4 Ekim 2024 Cuma

19-24 Aralık 1978: Maraş Katliamı

Maraş katliamının planı, 19 Aralık günü hayata geçirilmeye başlandı. Çiçek Sineması'nda Sovyetler Birliği karşıtı propaganda yapan "Güneş ne zaman doğacak" isimli filmin gösterimi yapıldı. Ülkücü faşistler bu film aracılığıyla toplandı. Gösterim esnasında ülkücü Ökkeş Kenger sinema salonuna bomba attı. "Solcular sinemayı bombaladı" söylentisi yayılarak katliam saldırısı başlatıldı.

70'li yıllarda yükselişe geçen devrimci hareketi geriletmek isteyen faşist devlet, Kürtleri ve Alevileri hedef aldı. 19-24 Aralık 1978 tarihleri arasında Maraş'ta gerçekleşen katliam, bu saldırılardan biriydi.

Maraş öncesinde, devlet bizzat ülkücü-islamcı gruplar eliyle Malatya ve Sivas'ta benzer katliamlar yaptı. En kanlı saldırı Maraş'ta hayata geçirildi. 12 Eylül'ün yolunu açan bu saldırıları, CIA ve NATO gladyosu olarak çalışan devletin kontrgerilla güçleri birlikte hazırladı. Devrimci örgütlerin halk arasında etkisinin güçlendiği kentler seçildi. Halk arasında Alevi-Sünni ve Türk-Kürt karşıtlığı geliştirilmeye çalışıldı. Özellikle 1978 yılı, bu tür faşist saldırılara sıkça tanık oldu.

17-20 Nisan 1978 tarihlerinde Malatya'da Aleviler hedef alındı. Dönemin belediye başkanı Hamit Fendoğlu'nun öldürülmesi üzerine ülkücü-islamcı gruplar Alevi mahallelerine doğru kışkırtıldı. 3'ü çocuk 8 kişi katledildi, 100 kişi yaralandı. Saldırı boyunca Alevilere ait yaklaşık bin işyeri tahrip edildi.

3-4 Eylül 1978 tarihlerinde ise Sivas'ta tertiplenen faşist saldırı ve provokasyon, Maraş'ın provası oldu. Alevilerin yaşadığı Alibaba Mahallesi'nde başlayan provokasyon hızla tüm şehre yayıldı. Üç gün süren faşist saldırılar ve çatışmalar esnasında 10 kişi katledildi ve 100'e yakın kişi yaralandı. Kent genelinde binden fazla işyeri ve ev tahrip edildi.

Katliam ve ülkücü provokasyonlar ile devrimci faaliyet ve örgütlenme zayıflatılmak istendi. Katliam planlanan alanların ortak özelliği, Alevi-Sünni inançlardan halkların iç içe yaşadığı kentler olmasıydı.

Maraş'ta planlanan saldırıdan günler öncesinde faşist propaganda yaygınlaştırıldı. Camilerde vaazlar verildi, faşist gazete ve dergiler devrimcilere karşı söylemlerini yoğunlaştırdı. Belediye hoparlörleri dahi bu amaçla kullanıldı. "Solcuların camileri bombaladığı" veya "Sünni mahallelere silahlı saldırı yapılacağı" gibi söylentilerle faşist, islamcı kitle tabanı hazırlandı. Şehir şebeke suyuna zehir atıldığı gibi yalan haberler yayıldı.

Katliam planı, 19 Aralık günü hayata geçirilmeye başlandı. O gün, Çiçek Sineması'nda Sovyetler Birliği karşıtı propaganda yapan "Güneş ne zaman doğacak" isimli filmin gösterimi yapıldı. Ülkücü faşistler bu film aracılığıyla toplandı. Gösterim esnasında ülkücüler sinema salonuna bomba attı. Patlama önemli bir hasara yol açılmayacak büyüklükteydi. Yaşanan kargaşa esnasında önceden planlanan senaryo hayata geçirildi. "Solcular sinemayı bombaladı" söylentisi yayıldı.

Sinemaya bombayı atan Ökkeş Kenger (Şendiller) Ankara'yı arayarak, "işi başardığını" söylüyordu. Saldırı, Ülkücü Gençlik Derneği (ÜGD) Maraş Şube Başkanı Mehmet Leblebici ve ikinci başkan Mustafa Kanlıdere tarafından planlanmıştı.

Sinema önünde toplanan faşist güruh, sokağa salındı. "Komünistlere ölüm" diye bağıran 150-200 kişilik grup, önce sinema yakınındaki CHP binasına saldırdı, bina kundaklandı. Gün boyunca kent genelinde faşist saldırılar gerçekleştirildi.

20 Aralık'ta Alevilere ait Akın Kıraathanesi bombalandı. Ertesi gün TÖB-DER üyesi öğretmenler Mustafa Yüzbaşıoğlu ve Hacı Çolak, Endüstri Meslek Lisesi çıkışında faşistlerin saldırısına uğradı.

TÖB-DER'li iki öğretmenin vurulduğu ve hastaneye kaldırıldığını duyan halk, Yörükselim mahallesinde toplandı. Geç saatlere kadar askerler ve ülkücü faşistlerle halk arasında gerginlik yaşandı.

Hayatlarını kaybeden öğretmenler için kitlesel bir cenaze töreni düzenlendi. Binlerce kişinin katıldığı törende, devrimci marşlar ve faşizme karşı sloganlar öne çıktı. Cenaze töreni sürerken Ulu Cami yakınlarında toplanan faşist güruh halka saldırdı.

İlk çatışma kalenin önünde gerçekleşti. MHP'li faşistler, cenazeyi taşıyan korteje saldırdı. Ulu Cami önünde yoğun çatışmalar yaşandı. Jandarma ve polisler, faşist saldırı için tüm hazırlıkları yapmıştı. Faşist saldırganların önü açılırken, cenazeye katılanlardan gözaltına alınanlar oldu.

Üç gün süren çatışmalar sonucu kent genelinde tansiyon giderek yükseldi. Adım adım katliam ağı örülmüştü, sıra kan dökmeye ve devrimci örgütleri ezmeye gelmişti! Maraş'ın farklı ilçe ve köylerinden faşistler kente getirildi. Ordu ve polislere gerekli talimatlar verildi. Katliam için bütün planlananlar hazırlanmıştı.

Yörükselim, Serintepe, Mağaralı, Yenimahalle ve Karamaraş mahallelerinde çoğunlukla Aleviler yaşıyordu. Bu mahalleler 23 Aralık günü faşistler tarafından kuşatmaya alındı. Alevilerin, devrimcilerin evleri önceden işaretlenmişti.

Faşist katiller sabah saatlerinde Alevilerin evlerine saldırmaya başladı. Onlarca ev yakıldı. Silahlı-sopalı faşist güruh Alevi, Kürt avına çıktı. Yörükselim mahallesine gelen askerler sokakta nöbet tutan halkı evlerine yönlendirdi. Bir süre sonra askerler geri çekildi, eli kanlı faşistler halka saldırdı. Mahalle halkını savunan devrimciler ile faşistler arasında uzun süren çatışmalar yaşandı. Devlet tarafından organize edilen faşist saldırıda askerler, faşistlerin Kürt ve Alevi halkına yönelik katliamını seyrederken, sonrasında devrimcilere saldırdı. Dönemin Sıkıyönetim Komutanı Yusuf Haznedaroğlu, baskı ve işkence politikasını süreklileştirmişti.

Maraş'ta 19 Aralık günü başlayıp 23 Aralık'a kadar devam eden saldırılarda resmi rakamlara göre 111 kişi katledildi. 210 ev ve 70 işyeri yakılıp yıkıldı. Oysa gerçek bilanço bu rakamların çok daha üzerindeydi.

Katliam saldırıları nedeniyle binlerce Alevi aile kenti terk etmek zorunda kaldı, farklı bölgelere taşındı.

Katliam sonrasında göstermelik bir dava açıldı. Gerçek suçluların açığa çıkarılması için soruşturma açılmazken, saldırının elebaşıları beraat ettirildi, kamuoyu baskısını azaltmak için cüzi ceza verilen isimler oldu.

12 Eylül askeri faşist darbesinin ardından ise Maraş'ta faşist katliam saldırısına direnen devrimciler yargılandı. Soykırım günlerini andıran saldırının başını çeken faşist katiller milletvekili seçilerek, devlet kurumlarında görevlendirilerek ödüllendirildi.

Çiçek Sineması'na bombayı atarak Kürt ve Alevi halkına yönelik katliam saldırısını başlatan Ökkeş Kenger bunlardan biridir. Maraş katliamının bir numaraları sanığı olan Kenger, önce beraat ettirildi, ardından soyadını Şendiller olarak değiştirdi. 1991 yılında Refah Partisi ile seçim ittifakı yapan Milliyetçi Çalışma Partisinden Maraş milletvekili seçildi.

Kontrgerillanın katliam planı, Maraş'tan iki yıl sonra Çorum'da da hayata geçirildi. Halklar birbirine karşı düşmanlaştırılmaya çalışıldı. Faşist devlet terörüyle, devrimci mücadele zayıflatılmak ve halk üzerinde korku sürekli hale getirilmek istendi.

Maraş, planlı bir devlet katliamıydı. Faşist kontrgerilla şefi Mehmet Ağar'ın sözünü ettiği "1000 gizli operasyondan" biriydi.