kazanacağı bir yıl olacak. Bu konuda var gücümüzle bulunduğumuz bütün alanlarda gerillalarımıza, milislerimize, sokaklarda mücadele eden bütün halkımıza çağrımız var gücüyle çalışması, emek harcaması ve faşizmi yıkacak iradeyi ortaya çıkarmasıdır. 2022'de biz kazacağız, onlar kaybedecek. Faşizm yıkılacak, özgürlük kazanacak.